27 Eylül 2013

29 Eylülde Şiddet Mağduru Kadın ve Çocuklar Yararına İkinci El Eşya Pazarı

 29 Eylül Pazar günü Ayrancı Pazar Yerinde güzel etkinlikler ve 2. el eşya pazarı kurulacak.
İlgilenenlerin dikkatine..
İşte resmi açıklaması:

Ankara Başkent Rotary Kulübü, ülkemizde artarak devam eden ’’Kadına ve Çocuğa Şiddet’’ olayları nedeniyle, geçen sene ‘’Kadına ve Çocuğa Yönelik Şiddete Hayır’’ sloganıyla ilki gerçekleştirilen İkinci El Eşya Açık Hava Pazarı projesine bu sene de aynı sloganla devam ediyor. Çankaya Belediyesi ile işbirliği içinde gerçekleştirilecek projeden elde edilecek gelirle, Çankaya Belediyesi Kadın Sığınma Evindeki şiddet mağduru kadın ve çocuklar ile Kadın Sığınma Evinden ayrılarak ev açan kadınların ihtiyaçları karşılanmaya çalışılacak. 

Bu sene İkinci El Açık Hava Pazarının 29 Eylül’de 10.00-18.00 saatleri arasında Aşağı Ayrancı Pazarında kurulacağını belirten Ankara Başkent Rotary Kulübü Dönem Başkanı Metin Ayözcan, ‘ büyük oranda rotaryen eşleri, ve hanım rotaryenler tarafında organize edilen pazarımızda; hanımların evde yaptıkları, yiyecek- içecekler, erkek, kadın, çocuk giysileri, oyuncak, yeni ve yeniye yakın ev tekstili, gece kıyafetleri ve kumaşlar, hediyelik eşyalar, gümüş takılar, bijuteri, fular, eşarp, kemer, yağlı boya tablolar, duvar ve kol saatleri, el yapımı taş boyama kâğıt ağırlıkları ve kapı tutucuları vb. satışa sunulacak ürünler arasındadır. Ayrıca çocuklar için yüz boyama, Doktorlar tarafında tansiyon ölçüm hizmetleri verilecek, Kadına ve Çocuğa Karşı Şiddet konusunda kadınları bilinçlendirme amaçlı broşürler dağıtılarak, toplumda farkındalık yaratılmaya çalışılacaktır.’’ dedi.


Herkesi 29 Eylül Pazar günü saat 10.00-18.00 saatleri arasında projeye destek olmak amacıyla, alışveriş yapmak üzere Aşağı Ayrancı Pazarına beklediklerini söyleyen Ayözcan açıklamasında ‘’Hep birlikte, Rotary dönem temamız olan Rotary ile Yaşamları Değiştirin sloganından hareketle, Şiddet Gören Kadın ve Çocukların yaşamlarını değiştirelim. Bu arada projemizde Çankaya Belediyesine verdikleri destek için şahsım ve kulübüm Kulübümüz adına teşekkürlerimi sunarım” dedi.


Ankara Başkent Rotary Kulübü Hakkında

Rotary Dünyada barış ve iyiniyetin kurulmasına yardımcı olmak ve insanlığa hizmet etmek için kurulan Uluslararası bir hizmet kuruluşudur. Ankara Başkent Rotary Kulübümüz 1992 yılında kurulmuş olup, kuruluşundan bu yana; Hastalıklardan Korunma ve Tedavi, Su temini ve temizlik, Anne ve çocuk sağlığı, Temel Eğitim- Okur Yazarlık, Ekonomik ve Toplumsal Gelişme, Barışı Koruma ve Çatışmaları önleme konuları içerisinde bir çok proje yaparak topluma hizmet etmiş ve hizmete devam etmektedir.
DEVAMINI OKU

26 Eylül 2013

Tahta Şehir Seti

Bambino genel olarak taşıtları seviyor, erkek çocuklarının geneli böyle sanırım :)
Onun dışında kuralları seviyor bizimki. Her kuralın herkes için geçerli olmasını bekliyor ve kurallara uyma konusunda oldukça başarılı.
Hal böyle olunca içinde yolların, binaların, trafik işaretlerinin olduğu bu yeni oyuncağını çok sevdi Bambino. 
Buradan bulabileceğiniz bu oyun setinde bir oyun matı ve tahtadan üç boyutlu küçük oyuncaklar var.
Oyun matı pvc kaplı bir malzemeden yapılmış, bu nedenle yırtılma, bozulma derdi yok. Oyun bitince dörde katlayıp bir kenara koyuyorsunuz, çok az yer kaplaması bir avantaj.
Tahta oyuncaklar ise minyatür boy oyuncak seven Bambino için çok eğlenceli :)
Setin içinden dört adet tahta araba, iki adet insan figürü, bina parçaları, ağaçlar ve trafik işaretleri  çıkıyor.
Geriye matı yere serip oynaması kalıyor.
Bambino hepimize birer araba ve ev veriyor, trafik işaretlerine uyarak arabayla işe gidip geliyoruz. Sonra gezmelere gidiyoruz :)
Çocukların uzun süre sıkılmadan oynayabileceği bir oyuncak seti.
Üstelik buradan alınca çok çekici bir hediye paketinde geliyor. Bizimki bayıldı :)


DEVAMINI OKU

22 Eylül 2013

En Basa Donelim

Bambino bugun guzel bir gun gecirdi. Sabah cogunlukla oldugu gibi mutlu mutlu kalkti ve her zamanki soruyu sordu "Anne bugun ise gidecek misin?" Hayir yanitini alinca mutlulugu ikiye katladi, kendi kendine sarki soylemeye ve yatakta oyunlar yapmaya basladi :) Rahatladi, enerjisi artti. Sonra kalktik, guzelce kahvalti yaptik. Babayi ise gonderdik (evet bugun calisti kendisi) ve disari cikmadan once evde oyunlar oynadik. Benim evde oldugumu bildigi icin rahatti Bambino, benim is yapmama karsi cikmadi ve ben de biraz is yapip biraz onunla oynayarak dengeyi kurmaya calistim. Saat 10 ve 11 deki iki farkli aktivite icin Bambinoya secenek sundum ama kendisi eve, bana ve oyuncaklarina doymadan evden cikmayi reddetti. 3. secenek olan pazara gitme secenegine goz kirpar gibi olsa da evde kurdugu trencilik ve ascilik oyunlarini yarim birakmak istemedi. Disari ancak 11den sonra cikabildik. Once Bambino kendi elleriyle sectigi bir oyuncagini baskalariyla paylasmak icin kumbaraya atmaya gitti. Kumbara kaldirilmisti ama gorevli abi "Buraya kadar getirmisken alalim" diyerek Bambinonun oyuncagini aldi. Sonra ucak parkinda vakit gecirdik ve ucaklarla ilgili aktivitelerin yapildigi mekana gittik. Yorulunca ciktik ve yemek yemeye babaya yakin bir yere gittik. Sonra babayi aldik ve ben onlardan ayrilarak arkadaslarimla bulustum. Arabadan inerken Bambino yeni uykuya dalmisti, ayrilmak kolay oldu. 
Babasiyla model ucaklari izlemeye giden Bambino ilk defa sahit oldugu bu olayi pek sevmis, hemen babasina model ucak ismarlamis. Ucaklarla dolu bir gunun ardindan babasiyla basbasa yemek yedikten sonra beni almaya geldi Bambino. Arabaya bindigimde cok mutluydu ve sarkilar soyleyip bana gununu anlatti saklayamadigi gulumsemesiyle. Eve gelip ilik limonlu su icip (hafif üşüme ve hapşuruk vardı hepimizde) oyuna devam ettik. Saat 9 gibi uykusu gelen Bambino uykunun ilk sinyallerini eften puften birseye aglayarak verdi :) Kucagima alip sarildim ona. Yapmamı istedigi sey icin tekrar olayi yasamayi teklif ettim ama Bambino bunu kabul etmedi ve "Ilk seferde oyle olsaydi" diyerek aglamaya devam etti. O sirada nasil oldugunu tam anlayamadigim bir sekilde Bambino "Baba evden disari gitsin" diyerek aglama seklini degistirdi. Durduk yerde alakasiz bir anda babasinin evden gitmesini isteyen Bambinoya babasinin tepkisi bagirmak ve sinirlenmek seklinde oldu. Baba da hakliydi, kendi ile hic ilgisi olmayan bir durumda birdenbire hedef gosterilmis, hem de kapi disari edilmek gibi bir durumla karsi karsiya gelmisti. Ama Bambino kararlidi, baba evden gidecekti. Baba once baska odaya gidip Bambinonun gozu onunden kayboldu. Ama bu Bambino icin yeterli degildi, kucagimdan firlayip babayi bulup baska odaya degil, evden disari gitmesi konusunda babayi azarladi bir guzel. Bir yandan da kriz seklinde aglayip tepinmeye basladi. Bakti olmuyor, kucagima gelip babayi disari gondermem icin bana dondu bu sefer. Baba evden gitsinmis. Bir de dedi ki: "Basa donelim anne, en basa donelim" Nasil agliyor bunu soylerken!! Ben olayin cikis noktasinin babayla baglantisini kuramadigim icin kendimce mantikli ama Bambinoca gayet anlamsiz olan birseyler soylemeye basladim. Iste her an bir baslangicmis da, aslinda her an birseylere yeniden basliyormusuz da, gecmise birsey yapamazmisiz ama bundan sonrasi icin birseyler yapabilirmisiz de, simdi ne yapalim mesela da... Zirvalayip duruyorum iste! Bambino ne anladi, nasil anlamlandirdi bilemedim ama bir yandan aglayip bir yandan da babanin disari cikip cikmadigini sordu. Baglanti konusunda tahta kafa olan bendeniz ancak "Evet baba gitti oglum" diyebildim. Hem m.eme emen hem aglayan hem goz ucuyla acik kapidan gorunen dış kapiyi kontrol eden Bambino bir an durup "Anne .... yapinca simdi basa mi donduk?" diye soruverdi. Cumlenin bir kismini anlamamis ama simdiki aklimla anlamis olmayi pek cok isteyen bendeniz o an sadece Bambinonun duymak istedigini soyledim: "Evet oglum basa donduk simdi" O an Bambino rahatladi ve gozleri kapanmaya basladi emerken. Teri gozyasina karismis bir halde kucagimda uykuya dalmaya baslamisken bile iki kere gozlerini kocaman acip "Anne, baba cikti mi disari, gidip babanin evde olup olmagini kontrol edelim" diyerek emin olmak istedi. Bir yandan babasinin gitmis oldugunu soylerken diger yandan da babasinin bir yerlerden cikip yanimiza gelmemesi icin dua ettim. 10 dk sonra derin uykuya daldi neyseki bizimki. Kucagimda tasiyarak yatagina yatirdim, uzerindeki montu bile cikartmaya cesaret edemeyerek.
Bambino uyuyunca evde bir kosede bekleyen kojoyu bulup ona Bambinonun dediklerini anlattim. Bana anlamsiz gelen olayi kojo ilk saniyede cozuverdi: Bambino bugunu tekrar yasamak istiyordu ve bunun icin gunun baslangicinda oldugu gibi babanin tekrar evden cikmasi ve ise gitmesi gerekiyordu! Baba evden gitmeliydi ve gun tekrar yasanmaliydi! Bu kadar basitti istegi...
Bunu duydugum an bogazima birsey dugumlendi. O kadar uzgun hissettim ki anlatamam. Baglantiyi kuramadigim icin uzgundum. Daha da onemlisi Bambinonun sadece iki gun yaninda oldugum icin uzgundum. Calisan annenin vicdan azabi - vol. 468943567.. Haftaici de Bambinonun yaninda olabilsem keske diye tekrar uzuldum. Suclu hissettim kendimi. Ona boyle mutluluk dolu gunler yasatamadigim icin sucluluk duydum.  Kimbilir hafta ici ben gidince neler hissediyor diye uzuldum. Bogazimdaki yumru gozyasi seli oldu akti. 
Sonra durup sukrettim. Bambinonun mutluluk dolu bir gun yasadigini dusunup sukrettim. En azindan haftasonlari mutlu oluyordu, o da birseydi hic yoktan. Beterin beteri vardi. Bambinonun en kotu gunu boyle olsun diye dua ettim sonra. Hep gulsun, hep mutlu olsun, hep mutlu etsin diledim. Ve dua ettim: Allah'im, bana degistirebilecegim seyler icin cesaret, degistiremeyecegim seyler icin kabullenme gucu ver..
DEVAMINI OKU

18 Eylül 2013

Sonbaharın Resmi Olarak Gelişi

 
Dün (17 Eylül 2013) Sonbaharın ilk yağmuru yağdı buralara.
Üşüdüm.
Sonbaharı hissettim.
Kasvetli ve kapalı havalara hiç alışamadım.
Güneş görmeyi her zaman tercih ettim, hala da ederim.
Çok yakmasın ama varlığını göstersin isterim.
Güneşe uyarlı benim ruh halim.
Varlığında sorun olmaz ama yokluğunda hemen modum düşer, boğulur gibi olurum.
İçim sıkılır.
Yağmuru severim ama. Çok severim.
Rahmettir.
Yıkar herşeyi.
Berekettir.
Arınmadır.
Ama hava hep kapalı olmasın mükünse :)


Fotolar buradan, buradan, buradan ve buradan.
DEVAMINI OKU

6 Eylül 2013

Tatilden Kalanlar

2006'den beri deniz tatili yapmamışız biz.
Deniz kıyısına gitmişiz, denizi görmüşüz ama deniz tatili olmamış hiçbiri. Bu kadar uzun hele hiç olmamış.
Bambino doğduğundan beri doğru dürüst hiç denize girmemiş, kumlarda oynamamış.
Seyahati sevdiğim için bir yerde 10 gün kalmak bana gereksiz ve sıkıcı görünürdü hep.
Yanılmışım.
İnsanın aynı yerde 10 gün kalıp gerçekten dinlenmeye ihtiyacı varmış.
Tabi çocukla dinlenme ne kadar dinlenme oluyor tartışılır ama benim için dinlendiğimi hissettiğim anlar doğayla bütünleştiğim, sukunet ve sessizlik yakaladığım, içimdekilere kulak verdiğim, doğal olanı yaşadığım, kendimleştiğim zamanlar diyebilirim.
Denizle olan hasretimiz bunca yıldan sonra ancak dindi.
Her gün belli bir rutini takip etmek hem bize hem Bambinoya iyi geldi.
Yeni insanlar tanımak, onları rutinimize dahil etmek güzel oldu.
Demek ki neymiş?
Yapmak lazımmış böyle dingin tatiller.

Tatilde okuduklarım, gördüklerim, gözlemlediklerim, kendime dönüşüm yeni pencereler açtı bana.
Bana ilham olan herşeye şükranlarımı sunuyorum:

* Psikeart Tembellik sayısı (Instagramda ara ara metinlerden paylaştıklarım oldu, buraya da yazacağım inşallah)

* Birbirinden güzel ve insanı baştan çıkaran çiçek kokuları

* Bakmaya doyamadığım rengarenk çiçekler

* Tabi ki deniz kokusu, dalga sesleri, kumların verdiği hiçlik hissi

* Bana ilham verdiğini tatil bittikten sonra anladığım Lost'taki Jack'e benzeyen çocuk

* 3 kişilik sakin, dingin, uyumlu aileler

* 4 kişilik koşturmaca içinde gün geçiren ve akşama pilleri biten aileler

* Doğa ile içiçe olmanın yaşattığı sorgulama halleri, içe dönüş, içe bakış

* Yeşilin her tonunu her an birarada görebilmek

* Uzun yeşil çam ağaçlarının altındaki serinlik

Ortaya karışık tatil kareleri:





















DEVAMINI OKU

4 Eylül 2013

Bambino 35 Aylık


Bambino bir ay daha büyüyerek 35 aylık oldu.

Artık bebek olmadığını çok açık bir şekilde hissettiriyor.

Konuşulan her şeye dahil olması, mantıklı şeyler anlatması, isteklerini açıkça dile getirmesi, içindekiyle dışındakinin bir olması bizi büyülemeye devam ediyor.

Son ay içindeki en büyük gelişme bezi bırakmasıydı, kuşkusuz. Bu konuda oldukça iyi gidiyor diyebilirim. Gece yatmadan önce tuvalate götürmediğim bir iki seferde sabah Bambinoyu ve yatağını ıslak bulmuş olmam ve bazen bizim “Tuvaletin mi var senin?” diye sormamıza tepki olarak “Yok” diye cevap verip sonra da tuvalete yetişememesinden kaynaklanan kazalar dışında gayet başarılı bir şekilde devam ediyoruz. Hiç tepki vermeden karşılıyorum kazaları. Zaten benden önce o sorguluyor, “Niye böyle oldu ki?” diye :)

Sorgulama derken, herşeyin nedenini en son safhasına kadar soruyor hala J Bir de soruların sonuna “ki” eklemeye başladı ve öyle güzel bir melodiyle soruyor ki cevap vermeyi bırakıp sarıp sarmalayasımız geliyor :) “Neden horoz iki kere öttü ki?” “Niye sen pijama giydin ki?” “Baba niye onu kaldırmadı ki?” :) Uzar gider böyle :)

Yine son ay 2 uzun, bir kısa tatil yaptı Bambino. Her tatilden sonra biraz daha büyüdü, serpildi, gelişti. Özellikle son tatilde 10 gün boyunca anne ve babasıyla olmanın tadını çıkarttı. Eğlendi, dinlendi, yüzdü, gezdi :) Saçları uzadı, rengi koyulaştı, boyu uzadı diyeceğim ama ondan emin değilim :P
Değişik korkular başladı Bambinoda. Yüksek sesten oldum olası korkardı ama  anneannemlere gittikten ve oradaki yaşlı insanları gördükten sonra yaşlı insan ve yaşlanmak, dolayısıyla büyüme korkusu başladı. Anneannemden geldikten sonraki 3 gün boyunca feci huysuzluk yaptı. Hiç anlam veremedim. Eve birkaç saat erken geldiğin Çarşamba günü beni hiç yanından ayırmayarak türlü isteklerde bulundu. Meğer altında bu huzursuzluk yatıyormuş. Bir sebepten koltukta otururken ağlamaya başladı. Birlikte yanyana uzandık ve Bambino bana "Anne sen hiç büyüme" dedi. O an anladım durumu. Devam etti Bambino "Ben de büyümeyeyim sen de büyüme anne" Bunaları söylerken ağlıyor bir yandan da. Ne diyeceğimi bilemedim önce, sonra "Tamam oğlum büyümeyelim" diyebildim. Gerçeği söyleyip kaygısını artırmanın bir anlamı yoktu o noktada, ben de böyle dedim. Bambino bu kaygısını paylaştıktan sonra biraz rahatladı ve eski haline kısmen döndü. Ama o ara başka bir tatile ve uzun zamandır görmediğimiz insanlarla görüşme öncesindeydik. Bu sefer beni bir endişe aldı: Bambinoya herkes "Ne kadar büyümüşsün" gibi sözler söyleyecekti kuşkusuz. Bu da bizim oğlanın kaygılanmasını artıracaktı. Ne yapmalıydı? Yapacak fazla birşey yoktu. Önceden uyarabildiklerimi uyardım, uyaramadıklarımı da böyle dedikleri anlarda araya laf koayarak savuşturdum. Elimden geleni yaptım yani. 

Sonra İzmir tatilinde Bambino bir akşam hava karardıktan sonra evden çıkmak istemedi. Sanırım karanlıktan korkuyordu. Hiç bunu dile getirmeden anlamaya çalıştım. Bambino "Dışarıda yağmur güneşi var anne, çıkmak istemiyorum" dedi. Yağmur Güneşi diye birşeyden korkuyordu demek ki. Nasıl birşey olduğunu anlamaya çalıştım. Gözleri olduğunu ve kendisinin onu görebildiğini söyledi Bambino. Aklıma çok önceden okuduğum, hayali korkularla baş etmek için bir annenin yapmış oldukları geldi. Sinek kovucu olsun diye hazırladığım aromatik yağ karışımları bulunan şişeyi Bambinoya gösterim ve dedim ki: "Bu şişedeki sıvıyı kendimize sıkarsak yağmur güneşi bize zarar vermez!" "Vermez mi anne?" dedi bizimki. "yok oğlum, hiç birşey yapamaz" Ve her yerimize sinek kovucu spreyi sıktık. Bir taşta iki kuş.. İşe yaradı. Bambino güvenli bir şekilde dışarı çıktı ve yağmur güneşinden hiç bahsetmedi. Ben de aklına sokmamak adına birşey demedim.

Öyle böyle geçti bir ay daha. Büyüyor, büyüyoruz. Ama "büyümek" demek yok bu ara ;)
DEVAMINI OKU

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com