31 Aralık 2015

Mutlu Yıllar


Koca bir yıl daha bitti.
Film gibi bir yıldı benim için 2015.
En önemlisi ailemize yeni bir üyenin katılmasıydı tabi :)
Bambina ile dolu dolu geçen bir yıl oldu 2015.
Evde yeni bir düzenin/düzensizliğin kurulduğu, daha önce hiç yaşamadığımız durum ve duyguları yaşadığımız koca bir yıl.
Abi-kardeş ilişkisi, çocuk-ebeveyn ilişkileri, karı-koca ilişkisi, aile-çevre ilişkisi yeniden tanımlandı 2015'te, yeniden şekillendi.
Derler ya "İkinci çocukla ailemiz tamamlandı", bana da Bambina hep varmış, zaten hep bizimleymiş gibi geliyor.
Onun olmaması büyük bir eksiklikmiş.
Vay be, böyle hissettiğime inanamıyorum! :)

İlk defa yazlıkçı olduk, ilk defa iki aya yakın yazlıkta kaldık.
Annemin diz ameliyatı yazlıktayken oldu.
Bakıcımız ile yazlıkta yaşadıklarımız beni uyandırdı.
Film gibiydi o dönem..

Bambinonun okul serüvenleri devam etti 2015'te.
Bir okuldan çıktı, yeni bir okula başladı.
Yeni bir ortam, yepyeni bir oluşum, taze heyecanlar.
Tabi zorluklar, çözülmesi gereken küçük-büyük problemler.
Bambinonun mutluluğu yetiyor sonuçta :)

Kişisel olarak baktığımda ise yine yeni bir döneme girdiğimi görüyorum, hissediyorum.
Artık beni ileri götürmeyen şeyleri bir kenara koyabildiğim ve cesaretle yeni deneyimlere yelken açabildiğim bir yıldı 2015.
Bazı konularda aydınlanma yaşadım, bildiğim ama kafama "dank" etmemiş şeyleri içselleştirdim bu yıl.
Geçen yıl başlayan "akışa teslim olma" haline ait sınavlar vardı bu sene hayatımda.
İsyan etmeye çok müsait sınavlardı. "Yeter artık!" ya da "Niye ben?" diyebileceğim çok şey oldu.
Umarım sınavlarımı vermişimdir, bunu can-ı gönülden diliyorum.
Biliyorum ki, verilmeyen her sınav bir derece zorlaşarak veya duygusal olarak daha yoğunlaşarak geri geliyor.

Sağlıkla ilgili konular vardı gündemde 2015'te.
Bambinanın, Bambinonun, kojonun, benim, annemin sağlık durumlarıyla ilgili sınavlar vardı çokça.

Neredeyse hiç işe gitmediğim bir yıl oldu 2015 :)
Ocak ayının yarısından sonra düne kadar işe gitmedim.
Dün itibariyle işbaşı yaptım.
Nasıl yaptım ben de anlamadım gerçi.
İşe geldikten iki saat sonra çıkıp Bambinoyu okuldan alıp doktora götürmek zorunda kaldım.
Arada eve gidip Bambinayı emzirdim.
Tam bir koşturmacaydı.
Tahlil veremediğimiz için hala tetikte bekliyorum :)
İşe geldim ama her an eve gidebilirim.
Bu şekilde "yumuşak" bir işe başlama süreci geçiriyorum diyebilirim :)

2016 yılı için "ferahlık" diliyorum ben.
Maddi ve manevi ferahlık diliyorum.
En çok buna ihtiyacımız var gibi geliyor.
Mekanda ferahlık, maneviyatta ferahlık, zihinsel ferahlık, duygusal ferahlık, bedensel ferahlık.
Feraha çıkmaya niyet ediyorum.

"Akıp gitmeyi" diliyorum.
Akışla birlik olmayı, bırakarak gitmeyi, devam etmeyi diliyorum.
Tutunduklarımızı bırakabilmeye niyet ediyorum.

"Farkında olmayı" diliyorum.
Zihnimizin oyunlarının farkına varmayı, olanı olduğu gibi görmeyi engelleyen her şeyden uzaklaşmayı diliyorum.
Beklentilerimizi düşürmeye, bugüne odaklanmaya niyet ediyorum.

Sevgi, mutluluk, sağlık, neşe ve başarı diliyorum ve de her zamanki gibi :)

Mutlu yıllar!
DEVAMINI OKU

16 Aralık 2015

I Love You Son

Buraya yazacak vakit ve enerji bulamadığım ama son bir haftadır hastalıklarla uğraşan bendeniz artık yorgunluktan pes etmek üzereyken vuku bulan bir olay beni yeniden şarj etti bile.

Bambinayı uyuturken anne sütü verdim ama kız hastalıktan onu bile çıkarıyor. Akşam yine her tarafıma kusmuş, acil değişecekleri değiştirdik, falan filan..

O halimle (tam temizlenemedim) Bambinoyu uyutmaya gittim (Kojo yok muydu diye sormayın, kendisini görürsem söylerim :P ). Ben o feci halimle oğlana yanaşmak istemiyorum, o da tam tersi sırnaşmaya çalışıyor bana.

İşte o anda söylediği bir cümle sihir gibi etki etti bende:

- Ne güzel kokun var anne!

Eriyip bittiğim andır o an!

Sonrası sarılıp koklaşmaca tabi :)))
DEVAMINI OKU

5 Aralık 2015

Bambina 10 Aylık

Bambinonun 10 aylık yazısı burada :)

Bambina son ay içerisinde boy attı, eskisi gibi dombili görüntüsü kalmadı :)

Boy: 70 cm
Kilo: 9 kilo

Bambina artık daha bir anlıyor bizi, dediklerimizi, gözlerimizin demek istediklerini :)

Abisine fena düşkün, yanından ayrılmak istemiyor evdeyken.

Babasıyla dans etmeyi, müzik dinlemeyi pek seviyor.

Henüz konuşamıyor ama çıkardığı seslerle ihtiyaçlarını rahatça anlatıyor. Uykusu gelince ayrı, mutlu olunca ayrı melodiler söylüyor.

Uykuları parçalı hala, yakın zamanda düzelmesini beklemiyorum, abisinden antrenmanlıyım :)

Alerjisi nedeniyle dikkatli davranıyoruz. En sevdiği yiyecek avokado, ayva, salatalık. Patatesi hala pek sevmiyor, abisi de bu zamanlarda sevmezmiş.

Tutunarak ayağa kalkıyor ve sıralıyor. Tekerlekli ahşap arabayı yürüteç olarak kullanıyor ve gittiği yere kadar gidebiliyor. Aynı şekilde minik tabureyi de yürüteç olarak kullanıp evde dolaşıp duruyor, gayet mobil :)

Kendi kendini eğlendirebilen bir bebek Bambina :) Hiç ummadığımız eşyalarla dakikalarca oynayabiliyor hem de gülerek, kahkahalar atarak falan :) Sıkıldı artık dediğim anda türlü oyunlar buluyor, karşısındakini de dahil ediyor, hepimizi mest ediyor bu halleriyle :)

Devamlı gülüyor, gülümsüyor. Çok canayakın. Bazen öylesine gelip kedi yavrusu gibi sürtünüyor bize ya da gelip kafasını kucağımıza atıveriyor. Kız çocuğu farkı mı yoksa Bambina farkı mı bilemiyorum ama pek hoş anlar o anlar :) Alıp içime sokasım geliyor!

Uykusu gelince başını omzuma yavaşça koyuyor ya, o bebek kokusunu içime çekiyorum ya, benden mutlusu olmuyor öyle zamanlarda!

Bir de bebeklerin "Dünya yıkılsa umrumda değil, şu anda keşfetmekle meşgulüm" tavırları oluyor ya hani, o zamanlara şahit olmak da çok hoşuma gidiyor benim :) Defalarca aynı şeyi yapmaları, her bir ayrıntıya ilgi gösterip incelemeleri müthiş bir enerji çıkarıyor ortaya. O andan nasiplenmek şükür sebeplerimden biri oluyor gün içinde.

Kız çocuğunun zevk ya da dertlerinden biri olan toka takma olayında Bambina taktırmak istemeyenler kulübünden, rengini belli etti sonunda. Kafasına birşey takılmayacak, giydirilmeyecek, örtülmeyecek. O kafa öyle duracak :)

Gece yatarken üstüne incecik bir tülbent bile örttürmüyor, derin uykudan uyanıp fark ettiği an uykusu açılma pahasına o örtüden kurtulmaya çabalıyor ve bu çabaları benim de uykuma mal oluyor. Birşey örtmüyorum ben de, n'apayım?

Kitap okutturmaya başladı minnoş :) Tabi öyle sayfa sayfa okumuyoruz ama birkaç sayfa çevirmek bile ona yetiyor. Biri bitince diğerini getiriyor. Abisine öyle çok kitap almışız ki (bir kısmını da elden çıkarmıştık üstelik), bu konuda fazla yatırım yapmayacak gibiyiz (yine de açık kapı bırakayım, çocuk kitaplarını ben de çok seviyorum!).

Ben bebeklerle olmayı seviyorum, kesin bilgi :)

İkinci çocuklarda - daha tecrübeli olunduğu içinde belki de - daha sabırlı, olgun, anlayışlı olunuyor, bu da kesin bilgi :)

İki çocuğu idare etmek ayrı bir sanat :)

İki çocuğu büyütürken ilk çocuktakinden farklı yönlerimize odaklanıp kendimizi büyütüyoruz ve "level" atlıyoruz aslında, tecrübem bu yönde.

Evde bir bebeğin varlığı paha biçilemez, çok net!

DEVAMINI OKU

4 Aralık 2015

Bambino 62 Aylık

Bambinonun son ayındaki en dikkate değer gelişme diş düşürmesi oldu sayın seyirciler.

Dişini ne zaman ve nasıl düşürdüğünü ne kendisi biliyor ne de biz!!
Geçen hafta banyo sırasında söyledi bana dişinin düştüğünü, öyle normal bir şekilde söyledi ki hem de, sanki her gün dişi düşermiş gibi!
Oysa ben neler hayal etmişim bilinçaltımda, ne diş perileri, ne diş kutuları, ne diş hediyeleri, sallanmasını heyecanla izlemeler, "Bugün düştü mü, düşer mi acaba?" diye muhabbetler..
Cık!
Hiçbiri olmadı...
Öyle sakince banyo yaparken dişinin düştüğünü söyledi. Ne zaman olduğunu, nasıl olduğunu bilmediğini ve de..
Zınk diye kalakaldım, hazırlıksız yakalandım anlayacağınız!
Hadi Bambinonun bana olay olduktan kaç gün sonra gayet normal birşey anlatır gibi anlatmasını geçtim, peki her sabah ve akşam dişini fırçalayan biz anne babalar nasıl atlamıştık bu olayı, onu hiç çözemedim!
Bambinonun dişleri ayrıktır biraz, e zaten de küçücük dişleri var, alt dişlerinin arasının o kadar ayrık oluşunu normal zannetmişim, iyi mi?!
Bambino haberi bana verince banyo sonrası kojoya sordum, "Senin haberin var mıydı?" diye.
"Bana Cumartesi günü söylemişti, senin haberin var sanıyordum" demesin mi? (Günlerden olmuş Salı bu arada)
Yahu nasıl bir iletişimsizlik var evde bilemedim :) Sanırsın haftada bir görüşüyoruz aynı evin içinde.

Acayip bir hayalkırıklığı yaşıyorum ve bir de şok tabi!
Şok olmamın sebebi 5 yaşın diş düşürmek için oldukça erken olduğunu düşünmem.
Ne bileyim bir ilkokul 1 olsaydı, okuma bayramı falan geçseydi de öyle düşseydi..
Bizim oğlanın yapısı da böyleymiş ne yapalım.
Hem kojonun dişleri de hatırladığı kadarıyla bu yaşta düşmeye başlamışmış, hem ona göre erkekler erken diş düşürüyormuş (Bu tespite nasıl ulaştı, hiçbir fikrim yok, sormadım, hayalkırıklığımı doya doya yaşama hakkımı kullandım)...

Banu'dan öğrendiğime göre diş düşüren çocuk okuma yazmaya hazır demekmiş Waldorf öğretisine göre. Bu da burada not olarak kalsın, lazım olur birilerine :)

Diğer yandan, gelecek olan dişlerin sağlam ve sağlıklı olabilmeleri için (2. dişi de sallanıyor, artık arkasaı gelir bu furyanın!) bol kalsiyum alması gerekiyor Bambinonun. Alerji nedeniyle süt ürünleri veremeyince biraz panik oldum. Her gün yoğurt yemesine dikkat ediyorum şu anda. Bir de chia tohumunun içinde yüksek miktarda kalsiyum olduğunu öğrendim, günde bir tatlı kaşığı alması yetiyormuş üstelik. Balık yağı ile birlikte onu veriyorum her sabah (yani olabildğince her sabah).

Diş mevzusu dışında Bambinonun günleri rutin bir şekilde geçiyor çok şükür. Okul, okuldan gelince video-yemek-oyun-diş fırçalama-uyku şeklinde. Haftasonları piyano, tenis ve babasıyla gezip tozmaca.

Alerjileri aynen devam ediyor. Geçen hafta Maka Teyzesinin yaptığı keki yedirdim, keçi sütü vardı içinde ama hemen reaksiyon verdi vücudu :( Mart ayında Pınar'ın Recall Healing semineri olacakmış, onu bekliyorum heyecan ve umutla. Umut olmadan yaşayamayız, değil mi?

En sevdiği renkler: Mavi, yeşil
En sevdiği arkadaşı: Ali Deniz (Nam-ı diğer kanka)

Okulda erkeklerle oynadığı kadar kızlarla oynamayı da seviyor Bambino. Kızların oyunlarını öğreniyor, onların dünyalarını anlamaya çalışıyor. Açıkçası hoşuma gidiyor bu sosyalliği :)

Oyunlarda hakemlik yapıyor, kurallara uygun hareket edilmesini sağlamaya çalışıyor. Öğretmenlerinin minik yardımcısı.

Yalnız öz bakım konularında biraz savsak bizimki :) Başkasının eksiğini görüyor da kendine hiç bakmıyor. Kendini arka planda bırakıyor bazen. Çalışıyoruz bakalım bu konuda. Vücut ve bir bütün olarak kendini fark etmesini sağlamaya çalışıyoruz. Dişinin düşüşünü fark etmemesi de buna dahil mesela ;) Vücudunda neler olup bitiyor, bedeni nasıl çalışıyor, bunları daha çok fark etmeye ihtiyacı var gibi geliyor bana. Yoksa fedakarlık ve yardımseverlik de bir yere kadar, değil mi?

Ne demişler: Önce Can, sonra Canan :)


DEVAMINI OKU

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com