31 Aralık 2015

Mutlu Yıllar


Koca bir yıl daha bitti.
Film gibi bir yıldı benim için 2015.
En önemlisi ailemize yeni bir üyenin katılmasıydı tabi :)
Bambina ile dolu dolu geçen bir yıl oldu 2015.
Evde yeni bir düzenin/düzensizliğin kurulduğu, daha önce hiç yaşamadığımız durum ve duyguları yaşadığımız koca bir yıl.
Abi-kardeş ilişkisi, çocuk-ebeveyn ilişkileri, karı-koca ilişkisi, aile-çevre ilişkisi yeniden tanımlandı 2015'te, yeniden şekillendi.
Derler ya "İkinci çocukla ailemiz tamamlandı", bana da Bambina hep varmış, zaten hep bizimleymiş gibi geliyor.
Onun olmaması büyük bir eksiklikmiş.
Vay be, böyle hissettiğime inanamıyorum! :)

İlk defa yazlıkçı olduk, ilk defa iki aya yakın yazlıkta kaldık.
Annemin diz ameliyatı yazlıktayken oldu.
Bakıcımız ile yazlıkta yaşadıklarımız beni uyandırdı.
Film gibiydi o dönem..

Bambinonun okul serüvenleri devam etti 2015'te.
Bir okuldan çıktı, yeni bir okula başladı.
Yeni bir ortam, yepyeni bir oluşum, taze heyecanlar.
Tabi zorluklar, çözülmesi gereken küçük-büyük problemler.
Bambinonun mutluluğu yetiyor sonuçta :)

Kişisel olarak baktığımda ise yine yeni bir döneme girdiğimi görüyorum, hissediyorum.
Artık beni ileri götürmeyen şeyleri bir kenara koyabildiğim ve cesaretle yeni deneyimlere yelken açabildiğim bir yıldı 2015.
Bazı konularda aydınlanma yaşadım, bildiğim ama kafama "dank" etmemiş şeyleri içselleştirdim bu yıl.
Geçen yıl başlayan "akışa teslim olma" haline ait sınavlar vardı bu sene hayatımda.
İsyan etmeye çok müsait sınavlardı. "Yeter artık!" ya da "Niye ben?" diyebileceğim çok şey oldu.
Umarım sınavlarımı vermişimdir, bunu can-ı gönülden diliyorum.
Biliyorum ki, verilmeyen her sınav bir derece zorlaşarak veya duygusal olarak daha yoğunlaşarak geri geliyor.

Sağlıkla ilgili konular vardı gündemde 2015'te.
Bambinanın, Bambinonun, kojonun, benim, annemin sağlık durumlarıyla ilgili sınavlar vardı çokça.

Neredeyse hiç işe gitmediğim bir yıl oldu 2015 :)
Ocak ayının yarısından sonra düne kadar işe gitmedim.
Dün itibariyle işbaşı yaptım.
Nasıl yaptım ben de anlamadım gerçi.
İşe geldikten iki saat sonra çıkıp Bambinoyu okuldan alıp doktora götürmek zorunda kaldım.
Arada eve gidip Bambinayı emzirdim.
Tam bir koşturmacaydı.
Tahlil veremediğimiz için hala tetikte bekliyorum :)
İşe geldim ama her an eve gidebilirim.
Bu şekilde "yumuşak" bir işe başlama süreci geçiriyorum diyebilirim :)

2016 yılı için "ferahlık" diliyorum ben.
Maddi ve manevi ferahlık diliyorum.
En çok buna ihtiyacımız var gibi geliyor.
Mekanda ferahlık, maneviyatta ferahlık, zihinsel ferahlık, duygusal ferahlık, bedensel ferahlık.
Feraha çıkmaya niyet ediyorum.

"Akıp gitmeyi" diliyorum.
Akışla birlik olmayı, bırakarak gitmeyi, devam etmeyi diliyorum.
Tutunduklarımızı bırakabilmeye niyet ediyorum.

"Farkında olmayı" diliyorum.
Zihnimizin oyunlarının farkına varmayı, olanı olduğu gibi görmeyi engelleyen her şeyden uzaklaşmayı diliyorum.
Beklentilerimizi düşürmeye, bugüne odaklanmaya niyet ediyorum.

Sevgi, mutluluk, sağlık, neşe ve başarı diliyorum ve de her zamanki gibi :)

Mutlu yıllar!
DEVAMINI OKU

16 Aralık 2015

I Love You Son

Buraya yazacak vakit ve enerji bulamadığım ama son bir haftadır hastalıklarla uğraşan bendeniz artık yorgunluktan pes etmek üzereyken vuku bulan bir olay beni yeniden şarj etti bile.

Bambinayı uyuturken anne sütü verdim ama kız hastalıktan onu bile çıkarıyor. Akşam yine her tarafıma kusmuş, acil değişecekleri değiştirdik, falan filan..

O halimle (tam temizlenemedim) Bambinoyu uyutmaya gittim (Kojo yok muydu diye sormayın, kendisini görürsem söylerim :P ). Ben o feci halimle oğlana yanaşmak istemiyorum, o da tam tersi sırnaşmaya çalışıyor bana.

İşte o anda söylediği bir cümle sihir gibi etki etti bende:

- Ne güzel kokun var anne!

Eriyip bittiğim andır o an!

Sonrası sarılıp koklaşmaca tabi :)))
DEVAMINI OKU

5 Aralık 2015

Bambina 10 Aylık

Bambinonun 10 aylık yazısı burada :)

Bambina son ay içerisinde boy attı, eskisi gibi dombili görüntüsü kalmadı :)

Boy: 70 cm
Kilo: 9 kilo

Bambina artık daha bir anlıyor bizi, dediklerimizi, gözlerimizin demek istediklerini :)

Abisine fena düşkün, yanından ayrılmak istemiyor evdeyken.

Babasıyla dans etmeyi, müzik dinlemeyi pek seviyor.

Henüz konuşamıyor ama çıkardığı seslerle ihtiyaçlarını rahatça anlatıyor. Uykusu gelince ayrı, mutlu olunca ayrı melodiler söylüyor.

Uykuları parçalı hala, yakın zamanda düzelmesini beklemiyorum, abisinden antrenmanlıyım :)

Alerjisi nedeniyle dikkatli davranıyoruz. En sevdiği yiyecek avokado, ayva, salatalık. Patatesi hala pek sevmiyor, abisi de bu zamanlarda sevmezmiş.

Tutunarak ayağa kalkıyor ve sıralıyor. Tekerlekli ahşap arabayı yürüteç olarak kullanıyor ve gittiği yere kadar gidebiliyor. Aynı şekilde minik tabureyi de yürüteç olarak kullanıp evde dolaşıp duruyor, gayet mobil :)

Kendi kendini eğlendirebilen bir bebek Bambina :) Hiç ummadığımız eşyalarla dakikalarca oynayabiliyor hem de gülerek, kahkahalar atarak falan :) Sıkıldı artık dediğim anda türlü oyunlar buluyor, karşısındakini de dahil ediyor, hepimizi mest ediyor bu halleriyle :)

Devamlı gülüyor, gülümsüyor. Çok canayakın. Bazen öylesine gelip kedi yavrusu gibi sürtünüyor bize ya da gelip kafasını kucağımıza atıveriyor. Kız çocuğu farkı mı yoksa Bambina farkı mı bilemiyorum ama pek hoş anlar o anlar :) Alıp içime sokasım geliyor!

Uykusu gelince başını omzuma yavaşça koyuyor ya, o bebek kokusunu içime çekiyorum ya, benden mutlusu olmuyor öyle zamanlarda!

Bir de bebeklerin "Dünya yıkılsa umrumda değil, şu anda keşfetmekle meşgulüm" tavırları oluyor ya hani, o zamanlara şahit olmak da çok hoşuma gidiyor benim :) Defalarca aynı şeyi yapmaları, her bir ayrıntıya ilgi gösterip incelemeleri müthiş bir enerji çıkarıyor ortaya. O andan nasiplenmek şükür sebeplerimden biri oluyor gün içinde.

Kız çocuğunun zevk ya da dertlerinden biri olan toka takma olayında Bambina taktırmak istemeyenler kulübünden, rengini belli etti sonunda. Kafasına birşey takılmayacak, giydirilmeyecek, örtülmeyecek. O kafa öyle duracak :)

Gece yatarken üstüne incecik bir tülbent bile örttürmüyor, derin uykudan uyanıp fark ettiği an uykusu açılma pahasına o örtüden kurtulmaya çabalıyor ve bu çabaları benim de uykuma mal oluyor. Birşey örtmüyorum ben de, n'apayım?

Kitap okutturmaya başladı minnoş :) Tabi öyle sayfa sayfa okumuyoruz ama birkaç sayfa çevirmek bile ona yetiyor. Biri bitince diğerini getiriyor. Abisine öyle çok kitap almışız ki (bir kısmını da elden çıkarmıştık üstelik), bu konuda fazla yatırım yapmayacak gibiyiz (yine de açık kapı bırakayım, çocuk kitaplarını ben de çok seviyorum!).

Ben bebeklerle olmayı seviyorum, kesin bilgi :)

İkinci çocuklarda - daha tecrübeli olunduğu içinde belki de - daha sabırlı, olgun, anlayışlı olunuyor, bu da kesin bilgi :)

İki çocuğu idare etmek ayrı bir sanat :)

İki çocuğu büyütürken ilk çocuktakinden farklı yönlerimize odaklanıp kendimizi büyütüyoruz ve "level" atlıyoruz aslında, tecrübem bu yönde.

Evde bir bebeğin varlığı paha biçilemez, çok net!

DEVAMINI OKU

4 Aralık 2015

Bambino 62 Aylık

Bambinonun son ayındaki en dikkate değer gelişme diş düşürmesi oldu sayın seyirciler.

Dişini ne zaman ve nasıl düşürdüğünü ne kendisi biliyor ne de biz!!
Geçen hafta banyo sırasında söyledi bana dişinin düştüğünü, öyle normal bir şekilde söyledi ki hem de, sanki her gün dişi düşermiş gibi!
Oysa ben neler hayal etmişim bilinçaltımda, ne diş perileri, ne diş kutuları, ne diş hediyeleri, sallanmasını heyecanla izlemeler, "Bugün düştü mü, düşer mi acaba?" diye muhabbetler..
Cık!
Hiçbiri olmadı...
Öyle sakince banyo yaparken dişinin düştüğünü söyledi. Ne zaman olduğunu, nasıl olduğunu bilmediğini ve de..
Zınk diye kalakaldım, hazırlıksız yakalandım anlayacağınız!
Hadi Bambinonun bana olay olduktan kaç gün sonra gayet normal birşey anlatır gibi anlatmasını geçtim, peki her sabah ve akşam dişini fırçalayan biz anne babalar nasıl atlamıştık bu olayı, onu hiç çözemedim!
Bambinonun dişleri ayrıktır biraz, e zaten de küçücük dişleri var, alt dişlerinin arasının o kadar ayrık oluşunu normal zannetmişim, iyi mi?!
Bambino haberi bana verince banyo sonrası kojoya sordum, "Senin haberin var mıydı?" diye.
"Bana Cumartesi günü söylemişti, senin haberin var sanıyordum" demesin mi? (Günlerden olmuş Salı bu arada)
Yahu nasıl bir iletişimsizlik var evde bilemedim :) Sanırsın haftada bir görüşüyoruz aynı evin içinde.

Acayip bir hayalkırıklığı yaşıyorum ve bir de şok tabi!
Şok olmamın sebebi 5 yaşın diş düşürmek için oldukça erken olduğunu düşünmem.
Ne bileyim bir ilkokul 1 olsaydı, okuma bayramı falan geçseydi de öyle düşseydi..
Bizim oğlanın yapısı da böyleymiş ne yapalım.
Hem kojonun dişleri de hatırladığı kadarıyla bu yaşta düşmeye başlamışmış, hem ona göre erkekler erken diş düşürüyormuş (Bu tespite nasıl ulaştı, hiçbir fikrim yok, sormadım, hayalkırıklığımı doya doya yaşama hakkımı kullandım)...

Banu'dan öğrendiğime göre diş düşüren çocuk okuma yazmaya hazır demekmiş Waldorf öğretisine göre. Bu da burada not olarak kalsın, lazım olur birilerine :)

Diğer yandan, gelecek olan dişlerin sağlam ve sağlıklı olabilmeleri için (2. dişi de sallanıyor, artık arkasaı gelir bu furyanın!) bol kalsiyum alması gerekiyor Bambinonun. Alerji nedeniyle süt ürünleri veremeyince biraz panik oldum. Her gün yoğurt yemesine dikkat ediyorum şu anda. Bir de chia tohumunun içinde yüksek miktarda kalsiyum olduğunu öğrendim, günde bir tatlı kaşığı alması yetiyormuş üstelik. Balık yağı ile birlikte onu veriyorum her sabah (yani olabildğince her sabah).

Diş mevzusu dışında Bambinonun günleri rutin bir şekilde geçiyor çok şükür. Okul, okuldan gelince video-yemek-oyun-diş fırçalama-uyku şeklinde. Haftasonları piyano, tenis ve babasıyla gezip tozmaca.

Alerjileri aynen devam ediyor. Geçen hafta Maka Teyzesinin yaptığı keki yedirdim, keçi sütü vardı içinde ama hemen reaksiyon verdi vücudu :( Mart ayında Pınar'ın Recall Healing semineri olacakmış, onu bekliyorum heyecan ve umutla. Umut olmadan yaşayamayız, değil mi?

En sevdiği renkler: Mavi, yeşil
En sevdiği arkadaşı: Ali Deniz (Nam-ı diğer kanka)

Okulda erkeklerle oynadığı kadar kızlarla oynamayı da seviyor Bambino. Kızların oyunlarını öğreniyor, onların dünyalarını anlamaya çalışıyor. Açıkçası hoşuma gidiyor bu sosyalliği :)

Oyunlarda hakemlik yapıyor, kurallara uygun hareket edilmesini sağlamaya çalışıyor. Öğretmenlerinin minik yardımcısı.

Yalnız öz bakım konularında biraz savsak bizimki :) Başkasının eksiğini görüyor da kendine hiç bakmıyor. Kendini arka planda bırakıyor bazen. Çalışıyoruz bakalım bu konuda. Vücut ve bir bütün olarak kendini fark etmesini sağlamaya çalışıyoruz. Dişinin düşüşünü fark etmemesi de buna dahil mesela ;) Vücudunda neler olup bitiyor, bedeni nasıl çalışıyor, bunları daha çok fark etmeye ihtiyacı var gibi geliyor bana. Yoksa fedakarlık ve yardımseverlik de bir yere kadar, değil mi?

Ne demişler: Önce Can, sonra Canan :)


DEVAMINI OKU

5 Kasım 2015

Bambina 9 Aylık

Bambinonun 9 aylık yazısı burada :)

Bambina müziği çok seviyor :) Evdeki müzik aletleriyle oynamaya bayılıyor.

Dışarı çıkmayı çok seviyor, olabildiğince çıkarıyoruz. Bol bol gezmelere götürüyorum kızı, hazır evdeyken.

Arabada çok oturmayı sevmiyor ama uyku vaktiyse koltuğunda uyuyabiliyor. Uyanınca kucağa ve slinge alıyoruz bir süre. Dur kalk şeklinde ilerliyoruz mecburen :)

Abisine hayran bir bebek yetişiyor :) Abinin yanında olmak istiyor devamlı ama kendini korumayı henüz bilemediğinden fazla uzun süre abiyle tutamıyoruz kendisini. Biraz öyle biraz böyle idare ediyoruz işte.

Özellkle akşama doğru baba ya da abinin yanında olma isteği artıyor. Eve geldiklerini biliyor herhalde ondan. Akşamları baba varsa kendisini babasının uyutmasını istiyor minnoş. Ben kucağıma alnca kendini döndürüp aşağı atıyor, illa babası uyutacakmış :)

Alkış yapıyor, müzik duyunca sağ elini havaya kaldırıp sallamaya başlıyor tempo tutarak :)

Al ve ver komutlarını pratik yaparak pekiştiriyor bu ara.

Kutulara birşeyler atmayı ve oradan birşeyler çıkarmayı çok seviyor. Matruşkalara bayılıyor o nedenle. Uzun süre oynuyor matruşkalarla.

Banyoyu hala çok seviyor.

Avakado, et, ayva favori yiyecekleri. Mama sandalyesinde oturmayı pek istemiyor, hele ben varsam ortamda birkaç dakikayı geçmiyor oturması.

Anneden ayrılık kaygısı başladı, bazen odadan çıkmam bile ağlamasına yetiyor.

3 gündüz uykusu uyuyor, gece 9'da gece uykusuna geçiyor ama sık sık uyanıyor. Dişlerinin geliyor oluşu uzun uyumasını engelliyor.

Ona şarkı söylememi seviyor.

Her fırsatta ayağa kalkıyor bir yere tutunarak.

Çekmece ve dolap karıştırmaya başladı. Buzdolabı magnetlerime bir ortak daha çıktı :)))

Ses tonu ile bazı şeyleri anlatıyor artık. Sinirlenince bir söyleniyor ki!

Minnoşko ile günler pek keyifli, evde bir bebeğin varlığı bile yetiyor :)
DEVAMINI OKU

4 Kasım 2015

Bambino 61 Aylık

Bambino son ay içinde okula iyice alıştı.
Her ne kadar tüm gün okulda olup eğlense de evini bolca özlüyor ve tatil günleri evde oyuncakları ve özellikle legolarıyla hasret gidermek istiyor.
Okuldaki hayatı sevmiş olmalı ki gülerek giriyor sabahları okul kapısından.
Bazı akşamlar oyunlarının bitmesini bekliyorum onu alırken.
Hava iyi olduğunda hep dışarıdalar, açık havada vakit geçiriyorlar.
Son günlerde ise havalar soğuduğu için içerideler daha çok.
Atölyeleri çok seviyor.
Hatta bugün bir kağıda "Çizgi Film Atölyesi Adım: Bambino" yazmış, yarın sabah okula götürüp asacakmış :)
Sabah ve akşam çemberinde birkaç defa moderatör olmuş, kendine güveni tavan yapmıştı :)

Velhasıl kelam, ben Bambinonun okullu halini sevdim.
Sanki bir anda büyüdü. Boyu posu, duruşu değişti.

Okulun yemekhanesinde kendine özel yemek yapılınca değmeyin keyfine hele!

Evde kardeşine karşı biraz bilim adamı modunda yalnız, "Şöyle yapsam ne tepki verir?", "Şöyle vursam/dokunsam/değsem/itsem/çeksem/tutsam/bastırsam/desem annem/babam/kardeşim ne tepki verir?" şeklinde :)

Haftasonları babasıyla gezmelere gidiyor yine. Tenis ve piyano var bu sene, sonrası gezme :)

Duygusal hassasiyet tam gaz devam. Geçen gün yolda gördüğü bastonlu bir teyze için eve gelip ağladı yavrum. Yardım etselermiş daha kolay olurmuş onun için, yardım edemediğine ağladı. "Belki canı yürümek istemiştir, bilemeyiz" diyerek ikna ettim ama yine de epey gözyaşı döktü :(

Öyle böyle geçti işte bir ay daha.. Allah sağlık, afiyet, huzur, neşe versin tüm çocuklara...

DEVAMINI OKU

24 Ekim 2015

İlk Diş

Bambinanın ilk dişini bugün görmüş bulunmaktayım :)

Bambinonun ilk dişi 7,5 aylıkken çıkmıştı. İnsan ister istemez beklentiye giriyor; Bambina 7,5 aylık olduğundan beri bekliyoruz heyecanla :)

Alt sol taraftaki diş kendini belli ediyor, elleyince hissediliyor. Bunu ilk fark eden ben olunca hediye almak da bana düşüyor :)

Yakında diş buğdayı ve en sevdiğim bölüm olan meslek seçimi var, yaşasın!

Bambina 8,5 aylık olduğuna göre kısa kısa gelişimini de not düşeyim.

Çok güzel alkış yapıyor, müzik duyunca el çırpmaya başlıyor :)

Kucağıma gelip kendi kendine hoplamaya başlarsa "Ayağa kalk beni gezdir" demek istiyor :)

Kafasını sağa sola çevirip kendince oyun yapıyor birkaç gündür.

Sinirli anlarında yanında olmak istemezsiniz, öyle bir söyleniyor ki, eline geçeni atıp fırlatmaya başlıyor! Hiddetinden şiddetle kaçınınız..

Her gören "Erkek mi?" diye soruyor, alıştım artık :) Pembe de giydirsem durum değişmiyor. Erkek gibi kız sanırım, maşallah :) (Bana hiç öyle gelmiyor, gayet kız yüzü var bana göre)

"Al" ve "Ver" komutlarına uymaya başladı. Çok eğleniyoruz :)

Oyuncakları birbirinin içine koymayı ve çıkartmayı çok seviyor, iç içe geçen kutular favorisi. Bütün gün birşeyi birşeylerin içine koyuyor :)

Emeklemeye devam, ayağa kalkıp birkaç saniye dengede durabiliyor. Bütün evi emekleyerek rahatça dolaşıyor.

Öyle böyle büyüyor işte, sağlık, kolaylık, mutluluk içinde büyüsün tüm minnoşlar!





DEVAMINI OKU

5 Ekim 2015

Bambina 8 Aylık

Bambinonun 8 aylık yazısı için tıklayınız. Hey gidi günler hey!

Bambinonun yazısını tekrar okuyunca Bambinanın bazı yönlerden benzer, bazı yönlerden ise farklı olduğunu söyleyebilirim.

Bambino hiç emeklemedi, direkt yengeç yürüyüşü ve yürümeye geçti. Bambina ise 7,5 aylıkken emeklemeye başladı. Öncesinde sadece geri geri gidebiliyorken 7,5 aylık olduğu gün ileri doğru emeklemeye başladı. Her geçen gün daha da uzun süre emekliyor. Başlarda 3 adım atıp yoruluyordu ama giderek kat ettiği mesafe artıyor.

Bambina emeklemeye başladıktan birkaç gün sonra sıkılmış olacak ki tutunup kalkmaya başladı :P Güvenli olarak bulduğu herşeyden tutunup kalkmaya çalışıyor. Alçak yerlerin üzerine çıkıyor, tutunup kalkamayınca :))

İsteklerini net olarak ifade edebiliyor çıkarttığı seslerle ve beden hareketleriyle. İstemediği bir yiyecek olunca ağzını kapatıp yüzünü diğer tarafa çeviriyor. Kalkmak istediği zaman bana doğru gelip poposunu aşağı yukarı hareket ettiriyor :) Bir oyuncak görüp oynamak istediğinde kendini öne doğru atıyor. Birine gitmek istediğinde kendini öne atıp kollarını açıyor. Zorda kalıp benş çağırmak istediğinde "Anniiii" diye bağırıyor :)

Abisi gibi hareketli bir bebek Bambina. Alt değiştirirken zorlanıyorum resmen. Eline birşey verip oyalanmasını sağlıyorum, ben de hızlı hızlı değiştiriyorum bezini ama işimi bitirmeden dönmeye ve kalkmaya başlıyor minnoş!

Ek gıdaya geçişimiz devam ediyor tüm hızıyla. Dişi olmamasına rağmen yumuşak gıdaları damağıyla ezerek yiyor. Avakado, erik, et ve baklagiller favori yemekleri. Genelde bize yaptığım yemeklerden veriyorum tuzsuz ve baharatsız bir şekilde.

Uykuya ayakta sallanarak ve emerek geçiyor. Doyunca emmeyi bırakıyor ve sallanarak uyumaya devam ediyor. Gece kaç kere uyandığını saymıyorum, bazen emmek uyumasına yetmiyor, o zaman ayağa kalkıp sallıyorum (bu beni yoruyor çünkü sonrasında uykum açılıyor!). Uyurken bacaklarını benim üzerime atıyor, keyifçi :) Öyle tatlı bir duygu ki onun o hallerini izlemek, kıvrımlı bacaklarını sevmek.. Hormonlar hormonlar :P

Gezmeye bayılıyor, annesi gibi :) "Bambina dışarı çıkıyoruz şimdi" deyince gülüyor :) Slinge koyunca dışarı çıkacağını anlayıp heyecanlanıyor, bacaklarını oynatmaya başlıyor :)

Abiyle arası hem iyi hem kötü. Ortamda abisi var ise ondan başkasına dönüp bakmıyor ama abiden kendini korumak için de ondan kaçıyor bir yandan da :) Abisi onu severken üzerine abanınca kaçacak yer arıyor ya da bağırarak yardım istiyor. Abinin elindeki oyuncak çok değerli oluyor her daim :)

Öyle böyle geçiyor işte günler. Öyle bir koşturmaca ki benim için, gün nasıl bitiyor bilemiyorum bile! Sağlık olsun da, gerisi hallolur bir şekilde diyorum..
DEVAMINI OKU

4 Ekim 2015

Bambino 60 Aylık - 5 Yaşında

Bambino 5 yaşına bastı!

Tam 60 aylık oldu, dolu dolu 60 ay, vay be!

Son ay içinde Bambino yuvasına alışma dönemi geçirdi. 2 aylık yaz tatilinden sonra sudan çıkmış balığa dönmüştük hepimiz :)

Yazlıktaki arkadaş ortamından sonra Ankara'daki hayat ona çok yalnız geldi :( Her gün iki posta parklara çıkmamıza rağmen Bambino kendine göre arkadaş bulmakta epey zorlandı. Tüm yaşıtları çoktan okula başlamıştı bile ya da yaz okulundaydılar. Arkadaş bulamayınca sıkılan ve bunalan Bambino çareyi kardeşine yüklenmekte buldu. Bir de anne babaya tabi :)

Ne olacak bu şehir çocuklarının dramı efendim? Dört duvar arasında büyüdükleri yetmezmiş gibi dışarıda da arkadaş bulamıyorlar. Bir günde 3-4 park gezdiğimi biliyorum arkadaş bulabilmek için ve yine yapayalnız kaldığımız oluyordu malesef. Çocukların niye okula gönderildiğini şimdi daha iyi anladım.

Neyseki bu haftabaşında Bambinonun okulu açıldı da hepimiz bir nebze rahata erdik. Her sabah ve akşam ben götürüp getiriyorum ve bir dünya yol yapmaktan şimdiden başım döndü ama Bambinonun mutlu olduğunu ve arkadaşa doyduğunu görmek herşeye değiyor.

Alerjileri nedeniyle yemeklerini evden götürüyor. Sabah, öğle ve ikindi yemeklerini ayrı ayrı paketleyip hazırlıyorum. Şimdilik fena gitmiyor bakalım.

Tüm gün dışarıda olunca akşam eve yorgun gelen Bambino eskisi gibi evde yaptıklarını yapmaya devam etmek istiyor ama buna ne zaman yetiyor ne de enerjisi. "Keşke evde çok zaman geçirebilsem" diyerek hislerini ifade eden Bambinoya içimden "Aynı şeyi ben de iş için diyorum çocuğum" diyorum..

Bambinonun özgüveninideki artışı hayretler içinde izliyorum bu arada. Öyle ki, odasına girmek için izin almamızı, yemek pişirmeden önce yiyip yemeyeceğini sormamızı ve ona göre hazırlamamızı istiyor. Cevap vermek istemediği sorulara "Bunu geçelim" diyerek karşılık veriyor. Tam bir mini ergen var karşımda sanki. Bazen hoşuma gitse de bazen de bu kadar özgürlük vermemizin bizi yorduğunu düşünüyorum.

Geçen sene güle oynaya gittiği jimnastiğe bu sene gitmek istemiyor hayta! Tenis ya da futbola gitmek istermiş. Piyanoya devam etmek istermiş ama öğretmen değişirse gitmeyebilirmiş de. Parmağında oynatıyor işte bizi!

Neyse, biraz fazla yüklendim galiba.. Bir tarafı böyle ergen olsa da o hala annesinin minik kuzusu :)) Arabada kardeşi ağlamaya başlayınca üzüntüden kendisi de ağlayan bir duygusal o! Okulda arkadaşı sevinsin diye toprağın altına giren böceği çıkartmak için elinde sopayla dakikalarca kazı yapan da o :)

Bambino kardeşini koruyup kollamaya devam ediyor ama diğer yandan da oyuncaklarını, eşyalarını paylaşmak asla istemiyor. Ben ikisi arasına fazla girmemeye çalışıyorum, doğanın kanunlarına aykırı davranmak kimseye yarar sağlamaz, değil mi? :)

Öyle böyle geçip gidiyor günler. Tam zamanlı okula da başladığına göre yıllar daha da bir hızla geçecek gibi, öyle hissediyorum. Allah tüm çocukları iyilerle karşılaştırsın.

Bambinocum yeni yaşın kutlu olsun. Seni çok seviyorum :)
DEVAMINI OKU

5 Eylül 2015

Bambina 7 Aylık

Bambinonun 7 Aylık yazısı burada :)

İkincilerin şansı bu olsa gerek, birinciler gibi her yaptıkları anında not edilmiyor. Fotoğrafları profesyonel makinelerde çekilmiyor. Buraya aldığım aylık notlar olmasa çoğu şey araya kaynayıp gidecek belki de.
Bu demek değil ki ikinci çocuğumu sevmiyorum ya da yeterince ilgi ve heyecan göstermiyorum.
Bilakis, öyle çok seviyorum ve öyle çok zevk alıyorum ki Bambina ile birlikte olmaktan! Yaptığı her yeni şey beni heyecanlandırıyor, mutlu ediyor.
Yazlıkta kojodan ayrıyken iple çekiyordum kojoyu arayıp Bambinanın yaptıklarını anlatmak için (İş nedeniyle akşamları konuşuyorduk genelde).
Bambina epey hareketlendi, sağa sola jet hızıyla dönmeye başladı.
Hatta emekleme ve ayağa kalkma alıştırmaları yapıyor bol bol.
Denize doydu, tam bir su kuşu oldu :)
Denize giderken keyifle söylediğimiz bir şarkı vardı: "Deniz, kum güneeeş; dalga, su balık"
Şarkıyı duyduğu an gülüyordu bizimki, denize girince de heyecanlanıyordu :)
Yazlıkta her an dışarıda ve bahçede olmanın keyfini sürdü Bambina.
Komşular, gelen giden, çocuklar derken hep kalabalığın içindeydi.
Farklı yüzler gördü, neşeli ortamlarda bulundu. Çok sevildi, çokça kucağa alındı.
Bambina bunun etkisiyle sanırım acaip konuşmaya başladı, seslerimizi taklit etmeye uğraştı epeyce.
Şimdi evimize dödük ve Bambina eskisi gibi konuşmuyor :(
Nasıl da fark ediyor hemen :(

Bambinaya ek gıda olarak biz ne yiyorsak biraz biraz tattırdık. En çok meyve verdik. Tabi ki kefir ve yoğurt da ama meyve daha tatlı gelince kefirle yoğurdu istemez oldu.
"Aman ne güzel abisi gibi alerjik değil" diye sevinirken bir gün tepeden tırnağa kızamık gibi dökünü döktü Bambina.
Birkaç gün hiç bir şey vermedim ve gözledim. Denize girip çıktıktan sonra artıyordu.
Olacak gibi değil, kaptım çocuğu acile götürdüm.
"Her şey olabilir, besin, deniz, güneş... Bulmak çok zor" dedi doktor.
Peki deyip soluğu abisinin doktorunda aldım.
Hemen kan alındı, teste gönderildi.
Sonuç bugün geldi: Malesef süte ve yumurtaya alerjisi var minnoşun :(
Allah beterinden korusun diyerek devam edicez mecburen.
Ama moralim bozulmadı değil hani.
Benim bağırsak floram tam iyileşmediği için kızımın da bağışıklığı yeterli gelmemiş işte..
Olan oldu, çaresine bakacağız artık.

Müzik dinlemeyi ve müzik yapmayı pek seviyor Bambina.
Abisi gitar ve org çalarken pür dikkat izliyor.
Çevreyle etkileşimi çok arttı, çok keyifli Bambina ile vakit geçirmesi.

Bakıcımız ile yollarımızı ayırdık, beklenmedik bir şekilde.
Bakalım Bambinaya ben işe başlayınca kim bakacak; yeni ameliyat olan anneannesi mi yoksa yeni bir bakıcı teyze mi?
Gun ola harman ola.
Bakalım Bambinanın nasibinde kiminle olmak var?

DEVAMINI OKU

4 Eylül 2015

Bambino 59 Aylık

Bambino son bir ayda tam bir yazlık çocuğu oldu.
Doya doya yüzdü, denizin keyfini çıkarttı.
Arkadaşlarıyla dışarıda gönlünce oynadı, bahçelerde koşturdu, bisiklete bindi, scooter a epey alıştı (eskiden hiç sürmüyordu).
Yan komşunun 2 ve 9 yaşındaki kardeş çocuklarıyla yakın arkadaşlığı deneyimledi. Daha doğrusu 7/24 birlikte onlarla olmayı tecrübe etti. Ve bundan pek keyif aldı.
Bazı günler 9 yaşındaki Arda ile sabahtan akşama kadar lego oynadı onların evinde.
Ne yemek istedi ne su, varsa yoksa oyun :)
Yanında annesi olmadan adım atmayan Bambino ilk defa annesinden istekli bir şekilde ayrılıp arkadaşlarıyla gezmelere gitti.
Şu arkadaşlık nelere kadirmiş yaşadık gördük!
Allah iyilerle karşılaştırsın.
Arkadaşlarını ailesinden önceye koyma dönemi başladı sanki, bana öyle geliyor!
Söylemeye gerek yok, yazlıkta, açık havada çocuklar sanki daha hızlı büyüyorlar.
Bambinonun boyu 107 cm ye ulaştı, kilo 16 kg civarı.
Yazlıkta 3-4 cm uzadı, kilo konusunda da 1 kg ilerleme kaydetti.

Velhasıl, yazlık yaşamı Bambinoya hem sosyal hem fiziksel anlamda çok yaradı.
Bambino büyüdü ve büyümeye devam ediyor :)
DEVAMINI OKU

5 Ağustos 2015

Bambina Yarım Yaşında

Bambina tam 6 aylık oldu bugün itibariyle.

Bambinonun 6 ayık yazısı burada.

Ankara'da bir türlü gelmeyen yaz ve artmayan sıcaklar nedeniyle zavallı kız bir türlü düzenli olarak dışarı çıkamamıştı. Aslında ilginçtir ki Bambinoyu yaz kış soğuk sıcak demeden her gün dışarı çıkarmış olmama rağmen Bambinaya gelince nedense bir çekimserlik gelmişti bana dışarı çıkma konusunda. Kojo da "Kız çocuğunu daha da bir korumak gerekir" önyargısı ile hareket ederek "Çıkmasın, daha çok soğuk" vs diyerek evde kalmamızı teşvik etti.

Neyse, yazlığa gelince Bambina çıkamadığı zamanları fazlasıyla telafi etti; zira kendisi uyumak için bile eve girmiyor :)) Dışarıda pusetinde uyuyor çoğunlukla.

Her bebek gibi kendine has istekleri ve tavırları var bizim kızın da. Nasıl nerde uyumak istediğine kendi karar veriyor en basitinden. Her gün istekleri değişiklik gösteriyor. Bize de uyum sağlamak düşüyor :)

Çok güzel oturuyor Bambina. Yavaş yavaş ters dönme çalışmalarına başladı, sonraki aşama emekleme sanırım.

Diğer taraftan duyduğu sesleri taklit ediyor, acaip sesler çıkartıyor. Güvercin sesi gibi oluyor bazen, bazen anlamlı sözcük çıkıyor gibi geliyor kulağa. İzlemesi, dinlemesi pek keyifli :)

Herkese gülücük atıyor ama yabancı gelenlere giderse hemen ağlamaya başlıyor. En çok anne kucağında rahat ediyor. Yazlığa geldiğimizden beri doğal olarak bana çok düştü. 

Bambinayı 6 aylığa 1 hafta kala gıdalarla tanıştırmaya başladık. Yoğurt, kefir, havuç, kabak, erik, karpuz tattı şimdiye kadar. Ama hiçbiri rutin ek gıda olmadı. Arada bir tatması için ve özellikle dişlerini kaşıması için eline veriyorum ya da sebze-meyve filesinin içine koyuyorum. Ama kızımın en çok sevdiği besin: YEŞİL SOĞAN :)) Tavsiye ederim, hem dişlerini kaşıyor hem de antiseptik özelliği ile ağrı kesici görevi görüyor. Benzer şekilde semizotu sağı da veriyorum ama onu kopartabiliyor ama soğanı selüloz nedeniyle kopartamıyor.

Deniz etkisi Bambina üzerinde en fazla iki gün sürdü. İki gün boynca düzenli ve uzun uykular uyudu. Daha sonra ise bünyesi buna da alıştı ve eskisi gibi yarım saat-45 dk lık uykularına geri döndü. Benim için yorucu oluyor ama geçici olduğunu umduğum için daha dayanıklıyım bu defa. Bir de işe başlamamış olmam gün içinde kısa şekerlemeler yapmama izin veriyor.

Evde bir bebek kokusu olması insanı nasıl mest ediyor ama.. Allah tüm isteyenlere nasip etsin sağlık ve kolaylıkla. Boğum boğum parmakları, minicik ayakları, dombili bacakları, uykusundaki yüz ifadesi, güldüğünde gözlerinin içlerinin ışıldaması, esnerken dudaklarını büzüşü, gözlem yapmasına tanık olması, her şeyi ama herşeyi başlı başına ayrı şükür sebebi. Çok şükür, bin şükür!

Dişleri henüz çıkmayan Bambinanın yaklaşık bir ay önceki ölçümlere göre kilosu 6700 gr, boyu 64 cm. 



DEVAMINI OKU

4 Ağustos 2015

Bambino 58 Aylık

Bambino bir ay daha büyürken son aya ait en önemli şey herhalde Bambinonun denize doyması oldu.
İlk defa bu kadar uzun süre denize gitme fırsatı yakaladı yavrum.
Burada yeni arkadaşlar edindi.
Doya doya dışarıda oynadı, bisiklete bindi.
Devamlı hareketsever oğlum hareket etmeye doydu, gelişti, boyu uzadı.
Konuşkanlığı ve girişkenliği ile herkesle tanıştı, herkese kendini sevdirdi bir şekilde.
Okuyor oluşu çoğu insanı şaşırttı, halbuki bize normal bile geliyor artık :)
Anneannesinin hastalığında hepimize çok yardımcı oldu, olgun davrandı.
Birlikte kardeşini uyuttuk, onunla oynadık, her yaptığımızı oyuna çevirdik bir şekilde.
Yemek yaptık birlikte, anneanneye ilaç getirdik.
Zor zamanlarda kenetlendik sanki birbirimize.
En büyük yardımcım oldu yeri gelince.
Bazı zamanlarda çocuk olduğunu hatırlattı bana, "çok yüklenme bana" dedi.
Yavrum benim, seni çok seviyorum.



DEVAMINI OKU

28 Temmuz 2015

Nerelerdeyiz, Ne Haldeyiz?

Uzun zamandır yazmadığımın farkındayım ama Internetin başına oturmak benim için en büyük lüks bu aralar.

11 Temmuz günü 2 aylığına Ankara'dan kalktık, Kuşadası'na geldik.
Uzun uzun yazacaktım: Çalışan insanlar için yazlıkçılığın anlam ve önemi, heyecanım, hissiyatım, çocukların durumu falan filan. Hayatımda yazlıkçılığı ilk defa yapıyor oluşumu, günlerin nasıl geçtiğini falan da anlatacaktım. Bilmeyenler için yazlık yaşamı 101 tadında.

Ama kısmet değilmiş.

Geldiğimiz ilk gün, tekrar ediyorum ilk gün, annem sol dizini sakatladı. Annem ve iki çocukla geldiğimiz ve hiç kimseyi tanımadığımız bu muhitte, hem de ilk gece, daha bismillah dememişken, hem komşularla tanıştık, hem doktorlarla ve hastanelerle. Gece arkadaşımın eşi İzmir'den kalkıp geldi, sabaha kadar annemin başında durdu. Sabah ilk iş olarak da MR çekildi: Sonuç acil ameliyat! Birkaç tane bağ kopması, kemik erimesi, kireçlenme, kıkırdak doku zedelenmesi, ne ararsan var dizde. Ve artık işlevini yerine getiremeyecek hale gelmiş, ertelemenin imkanı yok.

Hızlı bir organizasyon ile ortopedi konusunda nöral terapi ile kök hücre tedavisini birleştirmiş, Türkiye'deki sayılı doktorlardan biri ile bağlantı kurup ameliyat günü belirledik. O hafta bayram haftası olduğu için en erken tarih olan bayramdan sonraki gün olan 20 Temmuz Pazartesi. Bu arada doktor Kayseri'de, ismini de vereyim, isteyen araştırsın soruştursun: İlhan Demirkıran. Annemi iki çocukla birlikte benim Kayseri'ye götürmem zor olacağından, kardeşimi refakatçi olarak belirledik. Uçak biletlerini aldık ve başladık beklemeye.

Günler zor geçiyordu benim açımdan tabi, hala da pek farklı değil ama insan her ortama uyum sağlayabiliyor işte: Bir bebek, bir çocuk ve bir hastaya tek başıma bakıyorum. Yemek, bulaşık, çamaşır, banyo, temizlik, gezdirme-tozdurma işlerinde tek kişilik dev ekibimle 7/24 hizmet veriyorum :) Canları sağolsun, Allah beterinden korusun.

Annem 20 Temmuz'da kuş gibi gitti geldi ameliyata. İzmir'den Kuşadası'na gidiş gelişi sağolsun arkadaşım halletti. Geldiğinden beri de evden çıkamadı, henüz dikişleri bile alınmadı. Ancak Ankara'daki 3 katlı evindeki merdiven ve bakım durumunu düşününce annemin benimle olması çok iyi oldu.

Kısa keseyim, ajitasyon yapmayayım daha fazla :P Köle İzaura'dan hallice geçen günlerime rağmen yazlık ortamı büyükşehirden sonra nefes almak gibi geliyor. Denize her gün gidemiyorum, çocukları her gün götüremiyorum, sükunetimi çok fazla koruyamıyorum ama tüm gün veranda da oturmak bile güzel. Domates, biber, salatalık, maydanoz ve meyve bahçesine bakarak bir bardak çay içebilmek bile insana mutluluk veriyor. 

Yolunuz düşerse beklerim, bir çayımı içmeden göndermem :)
DEVAMINI OKU

5 Temmuz 2015

Bambinonun Para Kazanma Telaşı

Bambino 3 Temmuz 2015 tarihinde ilk defa kendi biriktirdiği paralarla kendine birşeyler aldı :)

Daha önce de kumbarasını doldurduğu olmuştu, belki geçen sene, tam hatırlamıyorum (bloga yazmanın faydaları!). O zamanki para bir küçük altının yarısı kadar ediyordu, ben de bir o kadar daha üstüne koyup küçük altın almıştım, Bambino için saklamak üzere. Bir miktar parayı da başka çocuklara yardım etmek üzere ayırıp oyuncak arabalar almıştım. Ancak o arabalar Bambino verecek kimseyi bulamadığı (!) için Bambinoya kaldı, kimseye vermeyip kendi oynadı :))

Bu aralar Bambino her gun Rusça (en iyi videoları Ruslar yapıyormuş bu konuda) lego videoları izliyor. Legoları oynatıp video çekmişler, çoğu amatörce bana göre :) Bambino özellikle hırsız-polis legolarının videolarına bayılıyor, yatıp kalkıp onları izlemek istiyor. Evde devamlı hırsız-polis muhabbeti konuşuluyor :) Tabi Bambino büyüyünce polis olacak, başka ne olacaktı ki :P

İşte Bambinonun lego hevesi bu videolarla katlanarak arttı. En sonunda kumbarasındaki paralarla lego almaya karar verdi (Bir önceki kararı o paralarla yazın mısır almaktı :) ). Gittik legocuya, Bambinonun parası bir küçük bir de orta boy lego almaya yetti, maşallah :) Satıcı abisinin eline bozuk paraları verdik bir güzel, çok komikti :) Paraları saydı, yaklaşık 3 tl'si de arttı.. Bambino Cuma gününden beri aldığı legolarla yatıp kalkıyor. Videolarda görünce daha bir hoşuna gidiyor legoları.

Aslında Bambinonun amacı en büyük lego setlerinden biri olan polis karakolu legosunu almaktı. Ama çok pahalı geldi. Şimdi yeni aldığı legolarla oynuyor ama aklı fikri karakol legosunda.

Evdeki muhabbet o legoları nasıl alabileceği yönünde devamlı.
Yakında bayram geliyor şansına. 
"Bayramda çocuklar sevindirilir" dedim Bambinoya. Bana dedi ki "Lego alınarak mı sevindirilir mesela?" Dedim ki "Genelde çocuklar büyüklerinin elini öper, büyükler de çocuklara bayram harçlığı verir. Bu şekilde para biriktirebilirsin". "Hmmm", dedi Bambino, "Ama bu çok uzun sürebilir ve o kadar beklemek istemiyorum, ben hemen almak istiyorum o legoyu. Düşündükçe çok heyecanlanıyorum anne" :)

Bambino para biriktirmenin yollarını düşünürken ona küçükken apartmanın önünde sergi açarak kendi eşyalarımı satmaya çalıştığımı anlattım. Bu fikri çok beğenen Bambino odasına gidip satabileceği birşeyler aramaya başladı. Ve üzgün üzgün yanıma gelip "Ama ben bütün eşyalarımı çok seviyorum, hiçbirini satmak istemem." dedi. Biraz sonra "Kitaplarıma bir bakayım" diyerek gitti kütüphanenin olduğu odaya. Oradan da eli boş çıkınca kitaplarının bir kısmının olduğu salondaki dolaba bakmayı akıl etti bu defa. Birkaç dakika sonra sevinçle geldi yanıma. "Buldum anne, bu kitabı satacağım". Elindeki kitap şuydu:
Daha önce hiç okumadığı bu kitabı satmaya layık bulmuştu Bambino. "Peki" dedim.
"Hadi anne gidip dışarıda bu kitabı satalım. Ama önce bir etiket yapayım, fiyat yazayım üstüne."
Odasına gidip fiyat etiketi yaptı, üzerindeki fiyat "225 tl" idi :)) "Ben ikiyüzyirmibeş lira biraz fazla değil mi?" deyince bana "Hayır o iki yirmi beş, senin dediğin değil" dedi. :)))

Kitabın arkasında satış fiyatı olduğunu, orada yazan fiyattan fazlaya satmak isterse kimsenin almak istemeyebileceğini söyledim. Gidip fiyatı değiştirdi. Yeni fiyat 100 tl idi :)) O noktada daha fazla müdahale etmemeye karar verdim.

"Anne, sen benim yardımcım ol, hadi gidip dışarıda satalım bu kitabi" dedi.
Aldık Bambinayı da yanımıza, gittik parka.
Saat 11 civarı, güneş tepede, parkta gölge yer bile yok neredeyse. Oturduk bir banka, Bambino bir yandan sıkutırına biniyor, bir yandan da gelen giden var mı diye kolaçan ediyor. 

İki kadın geldi 10 dakika sonra. Yürüyüş yolunda yürümek istediler.
Bambino çok heyecanlandı.
"Anne, kitap var, kitaaap diye bağırayım mı?"
"İstersen bağırma ama yanlarına gidip kitap sattığını ve almak isteyip istemediklerini sorabilirsin" dedim.
Bambino biraz tereddüt etti. Sonunda "Anne, utanıyorum biraz, birlikte gidelim mi?" dedi :)
Biz konuşurken kadınlar da bu sıcakta yürüyüş yapamayacaklarını düşünmüş olmalılar ki parktan ayrılmak üzere yön değiştirdiler.

Ve Bambino ilk potansiyel müşterilerini böylece kaçırdı :)

Biraz daha oturduk, Bambino sıkutırına bindi. Bambina abisini izledi, öyle hoş ve boş bir Pazar günü geçirmeye başladık :)

15 dk sonra ufukta bir dede ve bir erkek ve bir kız torun belirdi :)
Bambinonun ağzı kulaklarında tabi :)
"Geliyorlar yaşasın!"

Bu defa daha cesur ve girişken bir Bambino vardı karşımda.
Onlar parka girer girmez yanlarına gidip aynen şöyle dedi bizimki:
"Merhaba, ben bir kitap satıyorum, almak ister misiniz?"
Dede çok etkilendi bu giriş cümlesinden :)
"Demek bir kitap satıyorsun, kitabın adı nedir?"
"Kaka"
"Neee, kaka mı? Puaaaah" diye gülmeye başladı çocuklar :)
Dede dedi ki: "Hmm, hiç böyle bir kitap ismi duymamıştım"
Adamın yüzünde acaip bir ifade belirdi, şaka yaptığını düşündü galiba :)

Onlar bir banka otururken Bambino yanıma gelip kitabı kaptığı gibi geri gitti yanlarına.
"İşte bakın. Hayvanların kakalarını anlatıyor bu kitap"
"Aaaa, gerçekten de kakaymış kitabın adı!" dediler.

Biraz sayfa karıştırıp neler anlattığını anlamaya çalıştı Dede kişisi.
Ben uzakta oturuyordum, ayrıntıları duyamadım ama bu sırada birbirlerinin adlarını, okullarını, yaşlarını öğrendi hepsi. Arada "Memnun oldum" diyordu Bambino. Dede dedi ki: "Çok kibar bir çocuksun sen" :)

Az sonra Bambino yanıma geldi.
"Almadılar kitabı anne" dedi.
Dedim "Neden almadılar sordun mu? Fiyatı mı pahalı gelmiş yoksa başka bir şey mi varmış?"
Bambino "Sormadım, dur sorup geleyim" diyerek tekrar gitti yanlarına.

"Neden almak istemediniz kitabımı?" diye sordu.
Büyük kız torun bağırarak cevap verdi:
"Ben kitap okumayı sevmem, hem de hiç. Ödev yapmayı da sevmem, hiç hem de! "
Dede de küçük erkek torunu için benzer şeyler söyledi.

Bambino yanıma geldi ve dedi ki:
"Kitap okumayı ve ödev yapmayı sevmiyorlarmış anne, o yüzden almamışlar. Ne kötü!"

Bambino o çocuklarla biraz oynadıktan sonra Bambinanın uykusu gelince eve geri geldik. 
Bambino tekrar çıkıp satış yapmak için sabırsızlanıyor.
Ona belki farklı birkaç kitap daha satışa çıkarırsa daha çok satış şansı olacağını söyledim ama hiçbir kitabına kıyamıyor ki kuzucuk. Eee, kakalarla ilgili bir kitabı da satmak pek kolay değil. Başka türlü bir kitabı bile satmak epey zor görünüyor bu koşullarda, bu konudaki bir kitabı almaya gönüllü birilerini bulabilir mi bilmem! Bildiğim birşey varsa o da Bambinonun para kazanmaya pek istekli olduğu ve kendi parasıyla kendi oyuncağını almanın tadına vardığı :)

Aranızda "İsmi Lazım Değilin Doğal Tarihi"ni almak isteyen olursa bize bekleriz :) 

DEVAMINI OKU

Bambina 5 Aylık

Bambina büyüdü de 5 aylık bile oldu a dostlar!

Bambinonun 5 aylık yazısı için tıklayın lütfen.

Çocukları karşılaştırmak doğru değil biliyorum ama tarz olarak Bambino ile Bambina arasındaki farklar onları büyütürken ister istemez fark ediliyor.

Bambina Bambinona göre daha etli butlu :) Bambino "slim fit" bir bebekti, hala da öyledir. Çırpı gibi bacaklar, incecik bir vücut, dolgun yanaklarına bakan kilolu sanıyor ama özellikle yazın şortlu ya da mayolu görenler inceliğine hayret ediyorlar :) Bu noktada Bambino, diğer pek çok özelliği gibi, babasına çekmiş :)

Bambina ise babasının halası gibi etli butlu, giydikleri hemen kendini belli ediyor. Bezleri daha hızlı numara değiştiriyor. Şu anda 3 numara giyiyor ama çoktan sıkmaya başladı bile Bambinayı.

Bambina son ay içinde ellerini keşfetti, hatta ayaklarını da keşfetmeye başladı. Sol tarafına çok güzel yuvarlanıyor, sağ tarafına dönmek hiç istemiyor. "Acaba o da Bambino, annesi, annesinin babası ve annesinin babasının babası gibi solak mı?" diye düşünmeden edemiyorum :)

Yuvarlak nesnelere bayılıyor. Bir odaya girince önce tavana bakıyor kafasını kaldırıp. Bir de ışıklarla konuşuyor Bambina :) Kendisi ailemizdeki en olgun ruh, buna eminim :)

Bebeklerin hayatı keşfetmelerine tanık olmak öyle maneviyat dolu bir süreç ki! Bol bol şükrediyorsunuz, bol bol gözleriniz doluyor, hatta ağlıyorsunuz alenen.. Kısacık zamanda neler neler öğrendiklerini, neler başardıklarını görmek çok heyecan verici! Eline verdiğimiz her yeni eşya ile ilgilenişi, onu tanımaya çalışması, acemice hareketleri, defalarca deneyip yanılması.. Sanırım bu yazdıklarımı her ay yazacağım, müthiş bir haz, anlatılmayan ancak yaşanınca anlaşılabilecek cinsten!.. 

Abisine hayran bir bebek Bambina. Onu görünce gülümsüyor, ortamda abi varsa hep onu takip ediyor, onun ilgilendiği şeyler ile ilgilenmek istiyor. Abi de genelde iyi davranıyor kardeşine, koruyup kolluyor genellikle. Ama iş oyuncak vermeye gelince "Ağzına alır" diyerek reddediyor Bambino :) Biraz daha büyüsün, bakalım dinliyor mu Bambina absini :P

Dişleri feci kaşınıyor kızımın. Elimle, kaşıkla, salatalıkla kaşıyorum ama çok çok feci kaşıntısı var. Kehribar bebek kolyesini de taktık, umarım işe yarar. Bambinoda da takmıştım ama ne olduğunu anlamadan dişleri çıkıvermişti onda. 

Çok da güzel konuşuyor minnoş :) Değişik sesler çıkıyor her gün ağzından. Sohbet ediyoruz bazen karşılıklı :)

4,5 aylıkken Bambinanın oturmak istemesine, her yatırışımızda kafasını kaldırabildiği kadar kaldırarak oturmak istediğini belirtmesine, pusete yatırıp koyunca köprü gibi poposunu kaldırmasına daha fazla kayıtsız kalamadım. Bambino da yapardı bunu ama sanırım o zaman annemin "6. aya kadar oturtma, kemikleri eğrilir" sözüne inanarak fazla oturtmadım, öyle hatırlıyorum. Bu defa annemden uzak olduğumdan mıdır nedir önce "Bir araştırayım bakayım bunu" dedim :) Ve okudum ki oturmak isteyen bebek buna hazır olduğunu belli edermiş ve destekli oturtmanın zararı olmazmış. Eskiden raşitizm nedeniyle annemin dediği gibi bebekler oturtulmazmış. Ama şimdi D vitaminini yeterince alan bebekler için bu geçerli değilmiş. Bebek herşeyde olduğu gibi bunda da hazır olduğunu belli edermiş ve bebeği her zaman dinlemek gerekirmiş. Sonuçta 4,5 aylık bebeği bayağı bayağı oturtmaya başladık, genelde emzirme minderini destek olarak kullanarak (Emzirme minderini emzirmek için en fazla 5 kez kullanmışımdır ama bu ilk dönemlerde bebeğin oturması için her gün kaç kere kullanılmıştır, bu anlamda parasını hak eden ürünlerden biri olmuştur). 

Bambina emerek ve o da yetmeyince kucakta sallanarak uyuyor. Uyku eğitimi üzerine bir yazı yazmayı ve yaşadıklarımı anlatmayı çok düşündüm, kafamda cümleleri bile hazırdı ama bir türlü oturamadım başına blogun. Özet geçecek olursam, Bambinanın Bambinoya göre daha uysal bir mizaca sahip olmasını fırsat bilerek ve gece her 1-1,5 saatte bir kalkmaya başlamasını işaret kabul ederek uyku eğitimine başlamaya karar verdim. En azından emmek ile uykuyu özdeşleştirmemesine çalışmaya niyet ettim. Bu kararımla birlikte bir işaret istedim, doğru yapıp yapmadığıma dair. Ve öyle bir işaret geldi ki, uyku eğitiminden vazgeçtim iki gün sonra. Bir daha da hiç sorgulamadım bu kararımı, arkama bile bakmadım. Şükürler olsun. Nokta. 

Tabi ki zor oluyor, gece 8-10 kere kalkıyoruz belki. Kesintisiz uykum maksimum 2 saat, o da şanslı isem. Ama bu da bir dönem ve geçip gidecek. Kurban rolü oynamaya ve bugünleri kendime zehir etmeye hiç niyetim yok. Haftada 2-3 kere 1-2 saat gündüz uyuyabilirsem bayağı iyi oluyor. Olmazsa da olmuyor, yapacak birşey yok.

Bambinayı büyütmek, onun büyümesini izlemek çok keyifli. Fiziksel yorgunluk illaki var ama eğlenceli anlara odaklanınca daha güzel geçiyor vakit. 

Seni seviyorum güzel tatlı Bambina :)
DEVAMINI OKU

4 Temmuz 2015

Bambino 57 Aylık

60 aylık olunca bırakırım herhalde, ay hesabını da takip edemez oldum ben :)))

Bambino son ay içerisinde hayatının ilk mezuniyetini yaşadı. 4,5 yaşında anaokulundan mezun oldu! Kep taktı, fotoğraf çektirdi. Ben hayatımda ilk kes kep giydiğimde üniversitedeydim. Bambino üniversiteye geldiğinde kep giymenin bir heyecanı kalmayabilir onun için, böyle giderse!

Okullar tatil olunca evde 7/24 birlikte yaşayan üçlü haline geldik: Ben, Bambino ve Bambina :) Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyor :) Birlikte yatıyoruz, birlikte kalkıyoruz, birlikte oyun oynuyor, birlikte banyo yapıyoruz. Benim gibi arada bir yalnız kalmaya ihtiyacı olan biri için büyük bir imtihan! :P Arada bir bağırıyoruz, çağırıyoruz birbirimize, kavgalarımız da büyük oluyor bizim. E olacak o kadar, tozpembe değil tabi böyle bir hayat :P

Fatma teyzemiz Bambinoyu ikna edip dışarı çıkartabilirse ben olmadan, o zaman Bambina ile evde kalıyorum. Bambino arkadaşlarına gidiyor, parklara gidiyor, bir-iki gün de tek başına Fatma Teyzenin evine gitti. Sabah götürdük, akşam aldık, çok hoşuna gidiyor böylesi. Haftasonları babası ile jimnastiğe gidiyor bir de. Sonra da takılıyorlar baba-oğul. Bütün bunlar Bambinonun keyfi yerinde ise oluyor, yoksa Bambino annesinin yanından ayrılmak istemiyor. Annesi onun en sevdiği, kıyamam ben ona :) 

Bambino kardeşini "kızım" diyerek seviyor, aynı bizim gibi :) Öyle tatlı ki onun kardeşiyle sohbet edişini izlemek :) "Günaydın kızım, nasılsın bu sabah?", "Tatlı kız, güzel kız, yavru kız", "Sen de büyüyeceksin yakında merak etme kızım", "Kızım biz seni çok seviyoruz" ... Çok çok güzel anlar bu anlar..

Geçen hafta kojonun eve getirdiği mikroplar bizi çok sevmiş olacak ki özellikle Bambinonun vücudundan tam 4 gün çıkmadılar. Vücut da ne yapsın, ateşi yükselttikçe yükseltti ki mikroplar ölsün. 38 ile başlayan ateş 39'u gördü,40'ı gördü ,yetmedi 41'i gördü :( 4 gece hiç uyumadım diyebilirim. Banyo yaptırmak, kekik yağı ile ıslatılmış çoraplar giydirmek, kafasına ve ensesine ıslak havlular koymak başvurduğum temel yöntemler oldu. Islak çorapların 10 dk sonra kurumasına şahit olmak ise epey korkutucu bir deneyim oldu hepimiz için :( İlaçlar geçici etki etti.. Neyseki ateş düştüğünde Bambinonun keyfi yerindeydi hep. Oynadı, yemek istedi.. 4 günün sonunda ateş kalıcı olarak düştü. Geriye ailecek hepimizde kuru bir öksürük, boğaz gıcıklanması, kırgınlık, kulak tıkanıklığı kaldı. Epey birşey kalmış aslında ama çok şükür ki ateş gitti. Kojo hala hasta, dinlenemediği için bir türlü toparlanamıyor..

Bambinonun lüle lüle olan, omuzlarına kadar gelen saçını yaz moduna geçirdik geçen hafta. Ateşlenince saçları sırılsıklam oluyordu terden. Kurutması da zahmetliydi. Sağlık için olunca hiç tereddüt etmeden kestirdim saçlarını. Amerikan traşı şeklinde kestirdiğim saçlarını kojo beğenmeyince ertesi gün tekrar berbere gidilip bildiğiniz klasik erkek traşı olmak durumunda kaldı bizimki :) Yeni haline alışması zaman aldı, hala da tam alışamadık. Ama bildiğim birşey var ki, yazın deniz kenarında pek rahat edeceğiz inşallah :) Saç kesilince boyu mu uzadı nedir, Bambino bir değişik geliyor gözüme bu ara :)

Bir de minik ergenlik halleri diyebileceğim haller peydah oldu Bambinoda. Her sözümüzü tersleyen, "Demezsem n'olcak ki?", "Yapmazsam n'olcak ki?" diyerek diklenen, "Niye ki?", "Niyeymiş ki?" diyerek sinirlerimizi zıplatan bir mini ergen var karşımızda. Bir ara bana arkadaşlarından öğrendiği "Gerizekalı" ve "Banane-Sanane" kelimelerini de söylemeye kalkıştı ama ayarı verince o sözleri bıraktı. Yine de zor bir süreçteyiz, şimdi böyleyse bu çocuğun ergenliği nasıl olur kim bilir?! Sözcükleri bilincinde olmadan kullanıyor, evet, ama bazen insana gına getiriyor! Karşımızda çocuk olduğunu unutursak biz de başlıyoruz ağız dalaşına.. Ve sonu hüsran oluyor genelde :(

Anne-babalık şu hayattaki en zor meslek bence. Hakkını vererek yapabiliyor muyuz? Elimden geleni yapıyorum her an, evet, ama yeterli gelmiyor bana bazen. Yine de çocuğa sınırsız sevgi verildiğinde ara sıra olan olumsuzlukların kalıcı bir sorun yaratmayacağına inanıyorum :) Çok mu pozitifim, bilmem, belki de ;)

DEVAMINI OKU

5 Haziran 2015

Bambina 4 Aylık

Bambinanın 4. ay yazısını yazmak için bilgisayarın başına oturunca önce Bambinonun 4. ay yazısını okudum - isterseniz siz de okuyun-, ve aklımdan gitti yazacaklarım bir anda! Bambinonun atopik dermatit oluşu, 7/24 kucak isteyişi, fazla kilo almayışı, hareketliliği tekrar tekrar film şeridi gibi geçti gözümün önünden. Yazdıklarım öyle içten ve samimi geldi ki bana, o anki ben'e şefkat duydum. O'na sarılıp "Bravo, zor zamanlarmış ama sen harika annelik yaptın, çok iyiydin" diyerek moral vermek istedim.

Şimdi Bambinaya bakıyorum da, çok çok şükür kızımda atopik dermatit yok. Ben kendimi iyileştirdikçe Bambina da sağlıklı bir şekilde karnımda büyüdü ve dışarıda da bu şekilde büyümeye devam ediyor. 2012'den beri değiştirdiğim beslenme düzenim, 2013'ten beri uyguladığım alternatif tedaviler 2014'te içimde büyümeye başlayan Bambinaya olumlu etkilerde bulundu. Hiçbir şey sebepsiz değil dostlar, ben bunu deneyimledim ve içtenlikle şükrediyorum ki iyi ki bizim üzerimizde büyük bir güç var. Aciz halimizle 10 dk sonrasını bile bilmezken bütün gelmişi ve geçmişi bilen bir Gücün varlığı beni koşulsuz teslimiyete götürüyor. Bambinayla birlikte öğrendiğim en önemli deneyim bu oldu. Akışa teslim olmak. Herşeyin geçici oluşu. Herşeyde bir hayır oluşu. Hep diyorum ya, bakın ben bu kızla daha neler neler öğreneceğim! :)

Bu arada kendimi şifalandırma girişimlerimde en büyük rol yine Bambinanındır. Zira, doğum bir kadının vücudunun baştan aşağı yenilenmesidir, hele ki doğal doğum ise doğum yöntemi. Ben de Bambinanın doğuşu ile birlikte büyük oranda yenilendim, temizlendim. Hala yapılacak şeyler var elbet ama şu anki noktada en büyük pay yine kızıma ait, farkındayım. Bambinaya bir kez daha şükranlarımı sunuyorum :)

Bambinanın da cildi hassas, belki ek gıdaya geçince yine birşeylere alerjisi çıkacak, bilemiyorum ama en azından Bambinodaki atopik dermatit belirtileri onda yok. Huzursuz bir bebek değil. Evet, emmeye çok düşkün, kucakta ve gezinti halinde olmak istiyor devamlı ama asla keyifsiz değil. Bilakis, devamlı gülüyor. Hani "5 parası varmış 5'ini de gülmeye vermiş" denir ya, Bambina için denmiş sanki :)

Bambinanın uykuları çok uzun süreli değil malesef. Sallanarak ve emerek uyumaya alıştı. Ben yoksam pusette gezinerek uyuyabiliyor ama beni gördüğü an affetmiyor :) Hem emziriyorum hem de kucağımda gezdiriyorum uyuması için çünkü karnından gelen gaz sesleri onu çok rahatsız ediyor, gezerken o sesler rahatsız etmiyor o kadar. Zaten kafayı da gövdesinin yarısına kadar kaldırmaya başladı, eğer oturarak uyutmaya başlarsam hemen kafayı kaldırıp ayağa kalkmamı söylüyor. Yaklaşık 10 dk ayakta geziyorum sonra oturarak devam ediyorum emzirmeye.

Gece uykusuna 8:30-9 gibi geçiyor. 12'de kalkıyor, emip yatıyor. Sonrası Allah ne verdiyse :) 2, 3, 4, 5, 6.. Saat başı, 45 dk da bir, şanslıysam 1,5 saatte bir kalkıyor. Son bir haftadır 4'te kalkıp 5'e kadar uyumuyor, uykusu dağılmış bir şekilde uyanıyor. Geceleri de gündüz gibi evin içi :))

Elleriyle birşeyler tutup keşfetmeye başlamıştı Bambina. Her gün bıkmadan usanmadan pratik yapıyor bu konuda :) Koordinasyonu hala kuvvetli değil ama bebeklerdeki o öğrenme azmi var ya, beni benden alıyor :) Helal olsun diyorum, yılmadan, bıkmadan, başarana kadar yapıyorlar. Nasıl bir içgüdüyse artık! 

Yediklerimizi sayıyor biz yemek yerken. Versek yiyecek, o derece içi gidiyor gibi :))

Şarkı söylenmesine bayılıyor, gülücükler saçıyor hemen :)

Gözleri hala mavi-gri arası. Döner diyorlar, o nedenle renkli gözlü olacağını kondurmuyorum hala..

Oyun halısı, ana kucağı, çıngıraklar, pusette oda oda gezmece, abisinin odasına bitmeyen keşifler yapmaca, mutfaktaki aktiviteleri izleyip sofraya kucakta dahil olmaca şeklinde bir hayatı var Bambinanın.

Kolları, bacakları devamlı hareket halinde. Altı açılınca bacaklar durmadan oynuyor :)

Banyoyu seviyor, su kuşu olacak böyle giderse :)

Her gun diyorum ki Bambinaya: "Kolaylıkla büyüyorsun, sevgiyle büyüyorsun, sağlıkla büyüyorsun." Bir de şunu: "Ben işe başlamadan konuşmaya ve yürümeye başlayacaksın" :)))

İlk yılının üçte biri geride kaldı sevgili kızım. Her bebek gibi çok seviliyorsun. Senin kokun hepimizi mutlu etmeye yetiyor. Varlığın bizim için bir hediye. Hele benim için çok özel bir hediyesin, bunun farkındayım ve şükrediyorum, sonsuz kere..
DEVAMINI OKU

4 Haziran 2015

Bambino 56 Aylık

Bambino bu aralar dualite dönemine girdi.
Yani bir yandan anneye feci halde bağımlı, anne yanında olsun istiyor her daim.
Diğer yandan ise arkadaşlarıyla olmak, onlarla oyun oynamak istiyor devamlı.
Eğer arkadaşlarıyla oynarken anne yanındaysa Bambino havalarda uçuyor :)
Tabi her zaman bu mümkün olmuyor, olmadığı zamanlarda hangisi eksikse onu düşünüp üzülüyor.

Üzülmek için sudan sebepler yetiyor bazen Bambinoya.
Evde devamlı "Elindeki ile mutlu olmayı öğren" konuşmaları yapıyoruz, henüz işe yaradığınğ görmedim. Ama azimliyiz :)
Depodan bisikletini çıkartırken kaybolan bir oyuncağı aklına gelip üzülüyor mesela.
"Bisiklete bineceğine sevin" diyorum ama nafile. İlle de kaybolan oyuncak. Başlıyor dedektifliğe: "Kim aldı, kim kaybetti, nerede kayboldu, yenisini alalım..."
Bazen hiç bir şey yapmıyorum, üzülmesinin bitmesini bekliyorum.

Dediğim gibi, arkadaşları pek bir kıymetli Bambinonun.
Geçen gün yanıma gelip dedi ki:
-Anne, Kaan haklı... Evet, evet, anne Kaan haklı.
-Kaan haklı demek. Hangi konuda haklı?
- Pusetler bebekler içindir, ben bebek değilim, o nedenle artık pusete binmek istemiyorum.
-Ama uzak yerlere giderken yorulunca pusette oturuyorsun. İyi değil mi bu?
- Hayır, ben artık yürüyeceğim. Puset istemiyorum.

Gayet kesin ve net bir şekilde arkadaşının fikirlerine bizimkinden daha çok değer vermeye başladığının kanıtıdır bu durum :)
Ne diyeyim, kojonun dediği gibi: Allah iyilerle karşılaştırsın!

Bambinonun kardeşi ile arası iyi. Onu seviyor ve kolluyor. Maşallah diyoruz :)

Bambino artık hareketli oyunları seviyor. Ancak bu şekilde enerjisini atabiliyor ve gece iyi uyuyor. Eğer gün boyu koşturmadıysa ya da arkadaşlarıyla oynamadıysa o gece birkaç kere uyanabiliyor, gözlemlerim bu yönde. Yakında okullar kapanınca ne yapacağım bilmiyorum..

Bayağı bayağı okuyor bizimkisi. Tabelalar, broşürler, afişler, seçim pankartları, ne bulursa :) Bir sürü yeni şey öğreniyor tabi, hatta bizim kaçındığımız bazı gerçekleri kendi kendine keşfetmeye başladı. Yapacak birşey yok, hayatı öğreniyor tonton :)

Kızgın öğretmenleri sevmiyor bizimki :) Kızan bir öğretmen gördüğü zaman ondan ilelebet soğuyor, yanına bile yaklaşmak  istemiyor.

Evde de baba ona kızınca koşarak yanıma geliyor, "Kızmadan söyleseydi" diye ağlıyor.. Hassas minnoş..

Bambinonun hayatını en çok kendi zorlaştırıyor, bence bu böyle sürüp gidecek :) Kendine ettiği eziyeti kimse etmeyecek ona :)
Geçen günkü diyaloğumuz şöyleydi:
- Anne, odama şifre koydum. Bundan sonra şifreyi söylemeden içeri girmek yok. Odamdaki kuralları ben koyarım.
-Peki oğlum, nasıl istersen. Şifre nedir?
- 05001580
... Aradan zaman geçer, uyku vaktinde ben Bambinoyu uyutmak üzere odaya giderim..
-Anne şifreyi söyle, öyle gir.
- Hmmm, şey, 050008*??? neydi, böyle miydi?
-Hayır anne, bilemedin, giremezsin o zaman.
-Ama oğlum, seni uyutmam lazım, sonra kardeşini uyutmaya gideceğim.
-Ama olmaz, yanlış söyledin şifreyi.
-Peki o zaman, sen kendin uyu bugün (işime de gelir :P )
- Hayır, sen gelmeden ben uyumuyorum!
- Ama şifreyi hatırlamıyorum işte!
- Beynine sor anne, o sana göndersin şifreyi.
-Tamam, sorayım ama bu biraz zaman alabilir. O zamana kadar ne yapacağız?
-Ben de uyumam o zamana kadar.
- Oğlum uyku vaktin geldi de geçiyor bile. İzin ver bu seferlik gireyim.
- Olmaz anne, şifreyi söylemen lazım.
- Oğlum hayatı zorlaştırma ikimize de !!%#?*!

Aynen böyle işte!

Bir de zaman yolculuğu muhabbetimiz var. Bambino kafasındaki gibi yaşayamadığı her an için geçmişe dönüp o anları tekrar yaşamak istiyor ve bunun için deli gibi ağlıyor her seferinde. Bir defasında dedim ki: "Tamam, bilimadamları zaman yolculuğunu buldukları zaman o anlara geri dönüp dediğin gibi yaparsın, tamam mı? Şimdi biraz sakinleş bakalım" O konuşmadan beridir bu tür durumlarda ağlamayı kısa kesip "Zaman yolculuğu çıkınca bu ana geliriz dimi anne?" diyor. Ben de "Tamam, listeye ekle" diyorum. Şimdiden liste feci kabarık duruma geldi bile :) Bir keresinde de "Oğlum geçmişe gidip olayları değiştirmekten bugünü yaşamaya vaktin kalmayacak" dedim, ona da ağladı. Ben de sustum. Artık demiyorum. Acaip taknıtılı çünkü. İlla onun istediği şekilde tepki verilecek, konuşulacak, oyun oynanacak. Başka türlüsüne tahammülü yok. Bir ara psikoloğa bile götürmeyi düşündüm ama okul öğretmeni bunun normal bir dönem olduğunu ve geçeceğini söyleyince vazgeçtim. Yoksa böyle biriyle yaşamak hiç kolay değil inanın!

Neyse.. Okul tatili yaklaşırken okul gezileri tüm hızıyla sürüyor. Piknikler, kermesler, sergiler.. Bu ay epey sosyal geçti anlayacağınız. Bu anlamda pek çok ilk yaşadı Bambino. Servisle okul gezilerine gitmeyi pek sevdi. Bir defasında kardeşi nedeniyle biz arabayla gitmiştik, epey ağladı. Şimdi kendi servisle gidiyor biz de gitsek bile. Serviste de emniyet kemeri takan tek çocuk bizimkiymiş. Ayrıkotuyuz ailecek :)

Özgüvenli, hassas, kuralcı, arkadaş canlısı, anneci, gezmeci, çözümcü, patron kılıklı, dipsiz kuyu gibi yiyen ama gram kilo almayan -çiroz, kendinden 2-3 yaş büyüklerle takılmaya bayılan, takıntılı, kaygılı Bambinom benim :) Seni çok seviyorum!
DEVAMINI OKU

28 Mayıs 2015

Diyalog mu Monolog mu?

Ben odada yokken Bambino Bambinanın yanındadır ve duymadığım bir soru sorar kardeşine. Gerisi aynen şu şekilde gelişir:

Bambino: Şimdi söyle bakalım, doğruysa gülümse, yanlışsa gülümseme, tamam mı?

3 sn sonra:

Bambino: Sen gülümseme nedir biliyor musun, bak şöyle, mmmm (gülümsüyor)... Şimdi söyle hadi, doğru mu, yanlış mı?

Bambinadan ses gelmeyince Bambino:

Yanlış diyorsun yani, öyle mi?

:))
DEVAMINI OKU

15 Mayıs 2015

Aklımdan Durmadan Yazıyorum :)

Günler oldukça hareketli geçiyor.
Nisan ayı bana çok uzun ve hiç bitmeyecekmiş gibi geldi.
Ama Mayıs ayı hızla geçip gidiyor sanki.
Havalardan olabilir.
Zaten oldum olası hava durumu ruh halimi çok etkilemiştir.
Londra'da havalardan az şikayet etmemiştim :)

Neyse, Mayıs ayındayız, havalar ısındı diyoruz ama bozkırın ortasında yaşamanın bir sonucu olarak geceleri hala kombi yakıyoruz. Ee, evde iki de çocuk var. Hele gece saat başı kalktığımda üşüdüğümü hissettikçe bu kararın yerinde olduğunu anlamış olduk.

Gün içinde pek çok şey oluyor, aklıma bir sürü şey geliyor. "Bunu bloga yazayım unutmadan" diyorum. İki çocuk uyuyup da ben de kendime zaman bulduğumda ise tek düşündüğüm şöyle kafa yormayan, keyiflik birşeyler yapmak oluyor.

Nedir bu keyiflik şeyler derseniz, son günlerde alışverişe dadandım diyeyim size :))
Dışarı çıkıp gezmeye vakit ve enerji olmayınca internet yardıma koşuyor sağolsun :)
Diyorum ya, akşamki yorgunlukla birşeyler okumak ya da birşeyler yazmak için kafayı toplamak çok zor benim için. Ama ürün resimlerine bakmak beyni yoran bir aktivite değil :))) Hele "Acaba bundan bende var mıydı?", "Bunu neyle giyebilirim ki?" gibi sorularla da kendimi yormuyorsam alışveriş yapmak pek keyifli :P

"Nerden geliyor bu değirmenin suyu?" diye hiç sormuyorum hele :P Evrende herşey bol miktarda var zaten, değil mi? :P

Anlayacağınız gerçekten yorgunum :P Depresyonda bile olabilirim, kendime bile çaktırmıyorum :P

İşe gitmeyip evde oturmak da hoşuma gidiyor, ne yalan söyleyeyim. Sabah-akşam çıldırma noktasına getiren trafik, dakikaları hesaplatan bir turnike sistemi, boş durmadan boşa çalışmak gibi şeyleri düşündükçe evde olup iki çocukla vakit geçirmek daha faydalı görünüyor şu anda bana :) Bir de geceleri pek uyumadığım için bu halde çalışmamın kimseye faydası olmayacağını düşünüyorum :)

Ama şöyle kendi çalışma saatlerimi kendimin ayarladığı, evden çalışma imkanının olduğu, mümkünse öğleden sonra 2-3'ten sonra çalışmadığım bir işim olsa herhalde çalışmaya devam etmek isterdim. Sana söylüyorum Evren, duy sesimi :)

Gün içinde öyle bir maraton içinde oluyorum ki, bazen kapasitemi aştığımı düşünüyorum :)) Elimden geleni yapıyorum ama mükemmel değilim hiçbir konuda. Beklentilerim düştü sanırım :) Çocuklar tok mu, yatacak temiz yatakları var mı, sağlıkları yerinde mi, genel olarak onlara iyi davranıldı mı, evetse, yeter işte, çok şükür!

Bak şu kadar yazı yazdım, geyik yaptım, hala gün içinde "Bunları yazayım" dediğim hiçbir şey aklıma gelmedi hala, iyi mi?! En iyisi daha fazla uzatmayayım, iyi geceler dileyip ayrılayım buralardan :)

DEVAMINI OKU

5 Mayıs 2015

Bambina 3 Aylık

Bambinonun 3 aylık yazısı için tıklayın lütfen :)

Bambina 4. trimester olan ilk 3 ayını tamamladı dostlar. Çok şükür!

Teorik olarak artık çevre ile daha çok etkileşime geçebilecek, gaz sancıları azalacak, ele avuca gelecek artık :) Pratikte ise neler olacak, göreceğiz bakalım.

Nisan ayında Bambina m.e.me ile uyumayı keşfetti. Sanırım uzun bir süre uygulayacağı bir keşif yapmış oldu, zira bu keşiften beridir başka türlü uyumak pek istemiyor kızımız. Bambino da böyleydi ama tek fark şu ki; Bambino doymazdı, devamlı emerdi, Bambina doyduğu zaman emmek istese bile rahatsızlık hissi nedeniyle emmeye devam edemiyor. Gerçi o zaman sinirleniyor ama en azından başka türlü uyuması gerektiğini de anlamış oluyor.

70'lerden hareketli bir şarkı eşliğinde kucakta sallanarak uyuyor Bambino. Tam olarak bu şarkı:

10 dk içinde uyumuş oluyor. Ama bir sorun "Ne kadar uyuyor?" diye. Ortalama 15 dk! Sonra faltaşı gibi açıyor gözlerini. Birkaç gün üst üste uykusuz kalınca o zaman 1-1,5 saatlik bir ya da 2 uyku alıyor ama genelde uykuları derin değil. Tilki uykusu işte. Banyo yaparsa 1 saat kadar uyuyor. Yani sonuçta hala uykular düzensiz. M.e.me emmesi de düzensiz. Ne zaman isterse veriyorum. Geçen gün internette bir forumda 3 aylık bebekleri olan annelerin "4 saatte bir emiyor, daha erken teklif etsem bile almıyor" şeklinde yazışmalarını okuyunca kendimi sorguladım, itiraf ediyorum. Ama artık toparlamam daha kısa sürüyor. Benimki o versiyondan değil. Değil işte, kabul edeyim.

Neyse.. Bambina şanslı bir bebek. Evde gün boyu pek çok kişi oluyor. O da hepimizi dinliyor, gözlemliyor, anlamaya çalışıyor. Bambinoyu görünce pek mutlu oluyor, devamlı takip ediyor abisini :) Öyle güzel gülücükler saçıyor ki mest oluyoruz hepimiz :)

Bebek kokusu denen baştan çıkarıcı hane içinde sevinç kaynağı :) Koklamaya doyamıyoruz. Bir de Bambina biraz dolgun bir bebek, öpmesi sevmesi pek keyifli :)

Ağzı laf dolu Bambinanın, konuşup duruyor devamlı. Karşısında birini görünce kaşlarını, ağzını oynatıp mimiklerliyle birlikte birşeyler anlatıyor devamlı. 

Slinge girmek istemiyor, tulum bile giymiyor dışarı çıkarken. Uykusunda çoraplarını çıkarıyor nasıl beceriyorsa :) Kolları asla örtünün altında olmamalı, çok daralıyor yoksa. Ne yapıp edip dışarı çıkartıyor ellerini :)

 Gözleri mavi gibi ama "Değişir daha" diyen çok olduğu için kondurmuyorum henüz :)

Çeyrek yaşına giren minik kızım, hep neşe içinde olasın, mutlu olasın ve mutluluk veresin. Hep iyilerle karşılaşasın. Anlam dolu bir ömrün olsun tatlı minik kuzum!

DEVAMINI OKU

4 Mayıs 2015

Bambino 55 Aylık

Bambino bir ay daha büyürken yine karşınızdayız sevgili okur :)

Bu ay dönümü yazıları da olmasa bu ara bloga uğrayacak vaktim yok, inan ki..

Çocuklar uyuyunca ya yemek yiyorum, ya banyo yapıyorum, ya ertesi gün için hazırlık yapıyorum ya da direkt uyumaya gidiyorum.

Son ay içinde misafir trafiğimiz yoğundu, çok da iyi oldu. Yoksa Nisan ayı bana hiç geçmeyecekmiş gibi uzun gelmişti. Dostlar, akrabalar, sevdiklerimizle dolup taştı evimiz.

Bambino da bu durumdan fazlasıyla nasiplendi :) Kitap okuyan çocuk gitti, yerine laf dinleyen çocuk geldi :) Kim kiminle nerede ne yapmış; hepsini dinlemeye başladı Bambino. Kaçırırsa vay halimize, tüm diyalogları baştan alıyoruz! Ya da ben ona hepsini kelimesi kelimesine anlatacağıma söz veriyorum, aksi halde evde sükunet korunamıyor.

Dedikodu demeyeceğim ama Bambino epey bir sohbetlerin içinde kaldı, kalmaya da devam ediyor :) Eskiden günde en az 2-3 kitap okutan çocuk artık haftada 2-3 kitap okutursa iyi diyoruz :)

"Bu da bir dönem" diyorum. Küçükken ben de pek severdim laf dinlemeyi :) Hem seneye tam gün okula başlayınca bu ortamları bulamayacak, ben işte olacağım, beni bile bulamayacak.

Evet sevgili okur, yakında işe başlayacak olmam ve Bambino ile böyle 7/24 birarada olmayacak olmam en büyük motivasyon ve sabır kaynağım. Sırf bu nedenle onun benimle vakit geçirme isteğini ya da yaptığı nazları daha kolay sineye çekebiliyorum. İnşallah bu yaz için de güzel planlarım var. Sonbahar gelince evli evine, okullu okuluna, işçi de işine dönecek. Ev sessizleşecek. Bambina ile Fatma Teyzemize kalacak ortam. Şimdi böyle yazınca bir hüzün geldi bana, zaman nasıl da geçiyor...

Bambino 23 Nisan gösterileri okulda için her gün prova yapınca, evin gündemi de bu oldu haliyle. Yok kıyafetiydi, yok papyonuydu derken haftada birkaç gün mağazaları gezdik Bambino ile. 

23 Nisan günü pek bir heyecanlıydık ailecek. Gösterisini izlemeye maaile okula gittik. Hava soğuk olmasına rağmen epey kalabalıktı. İşyerinden benim üstüm bile geldi Bambinoyu izlemeye :) Gösterinin ilk dakikalarında epey gözyaşı döktüm.. İnsanın çocuğunu izlemesi pek bir değişikmiş. "Ne ara büyüdün sen?" "Ne zaman gösteriler yapar oldun?" Ay çok hisliydi.. Bir ara videoya çekim yapan kojoya baktım, o da ağlıyor çaktırmadan, kamerayı yüzüne siper etmiş :))) Bizden başka ağlayan da görmedim, bizde bir tuhaflık var sanırsam :P

Gösteri sonrası eve gelip videoları izledik hemen :) O günden beri de her gelene izlettiriyoruz, bazen Bambino canlı performans sergiliyor :)

23 Nisan hediyesi olarak aldığımız legolar Bambinonun favori oyuncağı haline geldi. Kendi kendine söküyor takıyor; geçen sene bize yaptırıyordu, o nedenle daha fazla almamıştık :) Bir de m.ig.ros'un her sene yaptığı 23 Nisan indiriminden M.ake'n'bre.ak adlı kutu oyununu almıştık. Bizimki hemen keşfetti kutuyu, açmak zorunda kaldık. Bambinoya büyük gelir dediğimiz oyunu Bambino çocuk oyuncağı gibi yapmaya başlayınca kutuların üzerinde yazan yaş aralıklarının gerçeği yansıtmadığına bir kez daha şahit olduk!

Bambino geçtiğimiz ay içinde mesleğini güncelledi sevgili okur :) Tekerlekli taşıtlarla olan bağını tam olarak kopartmadı aslında. Hala otobüs şoförü, pilot ya da astronot olmak istediğini söylüyor arada. Ama şimdi en çok arkadaşı Kaan'ın yanında uçak tasarımcısı olmak istiyormuş. Kaan o işi yapacakmış da, bizimki de ona yardım edecekmiş :) Aklıma lisedeyken arkadaşların TM seçti diye MF'yi bırakıp TM seçtiğim geldi :) Arkadaşlar meslek seçiminden daha önemli bizim hayatımızda :)))

Bambinonun kardeşi ile olan ilişkisi günden güne kuvvetleniyor. Artık kıskançlıktan ziyade birlikte vakit geçirmek öne çıkıyor aralarında. Bambino artık sabahları ilk iş Bambina ile benim yanıma gelmiyor ya da gelirse ses çıkarmadan yanıma yatıyor. Ya da akşamları "Anne uyutsun beni" diye inatlaşmıyor. Sanırım Bambina ile benim ilgilendiğim gerçeğini kabullendi. E biz de onun düzeni bozulmasın diye onun alanına fazla girmiyoruz. Mesela video izlerken başka odaya geçiyoruz. Kendi hayatının bir şekilde aşağı yukarı aynı devam edebileceğini görünce rahatladı sanki. Gerçi arada hala birşeyler söylüyor ama o kadar da olur artık.

Bugün ben Bambinoyu uyuturken şöyle dedi mesela: Anne, Allah'a dua ettim, Bambina 99 dakika uyusun diye!

:)))

Seni seviyorum güzel çocuk! Bahtın açık olsun. Kendin gibi duyarlı ve kıymet bilen insanlarla karşılaş hayat boyu. 


DEVAMINI OKU

9 Nisan 2015

64. Gün - Elleri Keşfetmeye Devam

Bambina acaip dillendi, karşısına geçip konuşunca karşılık veriyor ve öyle böyle değil epey değişik sesler çıkartıyor. Sanırım konuşmaya pek hevesli. Pek de çabuk öğreniyor maşallah!

Beni görünce gülücükler saçıyor, artık bilinçli olduğunu iyice anlıyorum. Beni gördüğü kadar olmasa da kendisiyle konuşan herkese gülücükler saçıyor! Maşallah barekallah.. Abisi gibi sosyal ve insan canlısı olacak, belli :)

Bugün itibariyle bilinçli bir şekilde ellerini ağzına götürmeye başladı. Evet, malesef boş bulduğu anda elini emiyor minnoş! Emzik almaya her zaman yanaşmıyor, e karnı tok olup da emme güdüsünü tam tatmin edemeyince eline uzanıveriyor hemen. Parmak emmeye dönüşecek diye endişeleniyorum ve gördüğüm ya da duyduğum an (cuk cuk sesler geliyor elini emerken!) hemen müdahale ediyorum, dikkat dağıtıyorum, konuşuyorum vs. 

Düzenimiz olan düzensizlik hala devam ediyor, uzun bir süre düzen beklemiyorum zaten. Emme saati yok, uyuma saatleri değişken, uyanma saatleri değişken. Günü kurtarmaya devam :)

Sanırım artık net ve renkli görmeye başladı, etrafına daha bir merakla bakınıyor çünkü. Bugün yağan karı uzun uzun seyretti mesela :) Evet, Nisan ayının 9'unda lapa lapa kar yağdı, şaka değil..

Bambino cephesinde yeni bir haber var, daha doğrusu teyit edilen bir gerçek var: Bambino hayvan ve bitkilere pek meraklı değil. Bunu üzülerek söylüyorum çünkü doğayı ve hayvanları sevsin, onlarla ilgilensin diye epey uğraştım, hala da uğraşıyorum ama bizimkinin o taraklarda bezi yok. Dün okuldan almaya ben gittim. Sınıftaki herkes birinin evden getirdiği 2 ördek yavrusunun peşinde dolaşıyordu. Beni de çağırdılar "Gel sev" diye. Bambino ne yapıyordu dersiniz? Öğretmeninin peşinde gezinip kadını arkadan "gıdı gıdı" diye gıdıklamaya çalışıyordu. Sonra da "Seni seviyorum" diye öğretmenine sarıldı :)) Sınıfta öğretmenine sevgi gösteren yani sevgisini direkt belli eden tek kişi bizimki :)) Sabah da sınıfa girer girmez öğretmenine "Günaydın" der ve hemen evde yaşadıklarını anlatmaya başlar :)

Bugün de üst kat komşuya uğradık Bambino ile. Odada kuşları "Limon" da vardı. Bambinonun kuşla ilgilenmesi sadece 30 saniye sürdü. Sonrasında dönüp bakmadı bile. 5 dk sonra da "Sıkıldım" diyerek ynaıma geldi :) Neyseki ev sahibi ile kahve yapmaya mutfağa gittiler ve konuşa konuşa geri geldiler. Bu iki olayla Bambinonun hayvanlara olan ilgisi(zliği)ni teyit etmiş olduk. Bir de komşuyla aralarında şöyle bir muhabbet geçti:

Komşu: Bambino bak bu kuşun adı Limon. Limon sarı olur ya, onun için adını Limon koyduk bu sarı kuşun.

Bambino: Neden ayva koymadınız?

:)))

Ne yapalım, bizimki sadece insanlara meraklı :) Hayvanlarla gayet mesafeli bir ilişkisi var. "Ben onlara dokunmayayım, onlar da bana dokunmasın" diyor :)

Doğa konusunda ise biraz daha umutluyum. En azından yediğimiz yiyeceklerin nasıl yetiştirildiğini merak ediyor :) Tarlalarda koşmayı, ağaçları ve çiçekleri sevip onlarla konuşmayı - genelde ben söyleyince olsa da - ihmal etmiyor. Geri dönüşüm ve çevre temizliği konusunda çok duyarlı. Ama saatlerce ormanda vakit geçirmişliği yok. Gerçi gidecek çok fazla bir ormanlık yer de yok, çocuğun hakkını yemeyeyim. Ankara'da Central Park ya da Hyde Park vardı da biz mi götürmedik canım? :)))
DEVAMINI OKU

5 Nisan 2015

Bambina 2 Aylık

Bambina tarih olarak iki ayını, gün olarak ise neredeyse 9. haftasını bitirdi bugün itibariyle..

Bambinonun 2. ay yazısı burada :)

Hafif hafif tükrük üretimine başladı. Gerçi kusma nedeniyle önlüğü eksik etmiyoruz, evin her yerinden önlük fışkırıyor :)

"Agu, gugu, mırr" gibi sesler çıkartmaya başladı :) Sanki konuşuyor gibi, konuşmak istiyor gibi.
Bir de bazen ben gülünce gülümsüyor bana ya da bana öyle geliyor :)

Boy: 55,5 cm
Kilo: 4700gr
Baş çevresi: 37 cm

Gündüz gece ayrımını oturttu sayılır, akşam 8-10 arası gece uykusuna yatıyor. Gece 1-2 gibi kalkıyor, sonrası çok düzensiz. Bazen saat başı, bazen 1,5-2 saatte bir kalkıyor. Belli olmuyor. O nedenle o gece uykusuna yatınca en geç 1-1,5 saat sonra ben de yatıyorum çünkü 24 saat içinde kesintisin en uzun uyuduğum zaman dilimi bu aralık. Şöyle kesintisiz 5-6 saat ne zaman uyurum bilmiyorum..

Uykuya nasıl geçtiği de çok değişken. Bazen emerek uykuya dalmak istiyor. Bazen Bambinoda yaşamadığım bir şekilde emzik talep ediyor ama her zaman değil. Bazen pusete koyup evde dolaştırarak uyutuyorum. Çoğunlukta ise kucakta tutularak uykuya dalıyor. Gazı olduğu zamanlar genelde kucakta rahat ediyor. Ben de kucakta tutmayı çok seviyorum. Galiba son kez bebek büyütünce (Büyük konuşmayayım herşeye rağmen!) herşeyi doya doya yaşamak istiyor insan. Durup durup kokusunu içime çekiyorum. Minicik ellerine, ayaklarına, poposuna, bacaklarına bakıyorum, dokunuyorum, öpüyorum. Hatta bazen kendimi tutamıyorum; bir yandan uyutmaya çalışırken bir yandan da "Uyumazsa uyumasın" diyerek öpücüklere boğuyorum Bambinayı :)) 

Evde bir bakıcı ve büyük abi olunca yalnızlık da çekmiyorum çok şükür. Hatta evde sıkılmadan durmama herkes hayret ediyor. Kız uyuyunca bakıcıya bırakıp biraz dışarı çıkıyorum arada. Bazen Bambinoyu da alıyorum, bazen o okuldayken gidip geliyorum. Bu kaçamaklar bana nefes aldırıyor, iyi geliyor. 

Günler dolu dolu geçiyor vesselam.. Allah tüm kuzulara sağlık versin.. Tün annelere de güç kuvvet ve sabır versin..
DEVAMINI OKU

4 Nisan 2015

Bambino 4,5 Yaşında - 54 Aylık

Very be, bugünleri de görecekmişiz demek :)

Bambino 4,5 yaşına girdi. 
Eskiden öyle büyük geliyordu ki 4 yaş ve üstü çocuklar bana.
Bakın işte, Bambino da onlardan biri oldu, çok şükür, bin şükür!

Bambinayı büyütürken Bambinonun bebekliğini yeniden yaşıyorum.
Aklıma ayrıntılar geliyor. Unuttuğumu sandığım ayrıntılar.
Blogu okuyorum, Bambinonun eski zamanlarına gidiyorum..

Zor bir bebekti Bambino ve zor bir çocuk oldu.
Zorluğu şundan: Bir davranışa yönlendirmek için ikna etmek gerekmesi. Eğer ikna olmaz ise kesinlikle yapmıyor istenileni.
"Büyük sözü dinle, biz ne dersek o doğrudur" demek zorunda kalıyoruz bazen, çok sinirlenince. O bile işe yaramıyor. Devamlı sorguluyor. 
Ama eğer ikna olur da o hareketin gerekli olduğuna inanırsa, onu tutarlı bir şekilde devamlı uyguluyor.
Uygulanmadığı zaman "Hayır öyle olmamalı" diyerek bizi uyarıyor bu sefer :)
Yani, kural koyarken dikkatli olmak lazım.

Öğretmeni "Ya" kelimesinin çok kullanıldığını duyunca bir kural koymuş okulda. "Ya" kelimesi kötü, kullanılmayacak.
O günden beri evde dilbilgisi polisi kesildi Bambino, "ya" dediğimiz anda sözümüzü kesip "Ya kelimesini kullandın" diyerek uyarıyor bizi. Aynı şekilde "valla" ve "be" kelimelerinde de yapıyor. Tüm muhabbetler sekteye uğruyor tabi çünkü günlük kullanımda devamlı ya diyoruz. İsterseniz dikkat edin, iki cümleden birinde ya kelimesi geçiyor :) Hal böyle olunca Bambino her yerde sohbete her an müdahil olabiliyor, "O kelime kullanılmamaktadır" diyerek uyarıda bulunuyor. Alın size kural uygulayan sıkı bir sistem savaşçısı. Bu çocuğu avukat ya da yargıç falan mı yapsak, n'apsak?

Yani, kurallara canı kadar bağlı bir çocuk Bambino.
Sistem olsun ve herkes uysun istiyor.
İstisnalara tahammülü pek yok. İkna olursa belki..

Çok hassas sonra.. Empati yapıyor olur olmadık yerde ve başkaları için ağlayıp üzülebiliyor.

Melankolik bir tarafı da var.. Bazen sırf üzülmek için bahaneler buluyor :)

Piyanoya başladı geçen ay. Maksat, öğleden sonraları evde olduğu saatlerin sayısını azaltmak :P Çok idealistçe değil mi? :P Ne yapayım, iki çocukla zaman geçmek bilmiyor bazen. En güzeli aktivite bulup Bambinoyu göndermek.. (İleride bunları okursan umarım beni anlarsın oğlum, seni çok ama çok seviyorum)

Hocasını sevmiş, piyanoyu da sevmiş. Zaten evde orguyla devamlı konser veriyordu bize :)

Jimnastiğe de devam ediyor, orada da çok mutlu. Haftasonu babasıyla takılıyorlar :) Küçükken babamla her pazar Gençli Parkı'na giderdik, çok güzel çocukluk anılarım var. İsterdim ki oğlumla benim de olsun öyle anılarım. İleride umarım olur. Şimdilik babasıyla bu anıları oluşturuyor, bu da ayrı güzel tabi ki..

Asıl havadisi vermedim: Bambino okumaya ve yazmaya başladı! Daha doğrusu ufak ufak okuyordu ve yazıyordu kendince, biz hiç müdahale etmedik. Sorularına kısa cevaplar verdik, uzatmadık. Ama olacağın önüne de geçemedik; Bambino kendi kendine okumaya ve yazmaya başladı. Sol eliyle yazıyor (Annesi gibi :)) ), büyük ve küçük harf karışık yazıyor. Müdahale etmeli mi bilmiyorum ama hiç dokunmuyorum.

Geçen gün markete giderken "Bir dakika" dedi. Masasına gitti, kağıt kalem alıp market listesi oluşturmaya başladı. Sonra kağıdı cebine koydu. Kalemi de. "Kalemi neden aldın?" diye sordum. Listedekileri aldıkça kenarına "check" işareti yapacakmış :)

Gün içinde benden telefonumu isteyip kojoya mesaj atmaya çalışıyor. Boşluk tuşunu henüz bulamamış ki şöyle yazmış mesaja:
"Babaseniçoközledim"
"Bababanagüzelkitapal"

"ç", "ö" ve "ü" harfleri benim telefonda yok, onun yerine noktasız harfleri koymasını söylediğimde, "Baba öyle yazarsam okuyup anlayabilir mi?" diye sordu kuzucuk :))

Bambino son ay içinde kardeşine olan tavırlarını epey değiştirdi. Özellikle son hafta içinde kardeşini devamlı görmek istedi, çoğu zaman sevmek istedi (Altında zarar verme güdüsü olabilir diye hep yanında olmaya gayret ediyorum). Sonuçta kıskançlık olacak, olması normal ama bunu eyleme geçirmemeli :) Mesela ben tuvaletteyken Bambino kardeşiyle konuştu devamlı, oyuncak gösterdi, oyaladı. Bu anlamda iyi bir abi olmayı vaat ediyor bizimki :) Bakalım, zaman neler gösterecek bu konuda. Ama Bambino kardeşine alıştı diyebilirim, artık varlığını yadsımıyor..

Bambino yine kendi kendine toplama ve çıkartma, hatta çarpma ve bölme de yapmaya başladı.
Geçen gün şöyle dedi bana:

"Anne, 2-4-6-8-10 eşli sayılar."
"Nasıl yani?"
"Onların eşleri var. Ama 1-3-5-7-9 eşi olmayan sayılar"
"Çift ve tek sayıları söylüyorsun galiba" !!! 
Ben dumur oldum tabi..
Kendi kendine tek ve çift sayıları bulmuş.
Dedim ki: "Oğlum biz bunları ilkokul 2'de ezberleyerek öğrenmiştik, mantık yürüterek değil" :))

"Anne, 12'nin içinde 4 tane 3 var."
"Hı? Pardon? Nasıl yani?"
Buyrun size bölme.

Kendi kendine düşünüyor ve bir anda anlatıveriyor. Bunları ilk söylediğinde bir yerden okuduğunu ya da birinden duyduğunu düşünmüştüm ama kendi kendine bulmuş. "Düşünüp aklımdan buldum" diyor :)

Düşünürken gözler yukarıya doğru bakıyor bu arada, çok komik oluyor öyle :))

Takvime bakarak yaz programımızı ayarladı Bambino. Ramazan Bayramında İzmir'e, Kurban Bayramında Antalya'ya gidecekmişiz :) 

Uçağa binmeyi de çok özlemiş. "Ne zaman Londra'ya götüreceksiniz beni?" diye soruyor aklına geldikçe :) Londra bizim karşı komşu sanki :PP

Orta kulak iltihabı nüksetti bir de son ayda, antibiyotik kullandı, son 3 ayda 2. antibiyotiği bu. Bir yerde okumuştum, vücut zayıf düştüğü için hastalık hemen tekrarlıyormuş. Hala burnu tıkalı ve geniz akıntısı devam ediyor. Doğal desteklerle devam ediyoruz bakalım. Kışın iyiydik derken ilkbaharda böyle hastalandı oğlan. Gerçi Nisan ayı da kışı pek aratmıyor, gece bir baktım kar yağıyor dışarıda, bahçe bembeyaz olmuş!

Daha dün doğdun, ne çabuk 4,5 oldun benim kıvırcık kuzum?! 
Hep iyilerle karşılaş, hep mutlu ol ve mutlu et.
Seni çok seviyorum :) xx

DEVAMINI OKU

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com