30 Aralık 2009

Oxford Street

Dun arkadaslarla Oxford Street'de bulustuk ve cok keyifli bir gun gecirdik.Gerci birbirimizi bulmak biraz vakit aldi ama olsun :) Eee, bir cadde uzerinde en az 5-6 tane ayni adi tasiyan magaza olursa boyle olur tabi! Turkiye gibi degil ki bir magazadan bir tane olsun...



Bulusmanin oncesinde biraz erken gidip dolasmak istedim. Butun gun saganak halince yagmur yagdi, semsiyesiz dolasmak mumkun degildi. Halbuki de kalabalik yerlerde semsiye kullanmak bana hep zor gelmistir. Cok dikkatli olmak lazim yoksa her an birinin gozune semsiyeniz girebilir. Bir de magazalara girerken kapatmaniz gerekir, cikarken tekrar acmaniz... Elleriniz hep islaktir, semsiyeyi magazada tasirken de dikkatli olmak gerekir. O yuzden boyle zamanlarda kapson kullanmayi tercih ederim. Ama dunku yagmura kapsonlar bile dayanmadi!
Buralarda Noel ve yilbasi tatili oldugu icin, bir de indirim donemi basladigindan, cok kalablaikti Oxford Street! Magazalarin cogu da talan edilmisti coktan. Birkac magazaya sadece birkac adim atip girdim, birkac saniye etrafa bakindim ve ayni hizla geri ciktim! Ancak caddenin yilbasi isiklandirmasi cok guzeldi. Her sene farkli bir konseptle susluyorlar caddeyi. Bu sene hediye paketleri, semsiyeler, yildizlar ve genis aglar kullanmislar. Soylemeye gerek yok tabi, aksam olup hava kararinca daha guzel anlasiliyor bu guzellikler.
Esra ve Sema ile saatler suren hos sohbet cok iyi geldi bana. Yalniz grip durumlarini tam atlatamamisim, umarim hicbirine gecmez. MK ile bol bol oynadik,  resimler yaptik, bozuk paralari saydik, o bana ucakla nasil uctugunu anlatti :)
Donuste onlardan ayrilinca yol uzerindeki birkac magazaya bakmadan gecemedim. Aksam uzeri dukkanlar biraz tenhalasmisti, daha rahat bakinabildim. Zara'dan birkac sey aldim. Kasada odeme yaparken ise yeni basladigini ogrendigim kasiyerle sohbet etmeye basladik. O sirada bir gomlegin etiket fiyati ile barkod fiyatinin farkli oldugunu ve indirimin sisteme yansitilmadigini fark ettim (Toplam biraz yuksek gorununce anladim). Kasiyer biraz panik oldu, once fisi iptal etti, sonra kafasi karisti ve birini anons ederek cagirdi yanina. Gelen kisi olayi cozecekken onu bir yere cagidrilar, gitti. Sonra kiz yandaki kasiyere isi bitince gelir misin diyerek yardim istedi. Biraz sonra gelen kisiye kiz olayi tekrar bastan anlatti, o da fiyati farkli olan urunun once iadesini yapti. O sirada baska biri geldi ve digeri gitti. gelen kisiye hikaye yeni bastan anlatildi, onun anlamasi ve oleyi cozmesi biraz zaman aldi tabi. Ben ornek musteri seklinde sakince, hic sesimi cikarmadan bekledim, gulumseyerek kasiyere moral vermeye calistim. "Insanlik hali, olur bunlar" seklinde :) Ama sonuncu kisi geldiginde bir ara dayanamayip "Tamam hepsi kalsin vazgectim" diyecektim! Sonucta yaklasik yarim saat kasada sorunun halledilmesini bekledim. Cikarken kiz "Sikayet etmediginiz icin cok tesekkurler" diye kac kere soyledi...  Zara'da bu kadar vakit kaybedince eve gelisim gecikti tabi ve kojo benim kadar sakin degildi  haha :P
Sonucta keyifli bir Aralik gunu gecirdim...
DEVAMINI OKU

26 Aralık 2009

Irlanda


Aralik ayinin diger bir gezisi Irlanda'yaydi. Kojo daha once gittigi icin ben de vizem yanmadan gitmek istedim ve Dublin'e dogru yola ciktim :)
Otelde aldigim haritada gormedik yer birakmadim desem yeridir, hem de devamli yuruyerek. Kojo olsaydi asla bu kadar yuruyemezdim :)) Ilk gun sehrin batisini, ikinci gun de dogusunu gezerek haritanin hakkini verdim! Kisa kisa notlar seklinde ozetlemek daha uygun geldi bu geziyi:

- Irlanda'nin gecmisi acilarla dolu.. Genel olarak ortama kasvet ve huzun hakim.. Ustteki fotolar Irlanda'nin bagimsizligini kazanmasinda olenlerin anisina yapilan bir parktan...
- Gocmenlere karsi cok siki bir politika izliyorlar. Ben UK'deki gibi ne Hintli, ne Cinli ne de baska bir yerden gelen azinlik nerdeyse gormedim, goduklerim de genelleme yapmaya yetecek kadar degildi. Cok sasirdim buna cunku UK'de mesela Hint ve uzakdogu gocmenleri cok fazla. Ama yanibasindaki Irlanda gocmen istemiyor ulkesinde...

- Yilbasi suslemeleri her yerdeydi yine. Yukaridaki fotograflar Dublin Kalesi'nin avlusundaki yilbasi agaci ve "yeni yila yeni melekler ve dilekler" temali serginin meleklerinden bazilari...
- Gezdigim muzeler bana sevincten cok huzun yukledi. Resimler genel olarak soluk, donuk, yuzler asik, gecmislerindeki aciyi gormek mumkun resimlere bakarak...
- Inanilmaz pahali bir sehir Dublin. UK'den gelen mallari 1 pound = 1.5 Euro seklinde yuvarlayarak cevirmisler!

- Sehrin icinde yururken karsiniza inanilmaz guzel parklar cikiveriyor! Ayni UK gibi :)
- Trinity College en unlu universiteleri. Cok prestijli bir okul, bircok politikaci buradan mezun olmus. 
- Merkez Bankasi Barlar Sokagi'nin hemen yaninda. Ilginc geldi  :)
-Temple Bar en unlu barlarindan biri. Barlar Sokagi'nda bulunuyor.
- Sehrin ortasindan dogu-bati uzantili Liffey Nehri geciyor. 
- Insanlari kaba diyebilirim. UK'deki gibi "Tesekkurler, Ozur Dilerim, Merhaba" gibi temel nezaket sozcuklerini pek kullanmiyorlar!
- Yilbasi nedeniyle carsisi kalabalikti ama insanlar genelde ucuz magazalardan alisveris yapiyorlardi.
- Irlanda dili olan Galce cok ama cok farkli bir dil. Ingilizceye asla benzemiyor! Cozmek mumkun degil! Allah'tan Ingilizce konusuyorlar genel olarak, ikisi de resmi dilleri.
- Inanilmaz bir icki tuketimi var ulkede. Her yerde icki reklamlari. Buna karsin ickinin zararlarini anlatan ya da "iciyorsan adabiyla ic" temali bircok reklam panosu da gordum :)

- Unlu bira markalari Guinness 250. yilini doldurmus, milli gururlari :) Guinness fabrikasinin bahcesinde kilise gormek beni biraz sasirtti ama sonucta farkli dinler, farkli gorusler...

- Katolik mezhebinin kalelerinden biri Irlanda. Papa'nin gozde ulkelerinden biri o nedenle. Sehrin ana caddesi uzerinde Papa heykeli falan var.
- Ortaokul-liseye giden kizlarin etek boyu diz altinda, bazilari neredeyse ayak bileklerinde. Ben TR'de bile gormuyorum artik bunlari, Imam Hatipler disinda. Biz de uzun giyerdik eskiden...
- 2 gun Dublin icin yetti de artti bile :) Ancak sehir disindaki birkac kilise ve kaleye gunubirlik tur alinabilirdi bir gun daha kalinsaydi. Ama pisman degilim, bu kadar kasvet yeter :)
DEVAMINI OKU

24 Aralık 2009

Film



Tim Burton'un "Corpse Bride" filmini kendi basima izledikten sonra kojoya donup dedim ki:

- Bu film guzel ama bence cocuklar korkar, izleyemezler. Film buyukler icin daha uygun gibi.

Kojodan gelen cevap dumur edici:

- Evet evet, ben de izlemedim zaten!

- ???!!!
DEVAMINI OKU

23 Aralık 2009

Norvec-2



Ertesi gun sabah "Norway in a Nutshell" turunu yapmak uzere once Bergen treni ile Oslo'dan ayrildik. Yol boyu simsicak trenin icinde otururken sagli-sollu manzarayi izleyip ruhumuzu dinlendirdik. Arada sekerleme yaptik :) Tenha olan trende sanki kompartimani kendimize tahsis etmisiz gibi keyif yaptik kojo ile. Oslo-Bergen treninin ozelligi Kuzey Avrupa'daki en yuksek tren hattina sahip olmasi. Gitgide artan kar kalinligi ve yukseklik ile asil Iskandinavya'yi gormeye basladik. Uccuz bucaksiz cayirlar yuksek dsaglara, kucuk kasabalar tek tuk evlere, usulca akan nehirler selalelere (bircogu donmustu!) birakmaya basladi zamanla. Ben bir ara fotograf cekmek icin bir sagdaki cama bir soldaki cama kosturdum :)




Bergen treninden Myrdal'da indik ve Flam trenini aldik. Yaklasik 20 km'lik yol boyunca inanilmaz dag gecitlerinden gectik ve bircok selale gorduk. Norvec'in en guzel manzaralarindan biriymis bu hat uzerindeki gorsel solen! Tren bir dag gecitinin onunnde durdu ve fotograf molasi verdi :) Lapa lapa yagmaya baslayan karin altinda temiz hava aldik ve bol bol foto cektik!



Flam'a varinca  bir sonraki asama olan bota bindik ama arada Flam'i dolasmak icin zamanimiz vardi. Inanilmaz manzaralar vardi, yazarken bile hayretler icinde hatirliyorum. Daglar, tuneller, selaleler, nehirler, liman... Botumuz bizi Gudvangen'e goturdu ama rota harikaydi. Avrupa'nin en dar fiyordlarindan birini de kapsayan Naerofjord ve Aurlansfjord'dan gectik. Naerofjord Unesco'nun Dunya Mirasi listesindeymis. Yaklasik 1800 metre yuksekligindeki daglarin dibinden botla gecmek inanilmaz urkuttu beni. Doga karsisindaki acizligimizi bir kez daha anladim orada! Nasil bir heybet, nasil bir durus... Resmen urktum! 




Gudvangen'e geldigimizde hava kararmisti, o nedenle bundan sonra manzara izlememiz pek mumkun olmadi. Buradan otobusle Voss'a, oradan da trenle Bergen'e gittik. Bergen treni Voss yakinlarindaki kayak merkesinden donen insanlarla doluydu. Pazar aksami koca kayak takimlarini yuklenip evinen donen insanlara uzayli gibi baktim! Biz olsak pazar gunu hayatta rahatimizi bozup da ustelik arabasiz, toplu tasima ile kayaga gidip gelmeyiz. Hele 2-3 cocugumuz varsa hayatta yapmayiz bunu! Helal olsun Bergenlilere :))



Bergen'e aksam vardik ve direk otele gidip uyuduk :) Ne gundu ama!




Ertesi gun Bergen'i dolastik. Unlu balik pazarini, kalesini, limanini, muzelerinin oldugu meydani, ana caddelerini, yani gorulecek ne varsa her yerini :)) Sonra da teleferik ile Floyen Dagi'na cikip Bergen'i tependen izledik. Girintili cikintili bircok koy ve yarimadadan olusuyor Norvec'in bati kiyilari. Iklim deniz etkisiyle iliman. Yagmur cok yagarmis o yuzden, kardan ziyade. Biz donerken yagdi sansimiza yagmur, gezerken hic islanmadik. 
Aksama dogru ucak ile tekrar Oslo'ya donduk. Oradan da Londra'ya geldik. Boylece Norvec gezimizi tamamladik.

Aklima simdi geldi: 

Norvec'te gorevliler dahil herkes Ingilizce konusuyor, o yuzden iletisim sorunu hic yasamadik!

Genel olarak pahali bir ulke Norvec. Hatta Kuzey Avrupa'daki en pahali ulke olarak da biliniyor.

Norvecliler, Noel kutlamalarini en geleneksel sekilde uygulayan bir milletmis. Cesit cesit adetleri ve gelenekleri hala yasatiyorlar!

Biz Norvec bebeklerini coooook sevdik! Yuz hatlari inanilmaz guzel, zaten irk genel olarak cok guzel, bebekler de minyatur gibi. Hepsi de soguktan korusun diye tulum giymislerdi, oyle sirin olmuslardi ki! Verseler alip gelecektik bir tane :))
DEVAMINI OKU

21 Aralık 2009

Norvec-1

Aralik ayinda yaptigimiz gezilerden biri Norvec'e oldu. Iskandinavya'yi her zaman merak ediyorduk, sonunda Norvec'ten basladik gezmeye :)

Toplam nufusu 4.8 milyon kisi olan Norvec, okudugum kadariyla sessiz ve huzurun hakim oldugu bir memleket. Tabi biz Noel zamani gittigimiz icin sehir merkezlerini nispeten kalabalik bulduk ama biliyoruz ki gecici bir durum bu :)

Ryyge kentinde baslayan yolculugumuz Oslo ile devam etti. Oslo'da bircok muze ve dogal guzellik gezdik. Benim kucuklugumden beri ilgimi ceken Vikingler'e ait bir muzenin varligi, gidilecek ilk duragi belirlemis oldu :) Gerci ben daha cok sey bekliyordum muzeden ama icerideki 3 viking gemisi inanilmaz gorkemliydi. 
Vikingler'in tarihini ve kulturunu biraz olsun ogrendikten sonra muzenin yakinlarindaki Fram Muzesi ile devam ettik. Burasi da kojonun ilgi alanlarindan birine ev sahipligi yapan bir gemiyi barindiriyordu: Kuzey ve Guney Kutuplarini kesfe cikan Fram gemisi muzenin icindeydi ve muzede kesif ekibinin yasadiklari, konusmalari, mektuplari, basindaki haberleri gibi cok genis bilgilendirme vardi. Kojoyu biraksam saatlerce orada kalabilirdi! Malum kucuklugunden beri takip ettigi bir olayi canli canli yasiyor orada!
Fram'dan sonraki duragimiz Kon-Tiki muzesiydi. Burada da Pasifik Okyanusunu ilkel bir saldan biraz hallice bir arac ile gecen bir denizcinin yasadiklari vardi.  Norvecli kasif Thor Heyerdahl 1947 yilinda Pasifik Okyanusunu Guney Amerika'dan Polynesia Adalari'na dogru Kon-Tiki adli araciyla gecmis. Govdesi Balza agaci ile yapilan ve gemi bile denmeyecek seyle nasil boyle bir yolculuk yapmis, insanin akli almiyor! Agzimiz acik hayranlikla gezdik muzeyi!


Norvec'e gelmisken buradaki kulturu anlatan bir acik hava muzesi olan Norsk Folkemuseum'u gezmeden olmazdi! Norvec Kultur Muzesi olarak cevirebilecegimiz bu acik hava muzesi 1894 yilinda Hans Aall tarafindan kurulmus ve icinde 155 adet Norvec'in degisik bolgelerine ait farkli mimari yapidaki evi barindiriyor. Noel zamani bu muzenin icinde Oslo'daki en buyuk Christmas Market'lerden biri kuruluyor. Bize burayi da gormek nasip oldu. Norvec'e, daha dogrusu Iskandinavya'ya ozgu el orgusu kalin kazaklar, suveterler, bere-atki-eldiven takimlari pazarin en populer urunleri arasindaydi. Gezdigimiz evlerin arasinda standlarin ortasina mangal yakmislar, gurul gurul yanan mangali gorunce kedi gibi sokuluverdik hemen! :) Bir hosumuza gitti ki! "Biz olsak bunu boyle bos birakmazdik, hemen patates, biber kozler, ustune de caydanlik koyardik, simdi boyle bos bos yaniyor, yazik!" demeden de kendimizi alamadik :) 

Biz mangalin dibinde isinirken bir yanimizda kocaman yilbasi agaci, diger tarafimizda ise Norvec'te gun batimi manzarasi vardi. Ben hayatimda gokyuzunun bu kadar degisik renge burundugunu gormemistim gunes batarken! Lila, mor, kirmizi, sari renkler vardi gokyuzunde ama ne tonlarda! Foto. makinesi ile cekmeye calissam da ciplak gozun gordugu gibi olmadi malesef... Ama aklima kazidim o manzarayi, iste buraya da yaziyorum :)

Gunesi de boylece ugurladiktan sonra biz de sehir merkezine donduk. Liman'a inip Nobel Baris Merkezi'ni ziyaret ettik. 2009 yilinda bu odulu alan ABD baskani Barack Obama biz gitmeden 2 gun once Oslo'ya gelip odulunu almis megerse! O gunden sonra da merkezi Obama'nin hikayesini anlatacak sekilde interaktif bir sergi ortamina donusturmusler! Obama'dan once Martin Luther King'e bayagi bir yer vermis Merkez: King kimdi, ne yapti, neler basardi gibi sorulara gorsel, yazili her turlu yolla cevap verebilecek ortamlar hazirlamislar. King'in hayatindan sonra Obama'ya gecmisler. Iki kisiyi karsilastirmadaki amac ikisinin de Nobel Baris odulu almalari (King 1964'te almis), siyah olmalarive Amerika'da degisimin onculeri olmalari. Merkezin ust katinda ise Obama'nin secim merkezindeki ofisinin benzerini yapmislar, kutuphanesi, satranc masasi, herseyiyle ofis yapmislar. Isin ilginci Obama'nin secimi kazanmasindaki en buyuk yardimcilarinin Facebook ve Twitter oldugu vurgulanmisti ve Obama'nin Blackberry telefonu kullanima hazir olarak orada duruyordu. Bir duvara Facebook sayfasi acik sekilde bir bilgisayara konmustu ve "Obama'yi takip edin" deniyordu! Yineust katta daha onceki yillarda Nobel Baris odulunu alan kisilerin resimleri ve kisa hikayelerinin yer aldigi muhtesem dekore edilmis bir oda vardi! Merkezi gezdikten sonra ziyaretcilere ayrilan bir kisimda baris ve degisim icin biz de iyi dileklerimizi simgeleyen bir yapragi doldurup iple duvara astik... Ayrica kojo Obama icin ayrilan deftere birseyler yazdi :)

Oradan cikinca limandaki Christmas Marketi gezdik ve sonrada Aker Byrgge bolgesini gezdik. Burasi restoranlarin ve magazalarin bulundugu liman kiyisinda ve harika manzarali bir bolge. Limandan Oslo Kalesi'ni izledik doya doya.. Otele donerken sehir merkezindeki unlu tarihi binalari gorerek ilerledik :)
DEVAMINI OKU

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com