28 Mayıs 2010

Sonsuz Dongu (Infinite loop)!



Hamilelik oncesi kilo: 52 kg
Hamilelik haftasi: 21. hafta
Su anki kilo: 60 kg
Simdiye kadar alinan kilo: 8 kg
Bundan sonra alinmasi muhtemel kilo: en az 10 kg (Son 3 ayin TR'de gececegini dusunursek cok iyimser bir tahmin bu!!!)

Biraz fazla hizli kilo aliyorum anlasilan, buradan ve buradan anladigim kadariyla simdiye kadar maksimum 57 olmaliydim!

Her ne kadar bunun bilmem kac kilosu dogumda verilecek olsa da yine de gidisat biraz hizli gorundu bana. Belki hasimato tiroitimle ilgili olabilir bu durum. Ilacin dozu ile ilgili bir durum olabilir belki, TR'ye gittigimde cikacak ortaya hersey! Son 3 ayin TR'de gececegini dusunursek yukaridaki tablo pek ic acici gorunmuyor bana! Ustelik orada araba ile gidecegiz her bir yere ve alisveris merkezlerinden baska gidecek pek bir yer bulabilecek miyiz mechul (karamsar dusunceler toplanmaya basliyor!)

Bu yaziyi bir oturusta dondurma, tatli, pirasali kek (Ellerine saglik Semacim, harikaydi!), kuruyemis, hurma, bogurtlen gibi seyleri yedikten sonra yaziyor olmam da ayri bir muamma!

Hem bogazini durduramiyorsun, hem hareket etmiyorsun, hem de fazla kilo aldim diye dert yaniyorsun! Cik cik cik....
DEVAMINI OKU

25 Mayıs 2010

Polesden Lacey

Mayis ayi bitiyor neredeyse ama ben hala bu ay icinde gerceklestirdigimiz 3 ayri geziyi yazamadim. Uc haftasonu ust uste yeni yerler kesfettik ve daha da guzeli mangal yaptik, hem de kalabalik bir ekiple. Zaten bu tur seyler de kalabalikla cok zevkli oluyor, herkes bir isin ucundan tutuyor, muhabbete doyulmuyor!
Isin kotu tarafi, 1. haftadaki mangaldan sonra bizim fotograf makinesi yere dustu ve o andan itibaren kendisine ulasilamiyor! :( Burada yaptirmasi pahali olur diye TR'ye gitmeyi bekliyor zavallim. Cep telefonuyla cekilen resimler var ama onlar bana pek keyif vermiyor. Resim cekemedikten sonra kuru kuru yazmak da benim hosuma gitmiyor. Sirf bu yuzden artik gezmeye falan gitmiyoruz :PP

Saka bir yana, ciddi ciddi gezme tempomu yavaslattim son aylarda. Daha dogrusu gidemedigimiz Hollanda-Danimarka gezisinden sonra biraz geri duruyordum, bilincalti yaptim galiba. Sonrasinda patlak veren Izlanda volkan olayindan sonra ise onca cile ceken insani gorunce iyiden iyiye sogudum uzak diyar gezmelerinden. Hatta TR'ye gitmeden onceki son buyuk capli gezi istegim olan Amerika-California gezisinden kendi istegimle vazgectim (ki gorulmemis seydir benim bir geziden vazgecmem!) Gecen haftaya kadar hala ara ara Iskocya ve Irlanda hava sahasi kapaliydi; yani siz gundemden dustugune bakmayin, hala patlamalar devam ediyor Izlanda'da! Hal boyle olunca "Gidip de donememek de var" diyerek vazgectim Amerika gezisinden. Zaten  gitmek istedigim de bir yer kalmadi su Avrupa'da :PPP Belki Portekiz'e gidebilirdik ama yakin zamanda giden arkadaslarimiz hic degmeyecegini soyleyince ondan da vazgecmistik. Aslinda bir de Isvicre vardi ama neyse :P
Onun yerine Ingiltere icinde gezmeye verdik kendimizi. Her haftasonu ayri bir yere gidiyoruz, hem geziyoruz hem piknik yapiyoruz. Boylesi de cok keyifli! Amerika icin ayridigimiz butceyi de bebek arabasi, sut sagma makinesi gibi buyukbas ihtiyaclarimiz icin harcadik. Tabi TR'ye nasil goturecegiz kismi hala muamma :P
Fotograflar ilk gezimiz olan Polesden Lacey'den. 1336'dan beri varligini surduren Polesden Lacey, yaklasik 566 hektar arazi uzerine kurulu. Evin tarihte bircok sahibi olmus, bunlar icinde zamanin unlu sairleri, mimarlari ve Kraliyet ailesine yakinligi ile taninan kisiler de yer almis. 1906'da evi Bayan Greville almis ve Ritz Oteli'nin mimarina yeniden tasarlatmis evi. Bayan Greville bu evde  balayinin bir kismini gecirmek icin gelen Anne Kralice Elizabeth'i agirlamis.
Kapinin girisinde "Sene 1932. York Duku ve Dusesi'nin 9. evlilik yildonumlerini kutlamak uzere davet edildiniz. Mrs Greville'in konugu olmanin nasil birsey oldugunu kesfedin" yazan bir bilgilendirme ve davet tableasi var. Iceri girer girmez kendinizi 1932'de saniyorsunuz. Hersey en ince detayina kadar dusunulmus, menu hazir, yemek masasi hazir, sizi bekliyor :)



Ben kutuphaneye bayildim, aksama kadar kitap okuyabilirim orada :) Ucsuz bucaksiz bahceye bakan tavana kadar uzanan camlar, yine yerden tavana kadar uzanan kutuphane, berjerler, abajurlar, masal gibi hersey!

Evin bahcesi de ev gibi, gez gez bitmeyecek turden! Biraz dolasip solugu giristeki kafede aldik, yordu bizi ev :)
Gozlerden sonra midelere geldi sira sonrasinda: Cevrede konuslanacagimiz bir yer bulmaca, erkeklerin mangal yakmacasi, kizlarin cevreyi kesfetmesi ve masayi kurmacasi, tek cocuk olan MK'nin goldeki ordeklerle oynamacasi, sonra pisen guzelliklerin bir guzel midece indirilmecesi :) Atesin etrafinda saatlerce muhabbet edilmesi, isinilmasi, tekrar yemek yenmesi, hatta devamli yemek yenmesi... :))

Ve aci gercek: Bu aktivitenin ust uste her haftasonu tekrar edilmesi ile cok hizli bir sekilde kilo alinmasi... :P
DEVAMINI OKU

21 Mayıs 2010

Icerideki 20+1, Disaridakiler 4+1 :)

Dun (20 Mayis) 4. evlilik yildonumumuzdu. Zaman nasil da gecip gidiyor dedik bir kez daha. Bu seferki farkliydi ama. Bir daha iki kisi olmayacagimizi fark ettik ve geriye donusu yoktu bu yolun :P

Sabah hastanede ultrason randevumuz vardi. En guzel hediyeyi orada aldik: bebegimizi gorduk, iyice agzi-burnu seciliyordu bu sefer! Uzuuun uzuuun seyrettik bebegi, 80'lerden kalma, Lost'taki ambarda Desmond'un basinda oturdugu gibi bir monitorden :)

Daha da guzeli, bebegimizin cinsiyetini ogrendik: bir oglumuz olacak insallah! Yay, it's a boy! :)

Bir suru olcum yaptilar, sonuc olarak herseyin normal oldugunu soylediler. Bebegimiz 340 gr olmus, masallah :)

Aksam, ne zamandir gitmeyi istedigimiz bir restorana gittik, Thames Nehri kiyisinda. Bu sefer nehir cok dingin ve mavi gorundu bana. Hava da ilginctir, yaz aksami gibiydi. Geceyarisina kadar nehir kenarinda oturduk, sakin bir sekilde once yemek yedik, sonra sokak sanatcilarinin ezgileri esliginde yuruyus yapip Londra'yi seyrettik. Dogal olarak konustugumuz seylerin cogu bebekle ilgiliydi, bebekli hayatimizin nasil olacagi! Hayat simdiden onun cevresinde donmeye basladi bile!Yine de cok huzurlu ve romantik bir geceydi :P

Bebek ve hamilelikle ilgili olarak: Dun itibariyle 20. haftamizi doldurduk! Teorik olarak yarisi bitti yolun :) Hala bebegin hareketlerini hissetmiyorum ama one dogru egildigimde (yogadaki kedi pozisyonu ya da secde pozisyonu) bebegin kalp atislarini duyuyorum! Icimde iki kalp attigini bilmek cok degisik bir his! Biraz urkutucu.. Onun disinda gozlerim cok hassaslasti, gunes olmasa bile gozlerim kamasiyor hemen, gozluk takma ihtiyaci hissediyorum. Ayrica gozlerim kurulasti ve uzagi gorememe konusunda ilerleme kaydettim. Umarim bu durum gecicidir, yoksa eyvah ki ne eyvah! Lens kullanamayan, gozlugu sevmeyen ve zaten bir kere lazer ameliyati olan biri olarak ne yaparim hic bilmiyorum. Simdilik pozitif dusunup hamilelikten sonra normale donecegimi umuyorum!! Son olarak, hizli bir sekilde kilo almaya basladim. Boy-kilo oranim hamilelikten once de cok yuksekti, o nedenle aslinda normal kiloma ulastim diyebilirim, ama boyle giderse bu kiloyu coktan gececegim. Hatta psikolojik sinirim olan 60'i gecmis bile olabilirim su an. E tabi spor falan yapmiyorum, butun gun masa basinda oturuyorum, bir yandan da gelsin tatlilar, gitsin dondurmalar, ben almiyim da kim alsin kiloyu?! Hayatimda gormedigim sayilara ulastigim icin biraz panikliyorum ama hicbir onlem almadigim icin de panikledigimle kaliyorum :)
DEVAMINI OKU

11 Mayıs 2010

Kosebasindaki Agac



Bu mahallede yaklasik 2 seneden beri oturuyoruz ve ben disari ciktigim hemen her gun bu agacin onunden ya da yanindan geciyorum. Geldigimde beri dikkatimi ceken bu agaci gercekten cok sevdim. O kadar guzel buyumus ki! Yeri de tam bahcenin kosesinde, bir okul bahcesinde.
Ona selam vermek, hatrini sormak, onunla konusmak cok hosuma gidiyor. Her mevsimde bir baska guzel oluyor bu agac. Bir yandan da zamanin nasil gectigini hatirlatiyor bana, ne kadar hizli gectigini...

Ve yine simdi tekrar basa donuyoruz:
Ey guzel agac; bir yandan umut verici, bir yandan huzun dolusun... Yasattigin her turlu duygu icin tesekkur ederim sana!
DEVAMINI OKU

8 Mayıs 2010

Camden Town

Ne zamandir goruselim diyip de bir turlu gun tutturamadigimiz Crazy About Home sitesinin sahibi Tuba ile bulustuk gectigimiz gunlerde. Tuba dekorasyon konusunda uzman biri, yaraticilik ve uyum konularinda ustune tanimiyorum :) Bizzat aldigim dekorasyon taktiklerini insallah TR'ye donunce uygulayacagim!
Cok daha oncesinde yaptigimiz planlardan birini o gun gerceklestirdik ve Camden Town'a gittik. Tabi orayla kalmayip Covent Garden Scoop'ta dondurma, Somerset House'da soluklanma, South Bank'de kahve molasi gibi etkinlikleri de plana dahil edip kucuk bir Londra turu yaptik.
Camden Town'u biraz Kadikoy Bahariye'ye benzettim. Cesit cesit dukkanlardan olusan pasajlarla dolu sokaklar, her turlu dunya mutfagini bulabileceginiz ayak-ustu atistirma yerleri, barlar, taze sikilmis portakal suyu ve limonata satan standlar, daha neler neler.. Sokaklari birbirine baglayan noktalarda oturma mekanlari ve ilginc heykeller vardi. Nehir kenarina siralanmis motosiklet benzeri oturaklar cok hostu!
Biz biraz erken gittigimiz icin her dukkani acik bulamadik. Yine de takidan deriye, aksesuardan kumaslara, nargileden hint isi esyalara kadar o kadar cok cesit gorduk ki! Dukkanlarin cogu yilin 364 gunu acikmis (25 Aralik Noel gunu haric). Yerli ve yabanci cok sayida turistin ugrak noktalarindan biriymis Camden Town. Amy Winehouse'un mekani olarak da biliniyor tarafimca :))
DEVAMINI OKU

5 Mayıs 2010

Secim Afisleri

Ingiltere'de 6 Mayis 2010 tarihinde genel secimler var. En buyuk uc parti su anda hukumette olan isci partisi, en buyuk muhalefet partisi olan muhafazakarlar ve son bir ayda trendi giderek yukselen liberal demokratlar.

Buradaki secim hazirliklari hic alisik oldugumuz sekilde gecmedi. Ne sabahtan aksama kadar sokak sokak dolasip secim marsi calan secim otobusleri, ne binlerce kisinin biraraya gelip tezahurat yaptigi mitingler, ne de liderler arasinda her gun dozaji artan sekilde yasanan agiz dalaslari, komplolar... Gayet, sakin, gayet medeni, gayet guleryuzlu ve eglenceli bir secim donemi gecti burada. Bir kez daha iki ulke arasindaki anlayis farkini, medeniyet farkini ve nasil kapanacagindan pek emin olamadigim ucurumlari gorduk, yasadik...

Bu yazinin amaci resimlerdeki secim afisleri. Muhafazakarlar, Basbakan Gordon Brown'u hedef gostererek onun agzindan secim afisleri yayinladilar. Afislerde Gordon Brown'un en guleryuzlu hallerinden biri var, yazilarda ise onun agzindan sunlar yaziyor:

1. resim: "Rekor duzeyde genc issize neden oldum. Izin verin bir daha yapayim"

2. resim: "Ben size daha fazla ulusal sigorta odettirecegim. Oyunuzu bana verin"

Alttaki kucuk yazilarda ise asil ilani veren Muhafazakalarin sozleri var: "Ya da degisim icin oy verin. Muhafazakarlari secin"

Isin en ilginc yani, TV karsisinda canli yayina katilan bu liderlerin bu afisleri gundeme getirmeleri uzerine Gordon Brown'un soyledikleriydi. "Bu kadar guzel gulumsedigim fotografimi nerden buldunuz, gercekten cok hos cikmisim!"

Anlayis farkli, sonuc: medeniyet farki...

Ayni seyin TR'de yapildigini dusunemiyorum bile. Kesin kanli-bicakli biterdi hikayenin sonu... Asmak-kesmek serbest nasilsa basa gelince!!!
DEVAMINI OKU

3 Mayıs 2010

Hurley on Thames

25 Nisan gunu Londra'da geleneksel Londra Maratonu vardi. Guzergahin bir bolumu bizim eve cok yakin yerlerden geciyordu, hemen yanimizdaki cadde dahil :) Once gidip izleyelim diye dusunduk ama sonra BBC'den izlemenin daha akillica oldugu sonucuna vardik. Cunku bu tip olaylarda BBC ekipleri daha hazirlikli oluyor. Bizi en cok ekrana baglayan kimseyi sikmadan hazirlanmis yayin akisi oluyor her seferinde. Hem yasanan olayin tarihcesini veriyorlar, hem guncel bilgilerden bahsediyorlar, ustelik bunlari yaparken eglendiriyorlar! Kameralarin yerleri ve acisi da gayet basarili oluoyr. Sonucta kalkip gitsek sadece bir noktadan olayi gormus oluyorsunuz ama  ekran sayesinde ayni anda bir cok acidan olayi canli izleyebiliyorsunuz. Gecen sene yilbasinda kojo London Eye'daki havai fisekleri izlemek icin kalmisti sehir merkezinde, bense soguga dayanamayip gece 12'yi gormeden eve donmustum. Kojo eve geldiginde soguktan donmus vaziyetteydi ve cok da zevk alamamisti bu nedenle! Bense BBC'den herseyi canli canli izleyip keyfini cikarmistim, sicacik evde :)
Iste bu nedenle disari cikmayip BBC'den canli canli izledik maratonu. Bir yandan da Esralari bekliyoruz, bizi alip gotursunler diye :) Maraton nedeniyle bazi yollar kapali ve acik olan yerlerde de yogunluk var dogal olarak. Onlar geldikten sonra yola ciktik. "Bu sefer fazla uzaga gitmeyecegiz" dediler, zaten de trafik nedeniyle fazla gidemedik :) Bir yerden sonra acikip yorulunca ilk gordugumuz yerdeki parka konuslandik: Battersea Parki. Londra'nin guzide yerlerinden biri Battersea. Park da bayagi buyuk ve kalabalikti. Parti yapanlar, kopek gezdirenler, kriket oynayanlar, beyzbol oynayanlar... Yasayan ve capcanli bir yer :)


Biraz molanin ardindan tekrar yola ciktik. Aslinda amac oltalari alip baliga gitmekmis ama asil bu ise gonul vermis olan kisi bizimle gelemeyince bu is yatmis. Biz yine o mekana gittik ama balik tutmadik :) Kenarda piknik yapip gelen gecen teknelerle selamlastik :)

Hurley River Side adi verilen bu yer koy evlerinin arasinda kalan bir bolgede. Koy evi diyince bizim Anadolu'daki koyler gelmesin akliniza, bunlar gayet bakimli, bagi bahcesi olan, muhtemelen her turlu modern nimetin icinde oldugu country tarzi evler! Ve cogunun yati veya teknesi var...
Etraf bu tur evlerle dolu olunca insan bakmaya da hayal kurmaya da doyamiyor :) Isteklerin sonu yok tabi :)


Aksama dogru Londra'ya dogru yola ciktik ve Heathrow'un yakinindan gectigimizi fark edince ani bir plan degisikligi ile havaalaninin hemen dibindeki mahalleye daldik. Kojo ve Esra gelen ucaklari bu kadar yakindan gormenin heyecani ile kameralarina sarildilar hemen :) Her ucaktan sonra da "Vaaooow ne kadar yakindan gecti degil mi?", "Ne kadar guzeller degil mi?", "Bak bak bunu kacirmayalim, bu taraftan" seklinde takildilar :) Hatta MK bile o kadar ilgilenmedi! Ben ise bir iki foto cekip yakinlardaki Holiday Inn oteline gittim, ihtiyac molasi icin :))
Gokkusagi esliginde yaptigimiz bu ucak gozlem aktivitesinin ardindan cocuktan cok cocuk olan ekibimiz mutluluk icinde yoluna devam etti :) Son durak bizim evde manti partisi oldu :)
DEVAMINI OKU

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com