15 Ocak 2013

Dikkat! Bu Evde 2 Yaş Sendromu Yaşanmaktadır!

Herşey geçen hafta Perşembe günü başladı. 
Tarih 10 Ocak 2013.
Bambinonun yazılımı güncellendi.
Ve şimdiye kadar yaşamadığımız bir sürece girdik.
İKİ YAŞ SENDROMU süreci.
Daha önce de inatlaştığı, herşeye hayır dediği, isteklerini yaptırmak için direndiği oluyordu.
Hatta hep öyleydi.
Bir şekilde ikna ediyorduk.
Konuşuyorduk, anlatıyorduk.
Dinleyip hak veriyordu, "Tamam" "Hıııı" deyip mantıklı olana yönelebiliyordu (her zaman olmasa da çoğu zaman).
Ben o zamanlarda da 2 yaş sendromu yaşıyoruz sanıyordum.
I-ıh, yaşamıyormuşuz.
O zamanlar gül gibi zamanlarmış.
Şimdi yaşadıklarımız daha farklı.
Bambino herşeye ama herşeye "Hayır!" diyor, sonuna kadar inatlaşıyor, istediğinin olması için tepiniyor.
Bizim için yepyeni olan şeyler ise asabiyet, öfke ve ağlamalar

Ortada hiç bir şey yokken, güzel güzel birlikte oyun oynuyorken, yaptığımız bir harekete bir anda öfkeyle karşı çıkıyor ve anında ağlamaya başlıyor.
Sanki ağlamak için bahaneler buluyor.
Gözyaşları hep hazır olda bekliyor.
Bir anda etini koparmışlar gibi ağlamaya başlıyor.
Neye ağlıyor?
Oyuncak treni raydan çıkmış mesela.
Ya da arabaları ters duruyormuş.
Ya da yastıklar koltuktan düşmüş.
Onun istediği CD çalmıyormuş.
İstediği şarkı bitmiş.
Anlayacağınız ona buna ağlıyor.
Hafta içi başlayan bu durumu bakıcı teyzesi Perşembe günü bize anlatmaya çalışmıştı ama biz "Olur öyle arada" diyerek geçiştirmiştik.
Ne demek istediğini ancak haftasonu yaşayınca anladık!
Uyuma zamanı gelir, uyumaz.
Yemek yemek istemez.
Yemek ister ama belli yemekleri ister.
Her şeyi yere atmak ister.
Fırlatmak ister.
Ve bizi (daha doğrusu kojoyu ve anneannesini) en çok rahatsız eden konu: Büyük tuvaletini yapınca alt değiştirmek istemez. Kirli bezi ile bir günü geçirir. O halde uyur. Kalkar, yine rahatsız olmaz.
Beni rahatsız eden konu: Banyo yapmak istememesi. Haftada bir banyo yaparsa bizim için başarı! Söylemesi ayıp, birkaç kere bir haftayı geçtiği oldu, banyo yapmadan.

Beni en çok zorlayan konu: Gece uykusu zamanı saatlerce (abartmıyorum, saatlerce!) m.eme emmek istemesi. Uykuya dalamaması. M.emenin onu uyutmaya yetmediğini fark etmesi ama vazgeçmemesi. Süt bittiği halde son emiş gücünde emmeye devam etmesi. Uykuya yatağında değil, salonda ışıklar ve müzik açık bir haldeyken gitmek istemesi. Pijama-diş fırçalama-kitap okuma-süt içme gibi rutini tamamen reddetmesi (Özeleştiri: Böyle bir rutini düzenli olarak hayatına oturtmamış olmamızı bizim hatamız olarak görüyorum).

Benim açımdan, uykuya dalamaması ama emmeye devam etmesi canımı acıtma noktasına geldiği için çok zorlanıyorum. Bir taraftan emip diğer eliyle de diğer m.emeyle oyuncak gibi oynaması bir yerden sonra acı vermeye başlıyor, acaip rahatsız hissediyorum. O anlarda bir an önce uyumasını istiyorum. Güzel güzel anlatıyorum önce: "Annenin de uykusu var ve anne burada uyuyamıyor. Yatağında uyumak istiyor. Yastığa başını koyup uyumak istiyor. Uykumuz gelince yatağımıza yatıyoruz. Ve orada uyuyoruz." Bunları anlatırken 2 yaşında bir çocuktan empati beklemenin doğru olmadığının farkındayım ama yine de bir umut deniyorum bu yolu. Tabi ki işe yaramıyor. O uyumadıkça sabırsızlanıyorum. Sabırsızlığım tahammülsüzlüğe dönüşüyor bir noktadan sonra. Ve kaçınılmaz son: PATLAMA! Bağırıyorum. Pazar gecesi ve dün gece fena bağırdım. "Yeter artık, uyuyacaksan uyu" dedim. "Uyumayacaksan kalk!" 

Ağlamaya başlıyor tabi. Hem ağlıyor hem emmeye devam ediyor. Benim fiziksel acım daha da büyüyor çünkü emmeye çalışırken birşeyler söylüyor ağlamaklı. Ne dediği tam anlaşılmıyor ama tahmin edebiliyorum. M.eme ağzında konuştuğu için canım fena yanıyor. Çok geçmeden tekrar patlıyorum: "Canım acıyor, m.eme ile oynamayı bırak!" Elimle elini çekiyorum hışımla. Artık kontrolden çıkma noktasındayım. Kendimin farkına varmasam bir fiske vurabilirim o anda. Öyle bir şeytan dürtmesi durumu da söz konusu.

Velhasıl, en çok uyku anlarında zorlanıyorum ve "Başka türlü uyuması mümkün olsa keşke" diye söyleniyorum kendi kendime. Bir yandan da uykuya sonunda dalmış Bambinoyu yatağına götürmek üzere ayaklanıyorum. Ama o da ne? Bambino derin uykuya dalmamış! Bir anda gözleri açılıyor: "Ben yatağıma gitmiiicemmmmm. Ben burda uyuycaaaaaam!" "Anne, ışığı yak. Anne müziği aç!!" Feryat figan bağırıyor! Ben   kocaman bir hayalkırıklığı yaşıyorum tabi. Öfkem tekrar kabarıyor ışığı açarken. "Tamam, açtım işte" diyorum bağırarak. Müziği de açıyorum ve gidip eski yerime oturuyorum. İçimde müthiş bir öfke var. Onun altında da üzüntü. Kendime üzülüyorum. Saat kaç olmuş, ben daha yatmamışım. Kendime ayıracağım 5 dakikam dahi olmamış. Yapmam gereken şeyler öylece duruyor. Uyumam lazım. Yarın erken kalkacağım. Vs. vs. Düşünceler jet hızıyla geçiyor beynimden. Bambino tekrar emmeye başlıyor. Aynı sahneleri tekrar yaşamaya başlıyoruz. Tek farkla: Ben kendimi durdurmadan ağlamaya başlıyorum, gayet sesli bir şekilde. Bir şekilde deşarj olmam lazım. Elimden sadece ağlamak geliyor. Öfkem ve altında yatan üzüntü duygularım kendime acıma sınırına kadar geliyor. 

O noktada toparlıyorum. Bunların geçici olduğunu, birkaç yıl sonra hiçbirini hatırlamayacağımı, zamanın çok çabuk geçtiğini fısıldıyor içimde bir yer. Kulak veriyorum. Ama ağlamamı durdurmuyorum. Bambino beni izliyor. Uykusu açılıyor biraz. Ben hiç oralı değilim. Tam iki saattir aynı pozisyonda salonda oturmuş Bambinonun uyumasını bekliyorum. Yüksek emiş gücüne sahip Bambino tam iki saattir emiyor. Bendeki fiziksel acıyı tahmin edemezsiniz. O noktada "Emmeyi bırakma zamanı geldi" diyorum. Bana artık acı veriyor çünkü. Ancak emmeden uyuması konusunda alternatifim yok elimde ve hiç hazır değilim. Kimse hazır değil buna. Daha sakin bir zamanda bu konuyu değerlendirmek üzere rafa kaldırıyorum. Ağlamaya devam. Bir yarım saat daha geçiyor. Bambino bu defa derin uykuya dalıyor. Gözyaşlarımı silip kalkıyorum yerimden. Bambinoyu yatağına yatırıyorum. Uyumam gerekiyor ama Bambinonun yanına yatmak istemiyorum. Onunla aynı mekanda olmaya tahammül edemeyeceğim. Dışarı çıkıp tekrar salona geliyorum. Boş boş oturuyorum. Boş boş bakıyorum. Kojo yanımdaki koltukta. Bir süre rahat bırakıyor beni. Sonra gelip sarılıyor. "Kendine çok baskı yapıyorsun" diyor. Ne demek istediğini anlamıyorum. Sadece sarılmak istiyorum. Sarılıp oturuyoruz. Sonra gidip yatıyoruz. Ne kadar uyuyabilirsek artık.
Sabah tekrar başlıyor aynı durumlar. Bambino benim gitmemi istemiyor. "Kitap oku, biraz oynayalım, öyle git" diyor. "Tamam" diyorum. Oyun oynuyoruz, kitap okuyorum. Birlikte vakit geçiriyoruz, geç kalma pahasına da olsa ayrılmıyorum yanından. Gitme vakti geldiğinde tekrar başa sarıyor bizimki. "Anne gitmeeeee" diyerek bağırıp çağırmaya başlıyor. Öfke ve üzüntü birleşiyor, tam bir tantrum sahnesi. Yapacak birşey yok, gitmem lazım. Akşama geleceğimi söyleyerek sahneyi terk ediyorum. Kafam bimilyon! Kalbim kırık dökük...

Gelelim işin "Ne yapabiliriz?" kısmına:
İki yaş sendromu "ilk ergenlik" olarak geçiyor.
Ergenlik dönemlerinde bebek neyi neden yaptığının mantığını kuramıyor.
Tamamen duygularıyla yaşıyor. Mantık devre dışı.
O nedenle uzun uzun açıklamalar yapmak pek işe yaramıyor.
Anahtar nokta: SAKİN KALMAK.
Her ne olursa olsun, sakin kalmak gerekiyor.
Her daim.
Sükunetle davranmak, çocuğun hizasına inip konuşmak, ona sarılmak, öpmek her iki tarafa da iyi gelen şeyler.
İstedikleri ne kadar mantıksız olursa olsun sükunetle yaklaşmak. Allahım, ne kadar zor bir sınav bu!
Onun dışında patlama anı geldiğinde 10'a kadar saymak ve o anın farkında olmak işe yarayabiliyor.
Farkındalık noktasında biraz durmamız gerekiyor. Kendimizi geri çekip "Ben şimdi ne yapıyorum?", "Şu anda ne hissediyorum?", "Neye ihtiyacım var?" sorularını kendimize sorarsak ve kendimize dürüst olup doğru cevapları bulabilirsek tahammül sınırımız biraz daha artıyor. Çünkü kendimizi doğru tanımladıktan sonra asıl sorunu görüp ona göre çözüm üretmeye başlayabiliyoruz.

Konuyla ilgili yine en güzel kaynaklar blogger annelerde.
Ben özellikle Slingomom İrem'in yazılarında biraz sükunet buldum. 
İrem'in 2 yaş sendromuyla ilgili tüm yazılarına buradan ulaşabilirsiniz. 
Benim tavsiye edeceğim iki yazı:


Bağıran Anne Olmaktan Nefret Ediyorum Bu yazının yorum kısmında Aylin Anne'nin önerilerini mutlaka okuyun.

Başkalarının deneyimlerini okumak somut olarak bir işe yaramıyor olabilir.
Ancak yalnız olmadığımı bilmek, bu dönemin geçici olduğunu bilmek bana güç veriyor. Tahammül sınırımı artırıyor.
Bildiğimiz halde uygulamaya koyamama noktasında ise profesyonel destek almak iyi bir alternatif olabilir.

Çalışan anne olmak gün boyu evde olmadığım için Bambinonun bu hallerine fazla maruz kalmadığım anlamına gelmiyor. Akşam eve gidince gün boyu yaşadıklarının stresi, özlem, sevilme ihtiyacı ve ilgi görme isteği tavan yapmış oluyor ve tüm güne yayacağı tantrumlarını birkaç saate sıkıştırıveriyor. Benim açımdan ise; gün boyu bir önceki günün gerginliğini üzerimde taşıyorum, üzerine işteki sorumluluklar ve her zamanki çalışan anne vicdan azabı ekleniyor ve herhangi bir rahatlama hissetmeden gün bitiyor. Şu anda boynum, omuzlarım ve sırtım kaskatı vaziyette.

Ergenlik dönemini geçiren çocuğu olan tüm ailelere sabır ve sükunet diliyorum :)

Çizimler buradan, buradan ve buradan

19 yorum:

  1. Banu'cum... Çınar bu kadar şiddetli geçirmedi sanırım 2 yaş olayını. Ya da genel olarak uykusu/yemesi/hareketi yorucu olduğu için o kısmı ben anlamadım. Bir de tabii, m.me yoktu hayatımızda 13 aydan sonra. O kısmı bilemiyorum; ama senin için ne kadar acı verici ve yıpratıcı olabileceğini tahmin edebiliyorum ancak :(

    Başkalarının deneyimleri, önerileri insanı rahatatıyor; ancak işe yaramıyor. Çünkü herkesin kendi yolunu bulması gerek; çünkü her çocuk farklı. Bu noktada, benim bu süreci atlatmamda, rahat geçirmemde ve kendi yolumu bulmamada çok ama çok katkısı olan iki kitaptan bahsetmek istiyorum. Bunlar benim çocuk gelişimiyle ilgili okuduğum son kitaplardı. Sonrasını hep bunlardan yola çıkarak devam ettirdim...

    - İki Yaşındaki Çocuğunuz Büyürken, Diane O'Connell (bu tamamen bizim yavrular iki yaş civarında neden sapıtıyor, onu anlatıyor. Çözümü yok, yalnızca onların bakış açısından bakmamımız sağlıyor)

    - Çocuğunuza Sınır KOymak, Robert J Mackenzie. Çınar tam 27 aylıkken bu kitabın 5. Bölümü benim gözümü açtı. Kesinlikle çok yararını gördüm sunduğu çözümlerin. Tabii kendimize göre uyarlamalar yaptık; bence sizin de işinize yaarr :)

    Bu ki kitapla atlattım ben bu dönemi. Belki ikisini de biliyordun/okumuştun. Yine de, yeniden bak derim :)

    Umarım yararı olur...

    Sana bol ama çok bol sabır diliyorum! Konuşmak, dertleşmek, ağlamak, rahatlamak istersen telefonun öbür ucundayım!

    Sevgiler... Bşaak

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başak, kesinlikle haklısın. Her çocuk farklı olduğu gibi her anne de farklı, her aile de. Herkesin kendine uyanı seçmesi ve uygulaması gerekiyor. Kitap okumayı uzun zaman önce bıraktım ama tekrar başlamanın zamanı gelmiş olabilir. Sakin kafayla düşünemediğim ve öfkem ve üzüntüm iç sesimi çok sık bastırmaya başladığı için başka kaynaklardan yardım almanın tam zamanı. Dediğin kitaplara bakacağım, çok çok teşekkürler! Yazmak, içimdekileri boşaltmak işe yarıyor biraz. Sevgiler :)

      Sil
    2. 12 aylıktan 27 aylık olana kadar ben de kitap okumayı reddettim :) Ve ondan sonra da yalnızca bu ikisini okudum. Ondan rahatlıkla öneriyorum :)

      Sevgiler :)

      Sil
    3. Tamamdır, harikasın walla :)

      Sil
  2. Ooof sorma çok zor çok. geçen yıl bu zamanlar aynı şeyleri yaşadık üzerini çıkartmaması veya tamamen çıplak gezmek istemesi kışın ortasında çok zordu, öz temizlik öz bakıma izin vermemesi benim için çok büyük bir sorundu. Sonra bir düzelme oldu ama şu sıralar aynılarını tekrar yaşıyoruz desem :( 3 yaş sendromumu bu da yoksa ama ben buna kış sendromu diyorum. Geceleri o şekilde uyumaya çalışmak sütü bıraksa bile oynamayı bırakmaması insanı ciddi anlamda rahatsız ediyor ve sonunda çek elini artık diye bağırmaktan kendini alamıyor insan. seni çok çok iyi anlıyorum biraz uzaklaşabiliyorsan uzaklaş. Ben ilk defa Beray'ı bırakıp bu dönemde gittim şehir dışına (iş için) hiç bırakmam diyordum öncesinde. Ama bu dönem insanı ciddi anlamda yıpratıyor ve biraz ara vermek iyi geliyor en azından uyumak için...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selcen, demek emmeyi bıraksa bile oyun kısmı devam edecek; ne anladım ben bu işten?!! Off ki ne offf! Dün ben de ilk defa "Şehir dışı görev isteyeceğim" dedim kojoya, ki ben de "Bırakamam" derdim hep. Bir gecelik bir uzaklaşma bana iyi gelebilir. Hem de Bambino m.eme olmadan uyumaya başlar belki. Bir umut. Dediğin gibi en azından uykumu alıp gelirim. Allah hepimize kolaylıklar versin. Yalnız olmadığımı bilmek güzel :) Sevgiler..

      Sil
  3. Yazdıklarının bir çoğunu bizde yaşıyoruz. Özellikle yemek, üst baş giyme, uyku.. Bence annelere çok daha fazla kaprisli oluyorlar. Sabır da bir yere kadar olunca bağırmak kaçınılmaz oluyor.
    Uyku konusunda bizimki de uykuya emerek dalıyordu ve giderek beni çok daha zorluyordu, ben de uyutmak için başka alternatifim olmadığını düşünerek bir türlü bıraktıramıyordum memeden. Bir de gece boyu dakika başı uyanıp yine uykuya memeyle dalıyordu bir nevi emzik muamelesi yapmaya başlamıştı. Geçen ay bir gece tak dedi bana ve o gecenin ertesinde memeyi bıraktırdım. uyku zamanı gelince aldım odasına götürdüm ışıkları kapattık biberonda süt verdim ve uyuyacağımızı söyledim. tabi başta protestoyla karşılaştım. Emmek istedi ama sütün acı olduğunu bizzat kendi test edince ememeyeceğini anladı. (tuz sürdüm :) ilk üç akşam zorlu geçti ama sonra memesiz uykuya bizde merhaba dedik. Gece uyanmaları da -ki en çok ondan korkuyordum geri uykuya nasıl dalar diye- mızırdanıyor biraz süt biraz su bazen pışpış bazen kucak geri dalıyor çok şükür. bizim bıraktırma serüvenimiz böyle, yani memesiz de olabiliyormuş. Size de bıraktıracaksanız eğer kolaylıklar dilerim.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sessizce, çok teşekkürler yorumun için. Bunları okumaya ihtiyacım vardı, iyi ki yazdın. M.emeyi bıraktırmayı hiç düşünmüyordum, ta ki bu yazdıklarımı yaşayana kadar. Sizin tecrübeniz beni de cesaretlendirdi. Belki bizim de zamanımız gelmiştir. Bir süre daha gözlemleyip (hem kendimi hem Bambinoyu) karar vereceğim. Gittiği yere kadar gitsin diyordum ama giderek elzem hale gelmeye başladı. Bir şekilde olur elbet. Önemli olan kendini hazır hissetmek ve kararlı davranması. Yavaş yavaş o kıvama geliyorum :) Sevgiler..

      Sil
  4. Blog yazmak bu yüzden çok çok güzel işte. Benzer sorunlar yaşayan annelerle karşılıklı görüş alış-verişinde bulunabilmek bulunmaz bir nimet bence. Burada anlattığınız sorunları sadece kendinizin yaşamadığını öğrenmek de ayrıca bir rahatlama konusu....
    Kendi kendinize bulduğunuz çözümler oldukça iyi. Takdir ettim doğrusu.
    Daha doğrusu tüm anne-çocuk bloglarını takdir ediyorum. Yakınlarıma da okumalarını öneriyorum sık sık..

    Ben bu yazıdan 2 sonuca ulaştım.
    1- Bambino'yu m.meden kesme vaktiniz çoktan gelmiş. Bir an önce uygulamaya geçmelisiniz.
    2-Sizi aşırı derecede özlediği için tüm bu anlattığınız huysuzlukları. Bir çeşit isyan. Ve içsel dürtülerle sizi cezalandırma yöntemleri deniyor...

    Geçecek hepsi...
    Ve siz burada yazdıklarınızı tebessümler içinde okuyacaksınız...

    Kolay gelsin diyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeugma, çok teşekkürler yorumunuz ve desteğiniz için. Evet, kesinlikle geçip gidecek bu zamanlar.Ancak bana şu anda ruh sağlığımı korumam için mantıklı düşünen insanların tavsiyesi gerekiyor :) Sizin gibi :) Ve evet, iyi ki bloglar var. Bu tür paylaşımları yüz yüze yapabilmek o kadar kolay değil benim için. Yazmak iyi geliyor o nedenle. Çıkardığınız sonuçlar çok isabetli, özellikle ikincisi beni yüreğimden vurdu. Bildiğim ama göz ardı ettiğim bu gerçeği bana hatırlattığınız için çok teşekkürler. Yüreğim yumuşadı inanın :)
      Sevgiler..

      Sil
  5. Canım ne kadar dolmuşsun sen öyle:( Zor zamanlar evet..geçip gidecek,daha önce yaşadığın sorunlar gibi sonrasında gülerek hatırlayacaksın belki de ama nacizane tavsiyem artık memeyi bıraktırman yönünde olacak. Gönül ister tabi kendi istediği zaman bıraksın ama bak artık bu senin ruh sağlığını da, ona karşı davranışlarını da etkiliyor..En kısa zamanda halledersin inşallah.Çok öpüyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeren, sorma canım, öyle dolmuşuz ki, oğlan da ben de, resmen patladık iki akşam boyunca! Emmeyi bırakma konusunda yavaş yavaş oluyorum ben :) Desteğin için çok teşekkürler. Güzel haberler vereceğim inşallah yakın zamanda :))

      Sil
  6. Uzun zamandır girmiyordum bloğuna,şimdi bu yazıyla karşılaştım.aynı krizleri bizde yaşıyoruz bende zaman zaman kontrolü kaybetme noktasına geliyorum mantıksız talepler karşısında.(benimki şu an 28 aylık) yukarda bahsedilen kitabı hemen gidip alacağım. Emme konusunda seni çok iyi anlıyorum,tahammül edememe ve en sonunda kendine acıma halleri ve çocuğa kızgınlık! Ben 16 aylıkken bıraktım çünkü sabaha kadar emzik görevi görüyordum ve sinirlerim çok bozuluyordu ve acısını en sonunda bağırarak yine çocuktan çıkarıyordum.bu işin tek çözümü sanırım kararlı olmak. Kararlı olursan1 haftada hallolur ama protesto etmesini ağlamasını göze alacaksın.mesela yanına yatmak ya da kitap okuyarak uyutmak.ben kendimi şöyle motive etmiştim. Bu gece sabaha kadar uyumasak da süt vermeyeceğim.kaç gece uyumayabilirki... Her anne bu yollardan geçti ve sen çok sabırlı bir kadına benziyorsun.en kısa zamanda düzene girmesini diliyorum.sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tunay, emmeyi bırakmak gözümde büyüyor, o süreci yaşamamak için direniyorum resmen. Bizimkinin de hiç bırakacağı yok gibi, bu ara azı dişleri çıkıyor ve evde yine benzer cinnet sahneleri yaşanıyor :( İyi dileklerin için teşekkürler. Sevgiler.

      Sil
    2. Bu emmeyi bırakma,odaları ayırma,tuvalet eğitimi gibi konuları biz anneler gözümüzde büyütüyoruz nasıl olacak daha çok küçük ..vs. İnan bir çok anne gibi bende şöyle diyordum'ben çok zor bıraktıracağım,benimki çok düşkün' gibi.... Halbuki zor bırakan ben oldum oğlum 3 günde alıştı ama ben belki 1 hafta ağladım(sanırım loğusalık hormonları o dönem geri geliyor) çocuklar aslında değişime hazırlar ama bizim gözümüz korkuyor,her seferinde oğlumda bunu gördüm

      Sil
    3. Tunay, haklısın. Ben gözümde çok büyütüyorum. Kendimi hazır hissetmiyorum diyelim. Doğal bir süreç olsun, bir işaret gelsin diye bekliyorum hala :)

      Sil
  7. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. Farkındayım çok uzun zaman geçmiş bu yazının üzerinden fakat yorum yazmadan ve aklımdakini sormadan geçemiycem. 'Alt değiştiremiyorum' diye googlelarken karşılaştım blogunuzla.. Yazıyı bir çırpıda okudum..19 aylık kızımla yaşadığımız akşamlarımızdan o kadar ortak nokta var ki..memeyle olan ilişkisi, uykuya dalma halleri, inatçılıkları, dediğim dedik halleri... Doğum yaptığımdan beri sıkı bir anneblogları takipçisi olarak ve günümüzün yalnız dünyasında annelikle ilgili Kafamı kurcalayan konulara cevapları buralarda arayan biri olarak blogunuzla henüz tanışmış olmam benim için ne büyük talihsizlik..son 2 gündür arada derede yazılarınızı okuyorum, eğer paylaşmakta sıkıntı yoksa, esas merak ettiğim memeyi nasıl bıraktınız ya da bıraktınız mı?? Ben de doğal ebeveynlikten yanayım, bu süreç kendi doğallığında yaşansın istiyorum fakat benzer hikayelere rast geldikçe de sormada edemiyorum..bundan sonra sıkı takipçinizim..Bambino ve Bambinayı gözlerinden öperim😊
    Sevgiler
    Gülce

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Gülce,
      Tanışmamız için doğru zaman şimdiymiş, hoşgeldiniz :)
      Ben Bambinonun emmeyi bırakması olayını akışına bıraktım, 3,5 yaşına kadar emzirdim.
      Ani bir trafik kazası nedniyle ameliyat olmam gerekince antibiyotik almam nedeniyle emmeyi bırakmamız gerekti.
      Çok zor olmadı diyebilirim ya da benim önceliğim kendi sağlığım olduğu için Bambinonun bu durumu ile ilgilenemedim, bilemiyorum.
      Şuradan okuyabilirsiniz: http://bendenvebizden.blogspot.com.tr/2014/04/neler-oldu.html
      Çok kolay gelsin diyorum ve geçecek bugünler, biraz sabır, biraz yardım çokça anlayış ve sükunet diliyorum :)
      Sevgiler :)

      Sil

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com