5 Haziran 2015

Bambina 4 Aylık

Bambinanın 4. ay yazısını yazmak için bilgisayarın başına oturunca önce Bambinonun 4. ay yazısını okudum - isterseniz siz de okuyun-, ve aklımdan gitti yazacaklarım bir anda! Bambinonun atopik dermatit oluşu, 7/24 kucak isteyişi, fazla kilo almayışı, hareketliliği tekrar tekrar film şeridi gibi geçti gözümün önünden. Yazdıklarım öyle içten ve samimi geldi ki bana, o anki ben'e şefkat duydum. O'na sarılıp "Bravo, zor zamanlarmış ama sen harika annelik yaptın, çok iyiydin" diyerek moral vermek istedim.

Şimdi Bambinaya bakıyorum da, çok çok şükür kızımda atopik dermatit yok. Ben kendimi iyileştirdikçe Bambina da sağlıklı bir şekilde karnımda büyüdü ve dışarıda da bu şekilde büyümeye devam ediyor. 2012'den beri değiştirdiğim beslenme düzenim, 2013'ten beri uyguladığım alternatif tedaviler 2014'te içimde büyümeye başlayan Bambinaya olumlu etkilerde bulundu. Hiçbir şey sebepsiz değil dostlar, ben bunu deneyimledim ve içtenlikle şükrediyorum ki iyi ki bizim üzerimizde büyük bir güç var. Aciz halimizle 10 dk sonrasını bile bilmezken bütün gelmişi ve geçmişi bilen bir Gücün varlığı beni koşulsuz teslimiyete götürüyor. Bambinayla birlikte öğrendiğim en önemli deneyim bu oldu. Akışa teslim olmak. Herşeyin geçici oluşu. Herşeyde bir hayır oluşu. Hep diyorum ya, bakın ben bu kızla daha neler neler öğreneceğim! :)

Bu arada kendimi şifalandırma girişimlerimde en büyük rol yine Bambinanındır. Zira, doğum bir kadının vücudunun baştan aşağı yenilenmesidir, hele ki doğal doğum ise doğum yöntemi. Ben de Bambinanın doğuşu ile birlikte büyük oranda yenilendim, temizlendim. Hala yapılacak şeyler var elbet ama şu anki noktada en büyük pay yine kızıma ait, farkındayım. Bambinaya bir kez daha şükranlarımı sunuyorum :)

Bambinanın da cildi hassas, belki ek gıdaya geçince yine birşeylere alerjisi çıkacak, bilemiyorum ama en azından Bambinodaki atopik dermatit belirtileri onda yok. Huzursuz bir bebek değil. Evet, emmeye çok düşkün, kucakta ve gezinti halinde olmak istiyor devamlı ama asla keyifsiz değil. Bilakis, devamlı gülüyor. Hani "5 parası varmış 5'ini de gülmeye vermiş" denir ya, Bambina için denmiş sanki :)

Bambinanın uykuları çok uzun süreli değil malesef. Sallanarak ve emerek uyumaya alıştı. Ben yoksam pusette gezinerek uyuyabiliyor ama beni gördüğü an affetmiyor :) Hem emziriyorum hem de kucağımda gezdiriyorum uyuması için çünkü karnından gelen gaz sesleri onu çok rahatsız ediyor, gezerken o sesler rahatsız etmiyor o kadar. Zaten kafayı da gövdesinin yarısına kadar kaldırmaya başladı, eğer oturarak uyutmaya başlarsam hemen kafayı kaldırıp ayağa kalkmamı söylüyor. Yaklaşık 10 dk ayakta geziyorum sonra oturarak devam ediyorum emzirmeye.

Gece uykusuna 8:30-9 gibi geçiyor. 12'de kalkıyor, emip yatıyor. Sonrası Allah ne verdiyse :) 2, 3, 4, 5, 6.. Saat başı, 45 dk da bir, şanslıysam 1,5 saatte bir kalkıyor. Son bir haftadır 4'te kalkıp 5'e kadar uyumuyor, uykusu dağılmış bir şekilde uyanıyor. Geceleri de gündüz gibi evin içi :))

Elleriyle birşeyler tutup keşfetmeye başlamıştı Bambina. Her gün bıkmadan usanmadan pratik yapıyor bu konuda :) Koordinasyonu hala kuvvetli değil ama bebeklerdeki o öğrenme azmi var ya, beni benden alıyor :) Helal olsun diyorum, yılmadan, bıkmadan, başarana kadar yapıyorlar. Nasıl bir içgüdüyse artık! 

Yediklerimizi sayıyor biz yemek yerken. Versek yiyecek, o derece içi gidiyor gibi :))

Şarkı söylenmesine bayılıyor, gülücükler saçıyor hemen :)

Gözleri hala mavi-gri arası. Döner diyorlar, o nedenle renkli gözlü olacağını kondurmuyorum hala..

Oyun halısı, ana kucağı, çıngıraklar, pusette oda oda gezmece, abisinin odasına bitmeyen keşifler yapmaca, mutfaktaki aktiviteleri izleyip sofraya kucakta dahil olmaca şeklinde bir hayatı var Bambinanın.

Kolları, bacakları devamlı hareket halinde. Altı açılınca bacaklar durmadan oynuyor :)

Banyoyu seviyor, su kuşu olacak böyle giderse :)

Her gun diyorum ki Bambinaya: "Kolaylıkla büyüyorsun, sevgiyle büyüyorsun, sağlıkla büyüyorsun." Bir de şunu: "Ben işe başlamadan konuşmaya ve yürümeye başlayacaksın" :)))

İlk yılının üçte biri geride kaldı sevgili kızım. Her bebek gibi çok seviliyorsun. Senin kokun hepimizi mutlu etmeye yetiyor. Varlığın bizim için bir hediye. Hele benim için çok özel bir hediyesin, bunun farkındayım ve şükrediyorum, sonsuz kere..
DEVAMINI OKU

4 Haziran 2015

Bambino 56 Aylık

Bambino bu aralar dualite dönemine girdi.
Yani bir yandan anneye feci halde bağımlı, anne yanında olsun istiyor her daim.
Diğer yandan ise arkadaşlarıyla olmak, onlarla oyun oynamak istiyor devamlı.
Eğer arkadaşlarıyla oynarken anne yanındaysa Bambino havalarda uçuyor :)
Tabi her zaman bu mümkün olmuyor, olmadığı zamanlarda hangisi eksikse onu düşünüp üzülüyor.

Üzülmek için sudan sebepler yetiyor bazen Bambinoya.
Evde devamlı "Elindeki ile mutlu olmayı öğren" konuşmaları yapıyoruz, henüz işe yaradığınğ görmedim. Ama azimliyiz :)
Depodan bisikletini çıkartırken kaybolan bir oyuncağı aklına gelip üzülüyor mesela.
"Bisiklete bineceğine sevin" diyorum ama nafile. İlle de kaybolan oyuncak. Başlıyor dedektifliğe: "Kim aldı, kim kaybetti, nerede kayboldu, yenisini alalım..."
Bazen hiç bir şey yapmıyorum, üzülmesinin bitmesini bekliyorum.

Dediğim gibi, arkadaşları pek bir kıymetli Bambinonun.
Geçen gün yanıma gelip dedi ki:
-Anne, Kaan haklı... Evet, evet, anne Kaan haklı.
-Kaan haklı demek. Hangi konuda haklı?
- Pusetler bebekler içindir, ben bebek değilim, o nedenle artık pusete binmek istemiyorum.
-Ama uzak yerlere giderken yorulunca pusette oturuyorsun. İyi değil mi bu?
- Hayır, ben artık yürüyeceğim. Puset istemiyorum.

Gayet kesin ve net bir şekilde arkadaşının fikirlerine bizimkinden daha çok değer vermeye başladığının kanıtıdır bu durum :)
Ne diyeyim, kojonun dediği gibi: Allah iyilerle karşılaştırsın!

Bambinonun kardeşi ile arası iyi. Onu seviyor ve kolluyor. Maşallah diyoruz :)

Bambino artık hareketli oyunları seviyor. Ancak bu şekilde enerjisini atabiliyor ve gece iyi uyuyor. Eğer gün boyu koşturmadıysa ya da arkadaşlarıyla oynamadıysa o gece birkaç kere uyanabiliyor, gözlemlerim bu yönde. Yakında okullar kapanınca ne yapacağım bilmiyorum..

Bayağı bayağı okuyor bizimkisi. Tabelalar, broşürler, afişler, seçim pankartları, ne bulursa :) Bir sürü yeni şey öğreniyor tabi, hatta bizim kaçındığımız bazı gerçekleri kendi kendine keşfetmeye başladı. Yapacak birşey yok, hayatı öğreniyor tonton :)

Kızgın öğretmenleri sevmiyor bizimki :) Kızan bir öğretmen gördüğü zaman ondan ilelebet soğuyor, yanına bile yaklaşmak  istemiyor.

Evde de baba ona kızınca koşarak yanıma geliyor, "Kızmadan söyleseydi" diye ağlıyor.. Hassas minnoş..

Bambinonun hayatını en çok kendi zorlaştırıyor, bence bu böyle sürüp gidecek :) Kendine ettiği eziyeti kimse etmeyecek ona :)
Geçen günkü diyaloğumuz şöyleydi:
- Anne, odama şifre koydum. Bundan sonra şifreyi söylemeden içeri girmek yok. Odamdaki kuralları ben koyarım.
-Peki oğlum, nasıl istersen. Şifre nedir?
- 05001580
... Aradan zaman geçer, uyku vaktinde ben Bambinoyu uyutmak üzere odaya giderim..
-Anne şifreyi söyle, öyle gir.
- Hmmm, şey, 050008*??? neydi, böyle miydi?
-Hayır anne, bilemedin, giremezsin o zaman.
-Ama oğlum, seni uyutmam lazım, sonra kardeşini uyutmaya gideceğim.
-Ama olmaz, yanlış söyledin şifreyi.
-Peki o zaman, sen kendin uyu bugün (işime de gelir :P )
- Hayır, sen gelmeden ben uyumuyorum!
- Ama şifreyi hatırlamıyorum işte!
- Beynine sor anne, o sana göndersin şifreyi.
-Tamam, sorayım ama bu biraz zaman alabilir. O zamana kadar ne yapacağız?
-Ben de uyumam o zamana kadar.
- Oğlum uyku vaktin geldi de geçiyor bile. İzin ver bu seferlik gireyim.
- Olmaz anne, şifreyi söylemen lazım.
- Oğlum hayatı zorlaştırma ikimize de !!%#?*!

Aynen böyle işte!

Bir de zaman yolculuğu muhabbetimiz var. Bambino kafasındaki gibi yaşayamadığı her an için geçmişe dönüp o anları tekrar yaşamak istiyor ve bunun için deli gibi ağlıyor her seferinde. Bir defasında dedim ki: "Tamam, bilimadamları zaman yolculuğunu buldukları zaman o anlara geri dönüp dediğin gibi yaparsın, tamam mı? Şimdi biraz sakinleş bakalım" O konuşmadan beridir bu tür durumlarda ağlamayı kısa kesip "Zaman yolculuğu çıkınca bu ana geliriz dimi anne?" diyor. Ben de "Tamam, listeye ekle" diyorum. Şimdiden liste feci kabarık duruma geldi bile :) Bir keresinde de "Oğlum geçmişe gidip olayları değiştirmekten bugünü yaşamaya vaktin kalmayacak" dedim, ona da ağladı. Ben de sustum. Artık demiyorum. Acaip taknıtılı çünkü. İlla onun istediği şekilde tepki verilecek, konuşulacak, oyun oynanacak. Başka türlüsüne tahammülü yok. Bir ara psikoloğa bile götürmeyi düşündüm ama okul öğretmeni bunun normal bir dönem olduğunu ve geçeceğini söyleyince vazgeçtim. Yoksa böyle biriyle yaşamak hiç kolay değil inanın!

Neyse.. Okul tatili yaklaşırken okul gezileri tüm hızıyla sürüyor. Piknikler, kermesler, sergiler.. Bu ay epey sosyal geçti anlayacağınız. Bu anlamda pek çok ilk yaşadı Bambino. Servisle okul gezilerine gitmeyi pek sevdi. Bir defasında kardeşi nedeniyle biz arabayla gitmiştik, epey ağladı. Şimdi kendi servisle gidiyor biz de gitsek bile. Serviste de emniyet kemeri takan tek çocuk bizimkiymiş. Ayrıkotuyuz ailecek :)

Özgüvenli, hassas, kuralcı, arkadaş canlısı, anneci, gezmeci, çözümcü, patron kılıklı, dipsiz kuyu gibi yiyen ama gram kilo almayan -çiroz, kendinden 2-3 yaş büyüklerle takılmaya bayılan, takıntılı, kaygılı Bambinom benim :) Seni çok seviyorum!
DEVAMINI OKU

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com