27 Mart 2010

Guncelleme


Uzun bir aradan sonra Merhabalar! :)

Turkiye'ye gidip geldikten bir hafta sonra benim gezgin ruhum bu defa Fas'a dogru yola cikti! Bir haftada Fas'in altini ustune getirdikten sonra Ingiltere'ye geri dondum. Ancak hala sersem gibi hissediyorum kendimi. Geldikten bir gun sonra ultrason randevumuz vardi, oraya gittik kojoyla (Hersey yolundaymis masallah, cinsiyetini ogrenecegiz saniyorduk ama 2 ay sonraki randevuda bir ihtimal ogrenebilecekmisiz). Ev alisverisi, camasir yikamaca, biraz temizlik-toparlanma derken hala sarhos gibiyim. Ustelik beni bekleyen iki proje de cabasi. Yuzlerce fotograf var, secip bir ara Fas gezimi yazmayi planliyorum ama once su projeleri yapmam lazim. Biraz da dinlenmem...

Bir sureligine yokum anlayacaginiz...

Sevgiler
DEVAMINI OKU

15 Mart 2010

Turkiye Gezisi ve Mucizeye Taniklik


Gecen hafta kisa sureligine Turkiye'ye gittim. Aylar oncesinden ayarlanmis olan bu gezi, aslinda okul ve projeler anlaminda hayli yogun bir doneme denk geldi ama iptal etmek de istemedim. TR'deki endokrin doktoruma gitmek istiyordum herseyden once. Kafamin rahatlamasi gerekiyordu.

Bir gunum gidis, bir gunum de donus ile gecti abartisiz. Ankara'ya direkt ucaklarin kaldirilmis olmasi nedeniyle Istanbul'da epey bekledim giderken. Gelirken de Istanbul-Londra arasi cok daha uzun surdu (dunyanin donme yonunun tersine gitmis olmamiz etkili burda). Yine giderken Istanbul-Ankara arasi guya 45 dk olan yolculuk oyle sarsintili gecti ki ve kalkis ve inis o kadar kotuydu ki, sanki saatler gibi geldi bana!

Annemlerle kavusup hasret giderdik gittigim gun ve ertesi gun. Annem sagolusun beni besiye cekti :) Oyle ozlemisim ki yemek cesitliligini, guzelim dolmalari, sarmalari, anne eli degmis herseyi... Bebis de bayram etmistir herhalde :))

Pazartesi gunu erkenden doktor randevulari icin yola ciktik. Oncesinde gitmemis gereken bir yer vardi, oraya ugradik. Annem arabada beklerken ben isimi halledip geldim. Ama o da ne, araba bir gidim calismasin mi! Mars basmaz, kontak donmez, tik yok arabada! Tam da islek bir caddedeyiz, Allahtan hafif kaldirima cikmisiz. Ben tabi ne servis numarasi biliyorum ezbere, ne de telefonumda kayitli. Hemen torpido gozunu actik ve karistirmaya basladik, belki birseyler buluruz diye. Neyseki bir servis numarasina ulastik ve hemen aradik. Acil Servis hizmeti varmis, yarim saat icinde geldiler neyseki! Aku bitmis megersem, eee araba aylardir yatiyor tabi. Gelen kisi gecici olarak sarj etti akuyu ama sehrin oteki tarafindaki servislerine gitmemiz gerektigini soyledi. Peki deyip gittik caresiz. Allah'tan baska seylerde sorun gorunmuyormus, yalniz arabanin muayene tarihi gecmis, kaskosu bitmis, sonra yaptigim arastirmalarda da gecmis vergi borcu oldugu ortaya cikti! Annemler kullansinlar diye satmamistik arabayi, onlar da emanete oyle bir sahip cikmislar ki, yerinden oynatmamislar duldulu! Satsaydik keske diye soylendim bir muddet, simdi bir de bunlarla ugras dur! Gerci ugrasacak vakit yoktu, birkac gun oyle idare ettim ama donunnce ilk is bunlari halletmek olacak, o da soyle bir haftayi alir sanirim, sistem mi degismis nedir, oyle dediler bize...

Neyse efendim, ciktik servisten ve gittik doktora. Tabi kan tetkikleri istendi her zamanki gibi, ac karnina olunca sonraki gune kaldi, bir de lenf bezlerinin ultrasonu cektirilecekmis, ona da randevu alindi. Ertesi gun sabahin korunde kan vermek icin dustuk yola. Kani verdik, biraz yemek yedim sonrasinda ve birkac isimizi de o civarda hallettikten sonra ultrason randevusuna gitmek uzere otobus duragina geldik. Gidecegimiz yer Ankara'nin en islek caddelerinden biri, normalde 5 dk ya bir otobus gelir. Ama o da ne, otobus ve dolmus fiyatlarinda yapilan degisiklik nedeniyle (90 kurusa inmis mahkeme karariyla) otobus ve dolmuslar greve baslamislar ve sayilari bayagi azalmis! Bekle, bekle, bekle gelmez otobus! 45 dk kadar bekledikten sonra bir otobus geldi duraga. Bir sonraki durakta otobus hinca hinc dolmustu ve bir o kadar insan da disari da kalmisti! Nasil bir anlayistir anlamadim ben, ne olmussa olmus ama cezasini vatandas cekiyor her zamanki gibi! Duraklar insan kayniyor, otobus yok, dolmus yok, millet ne yapsin bekliyor caresiz...

Ultrasonu cektirdik, sonucunu doktora aksam gosterebilecegimizi ogrenip diger bir randevuya gittik: Kadin dogum :) Doktor benim henuz ultrasona girmemis oldugumu ogrenince cok sasirdi, "Ya dis gebelik olsa, ya bebegin kalbi dursa nerden bileceksiniz ultrason olmadan?" diyerek de ultrasonun gerekliligini ortaya koydu! Vee sonunda ilk defa bebisimizi gorduk :) Beynini ayan beyan gordum, cok etkileyiciydi! Yaklasik 3,5 cm olmus ve 42 gr a ulasmis. Bir de fildir fildir donuyor bizimki icerde :) Kalp atislarini duymak heyecan vericiydi, bu mucize degil de ne?! Kalp atislarini kaydedip kojoya yolladim, o da benimle gelmedigine cok pisman oldu :(

Doktorumuz deneyimli biri. Benim hikayemi ve geri donecegimi ogrenince her ay nelerle karsilasabilecegimi bir bir anlatti. Herhangi bir komplikasyon olmadigi surece normal dogumdan yana oldugunu soyledi. Ekip olarak calistigini ve genelde Mesa Hastanesi'ni tercih ettigini de belirtti. Bilmiyorum guvenilir mi sizce? Ancak cok rahat biri, bu hosuma gitti. Beni gereksiz seylerle korkutmadi, aksine keyfini cikarmam gerektigini anlatti. Mesela cok fazla et yiyemedigimi soyleyince "Aaa nasil olur yemen lazim" falan demedi, "Onun yerine baklagillerden tuketebilirsin" dedi. Bir de hergun 30-45 dk yuruyus dedi - ki bunu hergun yapamiyorum malesef :(

Bebisin saglikli ve normal bir asamada oldugunu ogrenip rahatlayinca test sonuclarini almak icin tekrar ultrason merkezine gittik. Ben sonuclari beklerken kan testi sonuclari daha cikmadigi icin sonuclar cikar cikmaz doktora fakslamalarini istedim. Ultrason sonuclarimizi alip doktora gittik. Tabi kan sonuclari olmadan doktora gorunemeyecegimden bayagi bir bekledik annemle! Bir ara sekreter gelip "Doktor Bey yarim saate cikar" dedi, inanamadim! Sanki biz keyfimizden bekliyoruz orada!! Sonuclar gelir gelmez girdim doktorun odasina. Benim titiz doktorum aldigim dozaji yeterli bulmadi ve pzt ve pers gunleri 150, diger gunler 125 birim almami istedi kullandigim ilactan. Bir de kilo kontrolunu elden birakmamami, eger 1,5 ay icinde 3 kilo ya da daha fazla alirsam hemen doktora gorunmemis tembihledi. 24-28. haftalar arasinda yapilmasi gereken 3 lu testleri onun kontrolunde yaptirmami da istedi israrla!

Iste boyle kosturmaca icinde gecen 2 gunun ardindan 3. ve son gunumu daha hafif bir sekilde, genelde dinlenerek ve yemek yiyerek :) gecirdim. Gercekten cok yorulmusum, bunca seyi 2 gune sigdirmak kolay olmadi gercekten. Veee ertesi gun donus icin yola ciktim. Once Ankara-Istanbul, oradan da Ist-Londra ucusu ile kojoma kavustum :) Londra cooook soguk geldi, hava yine kapaliydi genelde oldugu gibi. Bu sefer hic donmek istemedigimi anladim. Hic cekici gelmedi bana Londra. Halbuki burayi ne cok severim! Sanirim burada sorumluluklar, yapacak isler oldugundan. Oysa TR'deyken ne guzeldi yemekler ve hava.. Cok daha iyi anliyorum Ingilizlerin neden sicak ulkeleri ikinci yurt edindiklerini.. Darisi basimiza :)
DEVAMINI OKU

10 Mart 2010

Reykjavik


Bunca aktiviteden sonra son gun daha hafif bir program yaptim kendime: Reykjavik'te takildim, alisveris yaptim, kafeleri dolastim, sokaklarda gezindim, sonra da otele gelip TV izledim :)



Reykjavik kucuk, sirin, kendi halinde bir baskent. Evler rengarenk, arabalar rengarenk, doganin kis renklerine inat bahar ve yaz havasinda sokaklar! Sokaklarda dolasirken alelacele cektim cogu evin fotografini, sanki biri gorurse "cekmesene kardesim evimin fotografini" diyecekmis gibi geldi. O yuzden fotolarda artistik bir yan yok :)


Halkin cogu Lutheryan mezhebindenmis... Reykjavik'teki katedral'e bayildim, o kadar guzel bir mimarisi var ki! Hele aksam isiklandirinca cok guzel gorunuyor...


Dunyanin en kucuk saat ureticisi Reykjavik'teymis. Bircok unlu isim Reykjavik marka saat takiyormus, ben ilk defa duydum!


Bunlari tek basima yaptim, zira kojo Izlanda'da kayak yapma fantezisini gerceklestirmeye gitti! :) Hamilelik olmasa ben de takilacaktim ama insallah bir dahaki sefere :P


Pistin acilis dakikasindan kapanis dakikasina kadar kayan kojo otele dondugunde "Birkac gun daha mi kalsak?" diyerek gununun ne denli guzel gectigini ozetlemis oldu :))


Ertesi sabah erken saatlerde olan ucagimiza giderken gokyuzunun renkleri yine muhtesemdi: Sari, turuncu, yavruagzi, hafif kirmizi... Cok guzel bir ugurlamaydi :)


Izlanda gezisi nasil bir dunyada yasadigimizi bize bir kez daha hatirlatti! Nasil bir doga, nasil bir evren... Doga ile basbasa kaldigimiz, doganin ne kadar muhtesem oldugunu bir kez daha anladigimiz ve dogaya karsi yasamak yerine doga ile yasamanin keyfini cikardigimiz bir gezi...
DEVAMINI OKU

7 Mart 2010

Kuzey Isiklari (Northern Lights) / Aurora Borealis


Onceki yazi icin tiklayin. 

Tur donusu otelde dinleniyoruz, caktirmadan oyle cok yorulmusuz ki! Ayni aksam baska bir turumuz daha var: Kuzey Isiklari (Northern Lights). Aurora Borealis olarak bilinen bu isiklar genelde atmosferin Iyonosfer tabakasinda olusuyor, daha fazla bilgi icin bakiniz. Temel olarak gunesten gelen partikullerin atmosferin ust tabakalarinda carpismasi sonucu gokyuzunun degisik renklere burunmesi olarak aciklanabilen Aurora  Borealis'in gozlemlenebilmesi icin temel sart havanin bulutsuz olmasi! Bu da her zaman olan bir durum degil dogal olarak! Izlanda'daki turlar hava durumunu ve atmosferdeki hareketleri yakindan takip edip Kuzey Isiklari turunun yapilip yapilmayacagina son anda karar veriyorlar. Gerci tur yapilsa bile bu Aurora'nin izlenecegi anlamina gelmiyor! Yani acaip sans isi bu isiklari izleyebilmek! Turlarin cogu bir aksam bu isiklari izleyemeyen katilimcilara ertesi gunku turu yari fiyatina satiyorlar, tabi tur yapilirsa :))


Bizim bu turu aldigimiz aksam hava bulutsuzdu. Ancak baska bir sorun vardi: Ay dolunay durumundaydi ve inanilmaz isildiyordu :) Bu da isiklari gorsek bile cok daha az yogunlukta gorecegimiz anlamina geliyordu. NASA ve diger gozlemevlerinden o aksam icin alinan reyting 0-5 araligi icin 2 idi. Bu da kuzey isiklarinin cok muhtesem olmasa da gozlemlenebilecegi anlamina geliyordu. Gokyuzu disinda diger bir sorun havanin ruzgarli ve soguk olmasiydi :) Isik gorucez diye donduk resmen :P


Reykjavik'ten ayrildiktan bir muddet sonra sehrin isik kirliligini ardimizda biraktik ve ayin isigi ve farlar disinda karanlikta ilerlemeye basladik. Rehberimiz turun Pazarlama Muduru idi ve sagolsun cok bilgilendirdi bizi. Isiklari izlemek icin en uygun saatlerin gece 10 ile 11:30 oldugunu ogrendik ama belli de olmazmis, sabaha karsi 4'e kadar aktivite devam edebilirmis. Isiklari gozlemleyebilecegimiz en iyi noktalardan birine ulastiktan sonra arabadan indik ve bir anda carpildik havadan :) Soguk ama tertemiz bir hava! Sonra kafamizi kaldirdik ve kuzey isiklarini beklemeye basladik! Ama ben gokyuzundeki binlerce yildizdan o kadar etkilendim ki, isiklari goremezsek bile onemli degil diye dusundum! Hic bu kadar yildizi birarada gordugumu hatirlamiyorum... Diger yandan da dolunayin guzelligine carpildim... Millet kuzeye bakarken ben onlara arkami donup ayi izledim bir sure :))


Uzun bir bekleyisin ardindan (belki uzun degildi ama o sogukta birkac dakika bile yetiyor) bir anda gokyuzunun rengi degismeye basladi!! Kisa araliklarla ama sIk olarak yesile dondu gokyuzu... Bir bant seklinde degildi ama kesik kesik bir bicimde gorduk kuzey isiklarini! Muradimiza ermis ve soguktan ayak parmaklarimizi hissedemez hale gelmis bir sekilde Reykjavik'e donduk gece yarisi! Boylece hayallerimden biri daha gercek oldu, yasasin! 

Isvec ve Norvec'te de izlenebiliyor Kuzey Isiklari.. Ama o ulkelerde kuzeye dogru gitmek gerekiyor bunun icin.. Ne kadar kuzeye giderseniz o kadar yuksek olasilikta ve daha net gorursunuz cunku.. Fakat Isvec ve Norvec'te bu turlar ve ulkelerin kuzeyine erisim vs. cok pahaliya geliyor. Izlanda'da bu aktivite cidden cok cok ucuz, biz ertesi gun aksam hava bulutlu olmasa tekrar giderdik buyuk ihtimalle.


Bu arada Kuzey Isiklari ile ilgili inanislari da ogrendik. Mesela Isvec'te yeni evlenen ya da evlenecek ciftin Kuzey Isiklarini gormesi evliliklerinin cok uzun ve bereketli olacagina isaret sayilirmis.

Izlanda da ise hamile bir bayan Kuzey Isiklarini gorurse bebeginin sasi dogacagina inanilirmis!!! Bu beni biraz urkuttu aslinda, bakalim gorecegiz artik :P


Not: Kuzey isiklarini bizim makineler pek guzel cekemedi hlaiyle. Genelde yuksek kalitede lensler kullaniliyor bunlari goruntulemek icin. Siyah olan haric :) buradaki fotolar Fredrik Holm'den ve http://jafproject.net/images6/aurora.jpg ile http://space.y2u.co.uk/Photo/Picture_Northern_Lights_Aurora_01.jpg sitesinden.
DEVAMINI OKU

4 Mart 2010

Kutuplara Yolculuk


Evet, biraz delilik ettik! Ama iyi ki de ettik! Beklentilerimizin cok uzerinde seyler gorduk, yasadik! Cok begendik, cok etkilendik! Neden mi bahsediyorum? Izlanda gezimizden :)


Dunyanin en kuzeyindeki ulke olmasa da, en kuzeyindeki baskente gittik: Izlanda'nin baskenti Reykjavik'e! Ve oradan da bu guzel ulkeyi gezmeye basladik, kutup dairesine ulastik nerdeyse :)


Izlanda, Avrupa kitasina mensup olsa da icinde hem Avrupa hem de Amerika tektonik tabakasini barindiran bir ulke. Belki Avrupa Birligine de bu yuzden girmediler, bir yanlari Amerikalilara benziyor zira!

Ulke cok genc jeolojik yas olarak, sadece 16.000 yasinda, buna karsin Avrupa 200.000 yasinda! Bu genc yasi ile fikir fikir kaynayan bir ulke Izlanda: Her turlu volkanik, jeolojik, tektonik hareket var ulkede! Her 10 yilda bir buyuk bir deprem olurmus, en son 2000 yilinda olmus, bu seneki haberleri takip edin, mutlaka okuyacaksiniz bizi dediler! Ulkenin her yerinden sicak su fiskiriyor, gayzerler dort bir yanda! Iy yani ise bunca sicak suyun etinden sutunden, her seyinden yararlanmasini bilmisler: Evleri isitiyorlar, sicak su olarak kullaniyorlar, buharindan elektrik uretiyorlar... Her bir numara var bunlarda! Icindeki mineraller nedeniyle vucuda cok iyi geliyor bu su ile yikanmak. Biz de orada kaldigimiz gunler boyunca her gun uzun uzuuun banyo yaptik, kaplica gibi oldu, iyi geldi walla :)


Izlanda'nin diger bir ozelligi hidrojen ile calisan belediye otobuslerine sahip olmasi. Hidrojen dolum istasyonunu gorduk, agzimiz acik kaldi. Cevreye duyarlilik tavan yapmis adamlarda!

Eskiden avladiklari balinalari artik turistik amaclar icin kullanmaya baslamislar ve daha cok para kazaniyorlarmis! Balina izlemek icin cok iyi bir guzergah var Izlanda'da, ozellikle Husavik kasabasi bu konuda un yapmis...


Vikingler'in de atalari bunlarmis, bunu ogrenince cok sasirdim! Hatta Viking kasabasi var Reykjavik'in yakinlarinda. Turistik amacli ama yine de eskiden Vikinglerin yasadigi gibi yasayan ve onlar gibi giyinen yerliler var hala... Sanirim bu Vikingler konusu Iskandinavya ve Izlanda arasinda paylasilamayan bir konu...

Golden Circle turu adi verilen, normalde 2 gunde ancak gezilecek yerleri bir gune sikistiran bir tur aldik kojo ile. Once gayzerlerden elektrik uretilen bir tesise gittik. Teknolojiyi Japonlar (Toshiba)'dan alan Izlandalilar urettikleri elektrigi kendileri kullanmakla kalmiyor uretim fazlasini baska ulkelere de satiyorlarmis... Sifir cevre kirliligi ile enerjilerini urettikleri icin cok gururlular ve de...


Bir sonraki durak bir kratere golu.. O kadar guclu bir ruzgar esiyordu ki bir ara kraterin icine yuvarlanacagim sandim :)) Izlanda'da 200'den fazla volkan varmis ve hepsi de aktif! Genc bir ada olmanin bedellerinden biri de bu iste...


Sonrasinda yol uzerinde bir at ciftliginde durup atlari sevdik.. Kesinlikle bir Izlanda ati istiyorum. Bunlar bildigimiz, alisik oldugumuz Ingiliz/Arap atlarinin aksine daha kisa boylular ve cok daha uzun tuyluler! Oyle rahatlatici ki at sevmek :)


Turun devaminda yarisi buz tutmus bir selaleyi ziyaret ettik. Inanilmaz bir ses geliyor, muhtesem bir manzarasi var.. Izlanda da su da bol, her yerde bir nehir karsiniza cikiyor! Hic ummazsiniz dimi kutup ikliminde boyle seyler gormeyi.. Sanki her yer kurak ve sadece tundralar varmis gibi geliyor dusununce.. Ama degil iste!


Yalniz ulkede pek fazla orman yok... Var olan agaclar da kisa boylu! Hatta bir Izlanda espirisi bile var bu konuda:

- Izlanda'da ormanda kaybolusan ne yapmalisin?
- Hicbir sey. Ayaga kalkman yeterli!
(Ingilizcesi daha komik, simdi Turkce'ye cevirince ayni tadi vermedi)


Selalelerden sonra ulkenin unlu gayzerlerinin birarada oldugu bir ulusal parka gittik. Her gayzerin bir adi var burada. Herkes bir gayzer secip patlamasini bekliyor sabirla, elinde kameralar :) Bazen cok uzun sure beklemek gerekebiliyor, bazen de ardi ardina birkac kere patlayiveriyor gayzerler! Ama goruntu muhtesem: metrelerce havaya bir anda sicak su fiskiriyor! Artik yerin alti nasil kayniyorsa!!! Dusuncesi cok urkutucu!




Sonraki duragimiz Avrupa ve Amerika tektonik tabakalarinin arasinda kalan vadide yuruyus... Bir tarafimizda Amerika, bir tarafimizda Avrupa kita sahanligi, basliyoruz yurumeye.. Sonra Amerika tarafina yonelip yukari tirmaniyoruz ve tepeden muhtesem manzarayi izliyoruz. Resmen depremlerin olusturdugu tabakalar gorunuyor acik secik bir bicimde! Bu iki tabakadan birinin ucu teeee Endonezya'ya kadar gidiyormus! Inanilmaz! Iki tabaka arasinda bazi yerlerde goller olusmus; oyle dingin ki, insanin tum gun izleyesi geliyor..


Degil mi ama?

Devami gelecek...
DEVAMINI OKU

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com