27 Ekim 2010

Poz-2-3-4

Uyurken agzini iyice buzusturup 333 pozisyonuna getirip uzun sure oylece kalmasi "Ruyasinda kimi opuyor acep?" sorusunu sorduruyor bana :))

Yine uyurken sag isaret parmagini cenesine ya da agzinin kenarina dayayip zor bir problemi cozmeye ugrasiyormus goruntusu veriyor, "Yardim edeyim oglum, matematik falan mi?" sorusunu sorduruyor bana :))

Gaz sancisi gelmeye ramak kala emmeyi birakip gozlerini kocaman acarak sanciya konsantre olmasi, sanci gecince hemen memeye hirsla yapismasi gulduruyor beni her seferinde :) (Ne guluyosam, cocuk aci cekiyo gozumun onunde!!!)

Bunlarin hicbirini fotolayamamiyor olmam ne yazik! Naapim, iki kolum var benim sadece :P
DEVAMINI OKU

26 Ekim 2010

Poz

Uyurken elini cenesinin altina koyup kaslarini da yukari kaldiriyor, bir de bacaginin birini hafif kirmiyor mu; yiyesim geliyor o pozlarini :)) hatta tekrar icime sokasim geliyor sikca :)
DEVAMINI OKU

20 Ekim 2010

Duzenimiz Duzensizlik!


Yorumlara geri donemiyorum hala, fark etmissinizdir... Doktorumuzu ve hastaneyi soranlar olmus: Mesa Hastanesi- yeni adiyla TOB ETU de oldu dogum. Otel konforunda, sessiz-sakin, ilgili ama daraltmayan personel ariyorsaniz siddetle tavsiye ederim. Bir de dogumdan sonraki 20 gun boyunca kontroller bedava :P Bizim kaldigimiz odanin yanindaki odada da normal bir dogum gerceklesmis ayni saatlerde, biz tik bile duymadik! Hemsireler babanin odaya girmeyip disarida bekledigini, bizim kojonun ise hic disari cikmadigini anlattilar daha sonra :) Bizim kojo yine takdirleri topladi walla :P

Doktorum ise Husniye Tanboga. Kendisi bence turunun son orneklerinden. Kadin dogumcu degil psikolog sanki. Rahat ve sakin tavirlariyla hem guven hem de huzur veriyor. Doguma gelen anestezi uzmani Funda Hanimi da tekrar anayim, ilk defa orada tanistik ama o da cok tatli bir bayan. Husniye Hanimla ilgili surada bir yazi paylasmistim.

Efendim anneligin en zor yani uykusuzluga alisabilmek sanirsam; en azindan su ana kadar benim icin oyle oldu. Dun gece neredeyse yine aglama krizine girecektim uykusuzum diye, neyseki hemen toparladim kendimi. Sonucta o kucucuk yavru da size muhtac ve bu dunyaya uyum saglamak icin ciddi mucadele veriyor. Bunu kendime hatirlatiyorum daraldigimda; bir de bugunlerin gececegini...

Ucuncu haftanin ortasindayiz ve ben ebeveynlik tarzima karar verdim: tarz marz yok :))) Kafama gore, daha dogrusu bambinonun kafasina gore takiliyorum :))

Ilk hafta hamilelikte okudugum yegane kitap olan Tracy Hogg ablamizin yemek-aktivite-uyku-sizin zamaniniz (e.a.s.y.) dongusunu hemen uygulamaya koymak istedim; malum, ne kadar cabuk alistirirsak o kadar iyi. Ancak tekrar ilgili boulmleri okudukca bu rutinin 3,5 kg dan az bebeklere uygulanmasini tavsiye etmedigini gordum Tracy'nin. Zaten ikinci hafta basinda bambinonun 3 saatlik degil de 2 saatlik dongulerle yasadigini fark ettim ve Tracy'nin planini rafa kaldirdim :) Yine 2. hafta basinda sarilik olcumu icin gittigimiz Mesa'da Aygun Hanima iphone'daki uygulamadan bahsedince "Ilk 2 ay duzen falan olmaz, ne zaman meme isterse verin, cetele falan tutmayin" demis ve aydinlanmamda payi olmustur :) (Bu arada ilgilenenler icin iphone icin bebeklerin saat kacta, ne kadar, hangi memeden emdikleri, ne zaman altini degistirdikleri -islak ve kirli olarak- ve ne zaman ne kadar uyuduklarini takip edebileceginiz bedava uygulamalar var. Tracy abla 3 saatlik duzene baslamadan once bebeklerin birkac gun cizelge tutularak takip edilmesini oneriyor, ki bebeginizi taniyip ona uygun bir rutin olusturabilesiniz diye.)

Boylece 2. haftanin ortasindan itibaren cetele tutmayi tamamen biraktim. Bambino ne zaman ne yapmak isterse onu yapiyorum. Yine gecen hafta yatak odasindan oturma odasina terfi ettik. Tum gun yatak odasinda olmaktan bana bay gelmisti. Bir de yandaki komsularimiz 3 cocugu ile iletisimi ancak bagirarak kurdugu icin ve apartmandaki ses yalitimi da sifir oldugundan hem oglus hem de biz rahatsiz olmustuk yeter miktarda! Annemi bizim yatak odasina gonderdik ve biz tv'nin karsisina kurulduk kojoyla. Simdi 24 saatim kanepede geciyor, bambino da yandaki koltukta kendi yataginda. Bambinonun yatagini UK'den almistim; adi snuggle nest. Bebeklerini kendileriyle ayni yatakta yatirmak isteyen ama "ustune mi yatariz, ezer miyiz yavruyu?" diye endiselenen tum anne-babalara tavsiye ederim :) Koyuyorsunuz araniza bu yatagi, yatagin kenarlari sert bir malzemeden, isteseniz de ustune yatmaniz zor zaten. Yavru mutlu, siz mutlu yatiyorsunuz :) Biz ilk birkac gece bambinoyu izledik kojoyla saatlerce aramizda. Nasil buyuk bir hazmis o oyle! Yalniz sonra kojo tirsti biraz, bebegin yataginin altina bir yastik koydu. Boylece bizimkinin yatagi taht gibi yukseldi :)
Su anki duzenimiz tam bir duzensizlik sevgili okur. Bambino yaklasik 20 dk emiyor. Sonra altini degistiriyoruz. Bazen emmeden once de degistirdigimiz oluyor. Sonra genelde tekrar emmek istiyor. Genelde emerken uykuya daliyor. Dalamazsa sirtinin ortasina pit pit vuruyoruz, aglarsa sssssttt sesini de ekliyoruz buna. Boylece ilk saat geciyor. Ikinci saatte bambino uyuyor ama genelde gaz sancilari nedeniyle cok sik uyaniyor. En ufak bir bagirsak hareketinde kasiliyor garibim, bazi kucuk sancilari atlatip tekrar dalabiliyor ama genelde onu uyandiracak kadar agrili oluyor hareketler. Bu bagirsak hareketleri 14. gun basladi.  Bir saatlik uykunun ancak ilk 15-20 dk si kesintisiz oluyor. Sonra sancilar basliyor. Bu nedenle o uyurken benim de uyumam mumkun olmuyor. Bu da bana goz alti morluklari, yorgunluk, gozlerin yari kapali olarak gezmek olarak geri donuyor! Sancilar geldiginde ellerimi karnina ya da sirtina koyuyorum atlatana kadar. Boylece ikinci saati yari uyur yari uyanik geciriyoruz ve 2. saat bittiginde tekrar basa donuyoruz: bambino acikmis oluyor!

Bu duzen (!!) ne zamana kadar boyle gider bilmiyorum, bilen varsa beri gelsin :) Mesa'daki emzirme odasinda tanistigim bir ikiz annesi 4 saat suren kesintisiz bagirsak hareketlerinden bahsetmisti. Sanirim normal bir durum bu??

Bu yaziyi yaklasik 4 saattir yazmaya calisiyorum. Basi ile sonu tutarli olmayabilir :) Dort saatte iki kez dongu yasadik. Yalniz gaz sancilari nedeniyle bambinom hic uyuyamadi, sersem oldu garibim :((

Bu arada bana gaz yapan seyleri yememeye calisiyorum. En basta inek sutu. bugun laktozsuz sut ictim ama yine de fayda etmedi galiba :(
DEVAMINI OKU

17 Ekim 2010

Lohusalik

'Soz ucar, yazi kalir' diye bosuna dememisler. Sozlu iletisimle guzel dileklerini iletenler bu kadar etkilemedi beni, yazili iletisime gecenler kadar! Yazdiginiz yorumlara oyle duygulandim ki anlatamam, tutamadim gozyaslarimi! İyi ki varsiniz demek istiyorum bir kez daha :)

Lohusalik ayri bir psikoloji, bunu da yasayarak ogrendim. Bu hafta iyi gecti cok sukur ama ilk hafta biraz arizali gecti. Bir haftada uc kere kabus gorum, ikisinde aglayarak uyandim, ama oyle boyle degil ziril ziril agladim. Ustelik de simdi anlatsam 'Neresi kabus bunun' denilecek cinsten ruyalar!

Haftanin sonuna dogru, sanirim bambinonun bu dunyadaki 5. gunu Cumaydi, ne yaptiysam oglani uzun sure uyutamadim. 45 dk da bir uyanmasi beni de uykusuz biraktigi icin sinirlerim bozuldu ve aksam kojo geldiginde patladim. Banyoda bir posta agladigim yetmezmis gibi sarilik olcumu icin hastaneye gidesiye kadar agladim kapidan cikar cikmaz. Kendimi caresiz ve aciz hissettim, bebegi anlamiyorum gibi geldi. Sonra ogrendim ki yenidoganlarin uykulari 45 dk lik devirler seklindeymis zaten ve uykulari bizden 2 kat daha hafifmis! O gunden beri 45 dk uyuyor, sonraki 45 dk da emiyor, sonra yine basa donuyoruz :)Bu bilgiyi ogrendikten sonra 2. haftam daha iyi gecti. Beklentiler dusunce daha da rahatladim.

Lohusalik adina simdilik yasadiklarim bunlar. Onun disinda takiyorum kirmizi tacimi kafama, geziyorum evde salina salina :PP
DEVAMINI OKU

15 Ekim 2010

Dogum Hikayemiz

Tarih 3 Ekim 2010 Pazar... Kojo ile onumuzdeki birkac yil yapamayacagimiz birseyi son kez yapiyoruz: uykumuzu alana kadar uyuyoruz :)) Hava gunesli, ruzgar da var ama gunes isitiyor hala insani. Kalkiyoruz, yine son kez oldugunu bilmeden basbasa kahvaltiya gitmeye karar veriyoruz. UK'e gitmeden once sik sik ugradigimiz Bayhan Ablanin yerine, Incek'e gidiyoruz. Beyhan Abla ortami guncellemis, yeni mekanlar yaratmis, bahceyi guzellestirmis... Kojoyla bir guzel koy kahvaltisi yapiyoruz :) Kahvalti sonrasi biraz dolasip annemlere ugruyoruz. Sohbet, muhabbet derken aksama dogru eve geliyoruz.

Ben gayet normal hissediyorum kendimi. Hani doguma dogru bir enerji gelirmis, hatta kadinlar kendilerini ev isine falan verirlermis :) Ben oyle hissetmiyorum, hesapta daha var ya doguma :) Aksam sakin bir sekilde TV nin karsisinda takilirken bambinonun hareketleri siklasiyor. Normalde de hareketli oldugu icin fazla ustunde durmuyorum ama gece 11-12 gibi hareketler dort bir yandan gelmeye basliyor. Kojoya "Bunlar dogum habercisi olabilir" diyorum. Kojonun eli bile sakinlestiremiyor oglani. Nerden bilelim sonun baslangicinda oldugumuzu :)

Gece 1'e dogru yatiyoruz. Hareketler biraz azalir gibi oluyor. Saat 3 gibi tuvalete gitmek icin kalkiyorum, her zamanki gibi. Agri-sizi-hareket yok, super! Isim bitince tekrar yatiyorum yataga. Aradan birkac dakika gecmeden bir anda birseyler akiveriyor, sanki altima yapiyorum! Hemen firlayip banyoya kosuyorum, bir iki dakika icinde tum su kesesi bosaliyor. Renksiz, kokusuz bir sivi; arada cok acik pembemsi lekeler. Iste o zaman kesin teshisi koyuyorum: Bebek geliyooooor! Hemen kojoya haber veriyorum. Bir anda kalkip giyinmeye basliyor kojo :) Iste hep merak ettigimiz, "Nasil olacak acaba?" dedigimiz anlar basliyor!

Doktorumuza hemen haber vermek istemiyorum. Olabildigince sancilari evde karsilayip sancilar siklastigi an hastaneye gitmek niyetindeyim. Sancilar arasindaki sureyi kontrol etmiyoruz ama basta yaklasik 4-5 dakika arayla geliyorlar. Sanci aninda kisa nefes alip derin nefes verme teknigini uyguluyorum. Ellerimi duvara yaslayip yana dogru yaylanma hareketi iyi geliyor, onu yapiyorum. Bazen de yere diz cokup one dogru esnemek iyi geliyor, onu da yapiyorum. Sanci aralarinda ise hastaneye goturulucekleri tekrar kontrol edip eksik seyleri kojoya iletiyorum, o da dort donuyor evde sagolsun. Bu arada doktoru ariyor kojo ve bilgi veriyor. Doktor benimle konusmak istiyor. Nasil oldugumu, nasil hissettigimi soruyor Husniye Hanim. Sonra da biraz daha evde kalabilecegimi, bir saat kadar yatip dinlenmemi, sancilar siklastiginda tekrar kendisini aramamizi istiyor. O da gayet rahat yani :)

Gidip yatiyorum doktorun dedigine uyarak ama yatmamla kalkmam bir oluyor. Yatmak hic iyi gelmiyor cunku. Sancilari daha cok hissediyorum yatinca, o nedenle hemen kalkip evde volt atmaya devam ediyorum. Cok kisa sure icinde  (yarim saat-40 dakika) sancilarin sikligi artiyor, yaklasik 2 dakikada bir gelmeye basliyor. Doktoru tekrar ariyoruz ve hastaneye gitmek uzere yola cikacagimizi haber veriyoruz. Sancilar oyle siklasiyor ki arabaya binene kadar kac kere durup bir duvara yaslanip nefes alip verme ihtiyaci duyuyorum. Bir de bu noktada sanci geldikce dizlerimi birbirinden ayirarak yere comelme hareketi iyi geliyor, kendimi dogal olarak bunu yaparken buluyorum sanci aninda. Kurbaga gibi bacaklarimi acip asagiya dogru esnedikce rahim agzinin acildigini hissediyorum. Bu esnada acilan bir gulu hayal ediyorum, kendimi onun gibi aciliyorum diyerek telkin ediyorum.

Araba ile hastane arasi 10 dakika ve Allahtan yol duzgun. Yalniz anayola cikana kadarki sokak aralari kismi oldukca acili geciyor. Her bir sarsinti icimde 10 kat fazla hissediliyor. Bu arada sancilar geldikce bacaklarimi olabildigince aciyorum. Bu arada arabaya binince kojo emniyet kemerimi baglamami bekliyor birkac saniye ama ben "kusura bakma takamayacagim onu" diyerek reddediyorum :) Yol boyu gozlerim kapali icime odaklaniyorum. Kojo daha sonra soyledigine gore 120 km hizla gitmis dortluleri yakarak! Trafik cezasini bekliyoruz bugunlerde :PP

Hastaneye ulastigimizda saat 4-4:30 arasi, sabah :) Otoparktan asansorle yukari cikana kadar yine her 2 dakikada bir sanci karsiliyorum durarak. Duvarlara yaslanarak ilerliyoruz :) Asansor cikisinda bir guvenlik gorevlisi tekerlekli sandalye isteyip istemedigimizi soruyor. "Hayir" diyoruz ve devam ediyoruz. 2. katta hemen hemsireler odamizi gosteriyorlar bize. Hastanenin iyi yani bebegi ayni odada dogurabilecek olmam, yani dogumhaneye gidilmiyor dogum aninda. Bir de mobil NST olayi cok faydali.

Neyse, odaya yerlesip verilen onlugu giyip (coraplarimi cikarmiyorum :P) kaldigimiz yerden devam ediyorum sanci karsilamaya. Zaman gectikce comelme istegim son haddine ulasiyor, balerin gibi aciyorum bacaklarimi :)) Bol yastik istiyoruz dizlerimin altina koymak icin. Hemsireler beni yataga yatirmak ve NST'ye baglamak icin birkac girisimde bulunuyorlar ama yataga yatmayi reddediyorum her seferinde. NST'yi taktirip koltugun onune tekrar diz cokuyorum. Arada kojodan su, muzik, kisik isik isteyip ortami kisisellestiriyorum. Ancak muzik olaya odaklanmami saglamadigi icin sessizligi tercih ediyorum bir sure sonra.

Ne kadar zaman geciyor bilmiyorum ama bir sure sonra Husniye Hanim tekrar ariyor ve nasil oldugumu soruyor. Ben "Artik gelin lutfen" dedigimi hatirliyorum :) Bu arada giderek gucsuzlestigimi fark ediyorum, zira sanci geldiginde odaklansam bile sanciyi bertaraf etmeye yetecek gucumun kalmadigini fark ediyorum. Uzun zamandir birseyler yememis olmam gucumu tuketmis anlasilan... Sancilarin arasi artik cok siklasiyor. Nefes alip vermeye devam ediyorum ancak yeterince basarili olamiyorum gibi geliyor artik. O an doktorumu istiyorum ve gucsuz hissettigimi soyluyorum. Kojo bana destek veriyor, yapabilecegimi soyluyor. Ama ben gucumun tukendigini hissederek epidural istedigimi soyluyorum. Cunku artik ayaga kalkacak ya da pozisyon degistirecek halim bile kalmamis oluyor.

Yine bir zaman sonra Husniye Hanim ve anestezi uzmani Funda Hanim geliyorlar. Cok seviniyorum onlari gordugume :) Epidural icin yataga gecmemi istiyorlar. Doktor ne kadar acildigima bakacak ve epidural icin uygun olup olmadigini soyleyecek. Yataga yatip yan donuyorum. Bacaklarimin arasina yastik aliyorum. Meger epidural aciklik 4 cm yi gectiginde yapilabiliyormus. Ben 8 cm acilmisim :) Super! Azicik dayansam epiduralsiz de dgurabilirmisim! Doktor beni tebrik ediyor ve epidural icin Funda Hanim devreye giriyor.

Epiduralle birlikte bir rahatlama hissi yerlesiyor bunyeye :) Epiduralde sancilar hic hissedilmiyor diye birsey yokmus. Ikinma hissinin gelmesi icin %20 oraninda sanci hissedilirmis. Bunu ogrenmek de beni rahatlatiyor. Bir sure bebegin ve vucudumun kendi gorevlerini yapmasini bekliyoruz. Bebek yavas yavas asagiya dogru iniyor. Taclanma denen kalca kemigine geldigi an basinc hissi geliyor ve itme sureci basliyor.

Yataktayim ama yan yatiyorum. Duz yatip bacaklarini acmaktansa bu pozisyonda daha rahat ediyorum. Ayrica bu pozisyonda epizyotomi daha az gerekiyormus. Bu arada gerekli enerjiyi alabilmem icin seker veriyorlar bana serumla. Cok hizli giden surec, itme sirasinda dogru ani kollamak ve enerjimi toplayabilmem icin ister istemez yavasliyor. Bir ara sol tarafimdaki duvarda saate bakiyorum: 9'u gecmis bile.

Kimselere haber vermiyoruz kojoyla. Ne onlari ne kendimizi strese sokmamak adina... Odada bir hemsire, doktorum, Funda Hanim, kojo ve ben variz. Dogru anlari beklerken sohbet ediyoruz, guluyoruz, ortam oldukca rahat :) Muzigi de actik :) Ben acligin etkisiyle "Hadi artik oglum, karnim cok acikti, gel de yemek yiyelim artik" bile diyorum :)))

Saat 10'a dogru geldiginde Husniye Hanim "Hadi artik, ya sen cikar ya da ben cikarayim artik" diyerek son duzlugun startini veriyor :) Aslinda biraz panik oldugunu goruyorum, nitekim bebek uzun sure ayni yerde kaldigi icin kalp atislari 130'lardan 76'ya kadar dusmus. Artik gelmesi sart! "Tamam" diyorum ve daha guclu itmeye basliyorum. Bu arada kojo ve Funda Hanim da gobegimden asagiya dogru bastiriyorlar, ben iterken. Funda Hanim bir merdivene cikmis hatta, daha rahat olsun diye :)

Veeee iste bebegin kafasi gorunuyor! Husniye Hanim hemen kojoyu cagiriyor bebegi karsilamasi icin. O an kojoya bakiyorum, bir de ne goreyim yuzu bembeyaz olmus, dudaklar mosmor! Bir an kendimi birakip "kojo gidiyor elden" diyorum. Husniye Hanim hemen devreye giriyor ve kojoyu sakinlestiriyor. Bebegin kalp atislarinin yavaslamasi haberinden sonra kojo sakinligini yitiriyor cok belli etmese de. Sonrasindaki mucizevi anlar boyunca kojo bir gorunuyor bir odanin diger kosesine gidiyor... Onun icin de essiz bir deneyim oldugu kesin (Hala o anlari hatirlayip gozlerimiz doluyor!)

Ben bebegin iyi oldugundan emin bir sekilde itmeye devam ediyorum. Hic panik yapmadigim icin herhangi bir komplikasyonla karsilasmadan bebek disari cikiveriyor! Iste ondan sonra film kopuyor bizde. Bebegin ilk sesini duymam ve kendisini gormemle birlikte basliyorum ziril ziril aglamaya. Kojo yanibasimda, o da agliyor. Ancak onunki biraz farkli cunku bebek kalp atislari yavasladigindan mosmor cikiyor ve bir anda bir hemsire ve doktor ordusu odaya girip sag yanimdaki unitede ari gibi calismaya basliyorlar. Kojo bebege birsey olmasin diye agliyorken ben olanlara cok anlam veremedigimden mutluluk gozyaslari dokyorum! Kojo bebegin yanina gidiyor bu sirada ve onunla konusmaya basliyor. Ben de bebegimin bana verilmesini istiyorum hemen. Ilk mudahale yapildiktan sonra bebegi gogsumun uzerine koyuyorlar. Aglamayi birakip konusmaya basliyorum onunla. "Hosgeldin oglum" diyorum. "Hosgeldin"...

Dogumda fotograf cekmesi icin yakin bir arkadasimin esi ile konusmustuk. Biz ortamda yabanci biri olmasindansa tanidik ve yaninda rahat hissedecegimiz birinin olmasini tercih ettik. Ancak arkadasim ve esi 5 Ekim'de Ankara'da olmak uzere tatile gitmislerdi. Bebis bir gun daha beklese ne afilli fotolari olacakti kimbilir :P 7 Ekim'den once gelmez diye dusundugumuzden cok da dert etmemistik. Zaten o olmasa baska birini de istemedigimze karar vermistik kojoyla. Kismet boyleymis! Yalniz Funda Hanim ve digerleri sagolsunlar almislar kamerayi bebegin gelisini ve geldikten sonraki ilk anlari oyle guzel cekmisler ki, izlerken hala tesekkurlerimizi yolluyoruz kendilerine! Oyle anlari yakalamislar ki anlatilir gibi degil...

Daha onceki yazilarimda bahsettigim epizyotomi olayina gelince... Dogumun son anlarinda Husniye Hanim iki kere sivi vazelin ile perine bolgesine masaj yapti sagolsun. Bu beni psikolojik olarak da cok rahatlatti. Yine son anlarda doktorum bana "Kendi haline mi birakayim yoksa ben duz bir sekilde keseyim mi?" diye sordu. Bir sure cevap veremedim ama sonra "Size birakiyorum" dedim Husniye Hanima. O da "Ben kesersem daha duzgun olur, kendi haline birakirsam ne olur bilmiyorum" dedi. Ben yine kendisine biraktim. Fakat benim duraksamamdan dogal olani tercih ettigimi hissetmis olacak ki hic mudahale etmedi kendisi. Dogum sonrasinda ise cok yuzeysel olarak yirtilma oldugunu soyleyerek 2-3 dikis atti sadece. Sanirim yaptiklarim ise yaradi :)

Iste bizim hikayemiz de boyle... 4 Ekim 2010 saat 10:23'te basladik yeni hayatimiza...
DEVAMINI OKU

12 Ekim 2010

Tesekkur

Bambino bir haftayi geride birakti. Hala yeni konumumuza adapte olmaya calisiyoruz, cogu zaman ruyadayiz gibi hissediyoruz :)

Mesaj gonderen, yorum birakan, arayan, ziyarete gelen, guzel enerjisini gonderen herkese cok tesekkurler! Su ara sadece telefondan ve kisitli surelerde internete baglanabildigimden mesajlara cevap yazmam ya da diger bloglari ziyaret etmem mumkun olmuyor. Yine ayni sebepten foto da yukleyemiyorum. Bir sure daha boyle gidecek gibi.
DEVAMINI OKU

11 Ekim 2010

Gobek Bagi

Az once bambinonun gobek bagi dustu :) Sanirim buna en cok kojo ve annem sevinecek; zira gobegine zarar veririz diye dokunmaya korkuyorlardi oglana.

Aksama ilk banyosu var insallah :) Veee bundan sonra bol sulu gunler bizi bekliyor :)
DEVAMINI OKU

10 Ekim 2010

Gobek

Tecrube edilerek ogrenilen bircok sey ogrenmeye basladim bebekle birlikte. Bunlardan biri de dogumdan sonra oyle hoop diye gobegin eski haline donmemesi! Normal dogum da olsa gobek oyle birkac gunde eski halini almiyormus. Su anda hala alti aylik hamile gibiyim :) Goren ve bilenler korse takmami tavsiye ediyorlar. Doktorum ise korsenin uzayan kaslari kisaltmayacagini, ancak egzersiz yaparak kaslari eski haline getirebilecegimi soyledi. Goren ama bilmeyenler ise ikinci cocuk icin beni tebrik ediyorlar :)))

Ogrendigim baska birsey de dogumda ancak bebek arti plasenta kadar kilo veriliyormus, daha fazlasi degil. Ben 53 kilo basladigim hamileligimi 68 kilo ile tamamlayarak 15 kg aldim. Dogumla birlikte 4 kilo vermisim sadece; su anda 64 kiloyum. Hamilelik oncesi boyuma gore cok zayif oldugumdan cok fazla sikayet etmiyorum halimden :) Yakisti bana kilolar :P
DEVAMINI OKU

9 Ekim 2010

Gulumseme

Bilincli olmadan, refleks olarak yaptigini bilseniz bile bebeginizin size gulumsemesi insani nasil da mest ediyor :) Eriyip bittiginiz an bu andir iste!
DEVAMINI OKU

8 Ekim 2010

Sut

3 gun suren yogun cabalarin sonucunda bambino dun ogleden sonra sute kavusmayi basardi :)
DEVAMINI OKU

7 Ekim 2010

Bebek Kokusu...

dunyadaki en guzel koku...
DEVAMINI OKU

6 Ekim 2010

Mutlu Haber :)

Pazar gecesi baslayan dogum sureci 4 Ekim 2010 Pazartesi gunu sabah saat 10:23'te tamamlanarak 3 kilo 85 gram agirliginda bize gore dunyanin en tatli erkek bebegini dunyaya getirmemizle son buldu :) Anne ve bambino iyiler :) Kojo da oyle ;) Yeni yasamimiza alismaya calisiyoruz...
DEVAMINI OKU

1 Ekim 2010

39+1

Eveeeeet, bugun itibariyle 39. haftayi geride birakmis ve son demlerini yasayan bir gebeyim :) Bu yolculugun basindan beri inanamadim icimde baska bir canliyi tasidigima. Oyle bir mucize ki bu, kelimeler yetmez anlatmaya! Halen de inanamiyorum yakinda ailemize birinin daha katilacagina. Sanki baska bir alemdeyim, bir arkadasimin dedigi gibi "Yukari cikmisim da oradan kendimi izliyorum". Cok degisik seyler hissettiklerim, kendim bile tarif edemiyorum cogu zaman.

Yazmadigim zaman icinde hareketli gunler gecirdim. Ise baslamistim, 37. haftayi doldurunca ayrildim :) Birkac gun evde gecti, sonra gecen haftasonu Esra ve MK ve Esra'nin gorumcesini agirladik Ankara'da. Ozlemisiz cok! Cok kisa kaldilar ama hic yoktan iyidir diyerek teselli ettik kendimizi! Bu arada Esra sayesinde hamileligimin son zamanlarina ait fotograflar oldu elimizde, biz bu konuda acaip tembel bir cift ciktik! Esra da olmasa hic fotomuz olmayacak!

Bu hafta endokrinoloji kontrolum icin doktordaydim. Bir gun muayene, bir gun tahlil verme (ac karnina veriliyor), diger gun sonuc gosterme derken neredeyse hergun disaridaydim. Ilginc gozlemlerde bulundum her zamanki gibi. Mesela, sehrin gobeginde o kadar zaman gecirdim, gordugum hamile sayisi bir elimin parmaklarini gecmedi. Gebeler disari cikmiyor mu diye dusunmedim degil :) Gordugum puset sayisi ise bir rekor galiba: sadece bir (Not: bu veriler gunluk ortalamalardir :) )Bir de insanlarin beni gorunceki tavir ve davranislari cok ilginc geldi. Kara gunes gozluklerimin arkasindan izlemek cogu zaman zevkli ama bazen de "yeter kardesim ne bakiyosun hic mi 9 aylik gebe gormedin?" derecesine varacak kadar tacizkar geldi. Durup arkasina bakarak suzenler, saniyesinde aklindan neler geciyorsa gozlerini kisarak bakanlar, dikiz aynasindan izleyenler, alenen dik dik bakanlar, ve daha neler neler... Otobuste yanina oturdugum bir bayanin bir anda elini sap diye gobegime koymasi ise bombaydi! "Ah caniim" diyerek sevmekle baslayan, "erkek dimi" diyerek devam eden, erkek oldugunu ogrenince "iyi iyi, kiz olmasin bu devirde(?!)" diyerek beni derin dusuncelere sokan, inerken bir "iyi gunler" bile demeden ayrilan teyzeye buradan selam gonderiyorum. Istatistiklere baktigimizda, en cok sorulan, daha dogrusu kendinden emin bir sekilde soylenen seyin "Erkek dimi" oldugunu goruyoruz. Bu ifadeyi "cok kilo almamissin" izliyor; sanki hamilelikten once de beni biliyorlamis gibi :))) Ha bir de, metro beklerken elindeki cikolatayi "canin cekmistir, al ye" diyerek bana vermek isteyen citi piti bir kizi anmadan gecemeyecegim. Metro gelip de binmek icin kapiya yoneldigimde kosarak yanima gelip "aman dikkat et, seni korkuturlar simdi, dogum cok rahat birsey, korkma sakin, ben iki tane dogurdum!" diyip, sonra yine kosarak baska kapidan metroya binisi ve inerken bana bakip el sallayisi unutulacak gibi degil.

Kendime not almak adina yaziyorum ki, endokrin test sonuclarimda tiroit ilacimin dozu yeniden duzenlendi, biraz artti. Dogumdan sonraki 1,5 ay icin de bir doz verdi doktorum. Test sonuclarina gore kansizligim sinirda, kolesterol ve trigliserit ise ust duzeyin biraz ustunde cikti. Doktor, bebegin kendine yag tabakasi yaparken beni de etkiledigini ve bu sonuclarin normal oldugunu soyledi. Ben de son aylarda kendimi kaptirarak yedigim hamur islerinden sanmistim :P Onun disinda hersey normal gorunuyormus cok sukur!

Yarin da haftalar sonra kadin-dogum doktorum ile gorusecegim bakalim. Normalde hamileligin son zamanlarinda cok sik gorusuluyormus doktorla ama hem benim rahatligim hem doktorumun rahatligi (bir suredir de tatilde olmus olmasi) bizim gorusmelerin arasini acti. Yarinki gorusmede danisacagim uc konu var:

- Bebek hala pozisyon almadi, yan yatiyor kereta. Kafayi asagi vermezse dogal dogum zor biraz! Bir arkadasim akupunktur ile bir seansta bebegi dondurduklerini soyledi. Hipno-dogum teknikleri ile de birkac seansta yapilabiliyormus. Ya da doktor elle mudahale ediyormus duzelmesi icin. Bakalim yarin ogrenicez neler yapilabilecegini.

- Bir suredir bagirsak hareketlerim yavaslamisti ama hemoroid olmayi hic ummamistim, hamilelik nelere kadirmis! Bugun sabah ac karnina ceviz, erik ve armut kuru yaptim kendime. Ise yaradi, bagiraklari calistirdi ama hemoroid olayinin gecmesi daha uzun surecek sanirim. Bir de dogum sirasinda hemoroidin ilerleme olasiligi var, iste bu nokta beni biraz endiselendiriyor...

- Kullanmakta oldugum ilaci ne zaman birakacagimi merak ediyorum bir de. Bir arkadasim ilaci biraktiktan 3 gun sonra dogumun basladigini soylemisti. Simdi bende de biraz sartlanma oldu.

Bir de dogumun meraki+heyecani+korkusu+bilinmezligi var bir yandan. Umarim kolay ve rahat bir dogum olur...
DEVAMINI OKU

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com